ECZACILIK YAPAN DAVACININ DEFTER VE BELGELERİN İHTİCACA SALİH OLMADIĞI YETERLİ TESPİT VE İNCELEME İLE ORTAYA KONMADAN, FİRE VE KAR ORANI ARAŞTIRILMADAN YAPILAN TARHİYATIN EKSİK İNCELEMEYE DAYALI OLDUĞU HK.
Temyiz Eden : ...
Karşı Taraf : ... Malmüdürlüğü
İstemin Özeti : Eczacılık yapan davacının 1994 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak adına re'sen kaçakçılık cezalı gelir vergisi, kusur cezalı fon payı salınmış, özel usulsüzlük cezası ile geçici vergiye bağlı olarak kusur cezası kesilmiştir.
... Vergi Mahkemesi ... günlü ve ... sayılı kararıyla; matrahın tamamen davacının defter ve belgeleri ile beyan ve imzasını taşıyan tutanaktaki verilerin esas alınması suretiyle belirlendiği, fire ve yıl içinde satılan emtianın toplam maliyet bedeline uygulanarak davacının bildirdiği %25 kar oranının esas alındığı, belgelendirilemeyen ...-lira giderin de davacı lehine hasılattan indirildiği gerekçesiyle gelir vergisi, fon payı, özel usulsüzlük cezası, geçici vergiye bağlı olarak kesilen kusur cezası yönünden davayı reddetmiş, gelir vergisine bağlı olarak kesilen kaçakçılık cezasını kusura çevirmiştir.
Yükümlü temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi 10.2.2000 günlü ve E:1998/3654, K:2000/540 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30 uncu maddesi gereğince resen vergi tarh edilebilmesi için defter ve belgelerin veya beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması, bunun açıkça ve sağlıklı tespitlerle ortaya konması ve bu saptamadan sonra matrahın takdirine geçilmesinin öngörüldüğü, olayda, sözü edilen tespit ve incelemeler yapılmaksızın inceleme elemanı tarafından, işletmenin uğraş konusu itibariyle vergi matrahının oluşumunu etkileyebilecek olan iskonto tutarları ifadeye dayalı fire ve kar oranı gibi bir kısım veriler esas alınarak yapılan hesaplama sonucu bulunan dönem kazancının beyana göre farklı olması nedeniyle defter ve belgelerin ihticaca salih olmadığı sonucuna ulaşıldığı, resen takdir nedeni kişisel kanaat ve karinelere dayalı olarak kabul edilmiş bulunduğundan kanunda öngörülen anlamda resen takdir nedeninin varlığından söz edilemeyeceği, cezalı tarhiyatta yasaya uygunluk görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan ... Vergi Mahkemesi .. günlü ve ... sayılı kararıyla ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe ile ısrar etmiştir.
Yükümlü, incelemenin varsayıma dayalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Gülsen BİŞKİN'in Düşüncesi : Israr kararının Danıştay Üçüncü Dairesinin 10.2.2000 günlü ve E:1998/3654, K:2000/540 sayılı bozma kararında yer alan esaslar doğrultusunda bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı Ülkü ERBÜK'ün Düşüncesi : Vergi aslına ve cezasına ilişkin olarak temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar,2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında,anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Vergi Usul Kanununun 353. maddesinin 1. fıkrasında, verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması veya düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların herbirine, her bir belge için 5.180.000 liradan aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının % 10'u nisbetinde özel usulsüzlük cezası kesilir" hükmü yeralmaktadır.
Vergi Usul Kanununun yukarıda anılan 353. maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmesi için öncelikle, madde metninde sayılan belgelerin ve bu belgeleri vermeyen ve almayanların saptandığına ilişkin hukuken geçerli, somut bir tesbitin mevcut olması gerekmektedir. Olayda yükümlü adına bir kısım emtiaları belgesiz olarak sattığından bahisle özel usulsüzlük cezası kesilmişse de, emtiaların kime satıldığı konusunda bir tesbit olmadığından kesilen cezanın Mahkemece onanmasında isabet bulunmamaktadır.
3824 sayılı Kanunun 19 uncu maddesine göre yükümlülerin beyannamelerinde hesapladıkları verginin belli bir yüzdesini fon olarak beyan edip ödiyecekleri öngörülmüş olup, buna göre ikmalen ve resen yapılacak tarhiyatlara ayrıca fon hesaplanmasına olanak bulunmadığından, yükümlü adına resen salınan vergi üzerinden hesaplanan cezalı fon payının Mahkemece onanmasında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle yükümlü temyiz isteminin cezalı fon tarhiyatı ve özel usulsüzlük cezası yönünden kabulü,vergi aslı ve cezası yönünden reddi ile Vergi Mahkemesinin ısrar kararının fon tarhiyatı ile özel usulsüzlük cezasına ilişkin bölümünün bozulması gerekeceği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Verg Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
1994 yılı işlemleri incelenen yükümlü adına resen salınan kaçakçılık cezalı gelir vergisi, kusur cezalı fon payı ile geçici vergiye bağlı olarak kesilen kusur cezası ve özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davada; gelir vergisine bağlı olarak kesilen kaçakçılık cezasının kusura çevrilmesi, davanın gelir vergisi, fon payı ve geçici vergiye bağlı kusur cezası ile özel usulsüzlük cezası yönünden reddi yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30 uncu maddesinde resen vergi tarhı; vergi matrahının tamamen veya kısmen defter kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonlarınca takdir edilen veya inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış, maddenin 2 nci fıkrasının 4 üncü bendinde, defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması, resen takdir nedeni kabul edilmiştir.
Vergi inceleme raporunda davacının tutanaktaki ifadesi esas alınarak ve alış faturalarının dökümü yapılmak suretiyle ilaç emtiasının katma değer vergili fiyatı tespit edilip ilaç dışındaki emtianın da %25 karla satıldığı kabul edilerek satış tutarına %3 fire uygulanmış ve davacının beyan ettiği, işletme gideri de dikkate alınarak matrah farkı hesaplanmıştır.
Yapılan hesaplama sonucu hasılatın bir kısmının kayıt ve beyan dışı bırakıldığı sonucuna ulaşılması, aynı zamanda defter kayıtlarının ve belgelerin, vergi matrahının doğru olarak saptanmasını elverişsiz kılacak ölçüde karışık olduğunun kabulünü de gerektirecektir.
Ancak yükümlü, ecza depolarından alınan hijyen emtiasının (pamuk, çocuk bezi,vs.) bakkal ve marketlerde de satışı nedeniyle rekabet ortamı yaratabilmek için eczanede %15 kar haddi ile satışa sunulduğunu, dönem hasılatının tespitinde sadece kestikleri faturalar üzerinden iskontaların dikkate alınıp hesaplama yapıldığını, bakıma muhtaç kişilere ve yoksullara perakende satışları sırasında yapılan iskontoların nazara alınmadığını, %3 fire oranının satılan emtianın maliyet bedeline uygulanmak suretiyle hatalı bir hesaplama yapıldığını iddia etmekte olup, dosyanın incelenmesinden bu hususlar gözönünde tutulduğu takdirde matrah farkının kalmadığı görüldüğünden, davanın reddi yolundaki ısrar kararı hukuka uygun bulunmamıştır.
Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, ... Vergi Mahkemesinin ... günlü ve ... sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderler yönünde hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 9.2.2001 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
X- K A R Ş I O Y
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar vergi mahkemesi ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.
XX - K A R Ş I O Y
Davada; davacı tarafından fire ve karlılık oranlarının ifade tutanağında bildirdiğinden farklı olduğuna dair hukuki bir belge ibraz edilmiş bulunmadığından; temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, direnme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte değildir.
Bu nedenle istemin reddi gerekeceği oyu ile salt soyut davacı iddiasına dayanılarak aksi yolda verilen karara katılmıyorum.
BŞ/ŞGK
|