HAYAT SİGORTA ŞİRKETLERİNDE, RİYAZİ İHTİYATLARIN, VERGİDEN İSTİSNA
KIYMETLERE YATIRILAN KISMINA AİT FAİZLERİN, GİDERLER MEYANINDA GÖSTE-
RİLEMEYECEĞİ HK.
1991 yılı işlemlerinin, hayat sigortası primlerinden riyazi ihtiyat o-
larak ayrılan kısmının Devlet tahvili ve Hazine bonosuna yatırılan bö-
lümünden sağlanan faiz geliri yönünden incelenmesi sonunda saptanan
matrah farkı üzerinden davacı şirket adına ikmalen kurumlar vergisi
salınıp fon hesaplanmış, kusur cezası kesilmiştir. İstanbul 7. Vergi
Mahkemesinin 21.3.1996 günlü ve 1996/763 sayılı kararıyla; Kurumlar
Vergisi Kanunu'nun "İndirilecek Giderler" başlıklı 14 üncü maddesinin
4 numaralı bendinde, sigorta şirketlerinde bilanço gününde hükmü devam
eden sigorta mukavelelerinin istilzam ettiği teknik ihtiyatların kurum
kazancının tespitinde ayrıca hasılattan indirebilecekleri belirtilmiş,
anılan bendin parantez içi hükmünde ise hayat sigorta şirketlerinde
riyazi ihtiyatlardan temettü ve faizleri vergiden istisna edilmiş olan
menkul kıymetlere yatırılan kısma ait faizlerin, giderler meyanında
gösterilemeyeceğinin ifade edildiği, Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer
39 uncu maddesinde ise, ticari faaliyete bağlı olarak elde edilen
Devlet tahvili ve Hazine bonosu faizlerinin ticari kazançtan indirile-
ceğinin öngörüldüğü, bu hükümler uyarınca olayın incelenmesinden uyuş-
mazlığa konu faiz gelirinin daha önce kurumun Kar/Zarar hesabına gider
olarak intikal ettirilen ve kurumun kendi politikalarına göre değer-
lenlendirilen riyazi ihtiyatlardan kaynaklandığı, bu nedenle daha önce
indirim konu yapıldığı için ayrıca anılan 14/4 üncü maddeye göre tek-
rar indirime tabi tutulmasının mükerrer indirim sonucunu doğuracağı,
zaten söz konusu gelirin sigorta şirketiyle ilgili olmayıp sigortalıya
ait ve sözleşme süresi sonunda sigortalıya verilmesi gereken bir gelir
olduğu, bu itibarla inceleme raporunda saptanan hususlar doğrultusunda
yapılan tarhiyatta kanuna aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın
reddine karar verilmiştir. Davacı şirket, söz konusu gelirin vergiden
müstesna olmadığını ve matrahın hesabında matematiksel hata bulunduğu-
nu, tarhiyatın kaldırılması gerektiğini ileri sürerek, kararın bozul-
masını istemektedir.
Davacı şirketin, inceleme raporuna dayanılarak ikmalen salınan
kurumlar vergisi ile bu vergiye bağlı olarak kesilen kusur cezasına
yönelik olarak ileri sürdüğü iddialar, mahkeme kararının dayandığı ge-
rekçeleri kusurlandıracak nitelikte görülmemiştir. Matrahın hesaplan-
masında matematiksel hata yapıldığına ilişkin iddianın ise, inceleme-
nin amacı ve yöntemi dikkate alındığında temyiz safhasında irdelenmesi
mümkün değildir, ancak söz konusu iddia açısından zamanaşımı müddeti
içinde düzeltme hükümlerinden yararlanma hakkı bulunduğu kuşkusuzdur.
Davacı adına ikmalen salınan vergi esas alınarak fon hesaplan-
mış ve bunun için ayrıca kusur cezası uygulanmışsa da, tahakkuk eden
vergi üzerinden fon hesaplanması ancak beyanname verilmesi halinde
mümkün olup, ikmalen veya re'sen salınan vergiler üzerinden fon hesap-
lanıp mükelleften istenmesi Kanun'da öngörülmemiştir. Dolayısiyle da-
vacı şirket hakkında hesaplanan fon ile buna bağlı olarak kesilen ku-
sur cezasının kanuni dayanağı yoktur.
Bu nedenle davacı temyiz isteminin fon ve bağlı ceza yönünden
kabulü ile İstanbul 7. Vergi Mahkemesinin 21.3.1996 günlü ve 1996/763
sayılı kararının bu yönden bozulmasına, davacı şirketin vergi aslı ve
cezasına ilişkin temyiz isteminin reddine, karar verildi.
(MT/ES)
(DAN-DER; SAYI:93)
|