ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ UYARINCA YAPTIĞI İNŞAATTAN KENDİSİNE KALAN BAĞIMSIZ BÖLÜMLERİN SATIŞ BEDELİNİ DÜŞÜK BEYAN ETMESİ SEBEBİYLE DAVACININ BEYAN ETTİĞİ HASILAT TUTARI VE ENFLASYON NEDENİYLE AŞINAN KAYITLI MALİYETİN GÜNCELLEŞTİRİLMESİ SURETİYLE BELİRLENEN MATRAH FARKI ÜZERİNDEN YAPILAN TARHİYATTA YASAYA AYKIRILIK BULUNMADIĞI HK.
Temyiz Eden : ... Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : ... İnşaat Sanayi Ticaret Ltd.Şti.
İstemin Özeti : Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yaptığı inşaattan kendisine kalan bağımsız bölümlerin satış bedelini düşük beyan ettiği görüşüyle davacı adına 1994 yılı için re'sen salınan kaçakçılık cezalı kurumlar vergisi ve fon payı ile kesilen özel usulsüzlük cezasını; inceleme elemanının yaptığı araştırmaya göre sitedeki bağımsız bölüm satış bedellerinin ... Alman Markı arasında olduğunun tespit edildiği belirtilmesine rağmen bu fiyattan kimlere satış yapıldığı hususunda bir saptama yapılmadığı, varsayım yoluyla takdir edilen matrahın yasal dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle kaldıran ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kararının; bağımsız bölümlerin satış bedeli ve maliyetinin yükümlünün ifadesi doğrultusunda saptandığı ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi : Birgül Öğülmüş
Düşüncesi : Tutanağa alınan ifadesiyle satış bedelinin emsaline nazaran düşük gösterildiğini beyan eden davacının bu beyanını esas alan vergi inceleme raporuna dayanılarak yapılan tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığından temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : Ahmet Alaybeyoğlu
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Arsa payı inşaat sözleşmesi uyarınca 1994 yılında tamamladığı inşaattan kendisine kalan bağımsız bölümlerin satış hasılatını eksik beyan ettiği, söz konusu inşaata ait bir kısım maliyetleri de kaydetmediği saptanan davacı adına salınan vergiler ile kesilen cezaları kaldıran vergi mahkemesi kararı temyiz edilmiş olup ileri sürülen iddialar kararın, özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30'uncu maddesinin 2'nci fıkrasının (4) numaralı bendinde; defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüzlük ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması hali re'sen tarh nedeni olarak öngörülmüştür.
Aynı Yasa'nın 134'üncü maddesinde ise vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, saptamak ve sağlamak olduğu belirtilmiştir.
Arsa payı karşılığı yapılan inşaatın uzun sürmesi sonucu enflasyondan kaynaklanan kaybın maliyetlere yansıtılamaması ve inşaat maliyetlerine intikal ettirilemeyen başka gider unsurlarının da bulunması nedeniyle gerçek satış fiyatının beyan edilmediği yönündeki ifadesi inceleme raporu eki tutanağa alınan davacının ifade ettiği hasılat inceleme elemanınca, kabul edilmiş, enflasyon nedeniyle aşınan maliyetin de gerçek değeri ile dikkate alınması gerektiği görüşüyle taşınmazların fiili teslim tarihindeki maliyetinin saptanması yoluna gidilmiş, yeniden değerleme oranı, Alman ulusal para birimi ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca belirlenen m2 birim maliyetleri esas alınarak maliyetler çıkarılmış, belgelendiremedikleri ...-lira maliyetleri olduğu yolundaki ifadesine dayanılarak bu tutarın kayıtlı maliyete eklenmesi yükümlü lehine yorumlanarak hesaplanan maliyetin hasılat ile kıyaslanması sonucu bulunan tutar re'sen takdir edilmiştir.
Bu durumda vergiyi doğuran olayın somut tespitlerle ortaya konulduğu, davacının vergi dairesinin bilgisi dışında bıraktığı kazancı gerçeğe en yakın şekilde saptanarak tarhiyat yapıldığı anlaşılmış olup, takdirin dayanağı olmadığı yolundaki vergi mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kısmen kabulü ile ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kararının cezalı kurumlar vergisi ve fon payına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, özel usulsüzlük cezasına yönelik temyiz isteminin ise reddine ve kararın sözü edilen hüküm fıkrasının onanmasına, 29.1.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YÖ/ŞGK
|