Dairesi
BEYANNAME VERİLMEMESİ RESEN TAKDİR NEDENİ İSE DE, TAKDİR KOMİSYONU KARARININ YETERLİ TESPİT VE İNCELEMEYE DAYANMASI GEREKTİĞİ HK.
Karar No
56
Esas No
17
Karar Tarihi
07-05-2004
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
VERGİ DAVA DAİRELERİ
2004
56
2004
17
07/05/2004
 
KARAR METNİ

BEYANNAME VERİLMEMESİ RESEN TAKDİR NEDENİ İSE DE, TAKDİR KOMİSYONU KARARININ YETERLİ TESPİT VE İNCELEMEYE DAYANMASI GEREKTİĞİ HK.

Temyiz Eden : Dışkapı Vergi Dairesi Müdürlüğü

Karşı Taraf : ...

(Tebligat, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35 inci maddesine göre yapılmıştır.)
İstemin Özeti : 1998 yılına ait beyannamelerini vermediğinden bahisle, takdir komisyonu kararına dayanılarak, davacı adına kusur cezalı katma değer vergisi salınmıştır.

Ankara 1.Vergi Mahkemesi 13.1.2000 günlü ve E:1999/456, K:2000/10 sayılı kararıyla tarhiyatı kaldırmıştır.
Temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 9.6.2003 günlü ve E:2000/8566, K:2003/3477 sayılı kararıyla; Vergi Usul Kanununun 30 uncu maddesinde vergi tarhı tanımlanarak, vergi beyannamesinin kanuni süresi geçtiği halde verilmemesi durumunda, dönem matrahının resen takdir edilmesi gerektiğinin belirtildiği, davacı tarafından ilgili dönemlere ait katma değer vergisi beyannamelerinin kanuni süresi geçtiği halde verilmemesi nedeniyle, olayın takdir komisyonuna sevkinin yerinde olduğu, öte yandan; mahkeme kararında, takdir kararının varsayıma dayalı olduğu gerekçesine dayanılmış ve Vergi Usul Kanununun 31 inci maddesinde takdir kararlarında bulunacak malumatlar içinde "takdirin müstenidatı ve takdir hakkında izahat bulunması" koşulu aranmış ise de, tarhiyatın dayanağı olan takdir komisyonu kararında mükellefin yaptığı işin ve iş yerinin durumu, mevkii, emsalleri, piyasa şartları, ilgili dönemdeki mal ve hizmet teslimleri, Ankara tüketici fiyat endeksi, asgari hayat standardı miktarları, işle ilgili sair bilgiler araştırılmak suretiyle matrah takdir edildiğinin yazılı olduğu, kararda yapılan bu açıklamalara göre, takdir kararının kimi araştırma sonuçlarına ve verilere dayalı bulunduğunun anlaşıldığı, bu bilgi ve verilerin takdire dayanak olup olamayacağı, takdir dosyasının getirtilip incelenmesiyle anlaşılabileceği halde bunun yapılmadığı, öte yandan; 20.2.1998 gününde davacı nezdinde düzenlenen ve ihtirazi kayıt konulmaksızın imzalanan yoklama tutanağıyla, davacının vergilendirme döneminde faaliyetinin bulunduğunun tespit edildiği, dava dilekçesinde de, faaliyetin olmadığı yolunda bir iddia ileri sürülmediği gibi davanın, tarh edilen vergi ve kesilen ceza miktarının yüksek olduğu iddiası üzerinde kurulduğu, buna göre, davacının ilgili dönemde vergiye tabi teslimlerinin bulunduğunun sabit olduğu, mahkemece bu durum dikkate alınmadan, iş yerinde hiç gelir elde edilmemiş olduğu sonucunu yaratacak biçimde karar verilmiş olmasının da hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan Ankara 1.Vergi Mahkemesi 15.10.2003 günlü ve E:2003/778, K:2003/790 sayılı kararıyla; olayda takdir komisyonunun, matrah takdiri esnasında herhangi bir incelemeye yer vermediği ve takdir edilen matrahın dayanağını göstermediği, her olayda kullanılan formül karar kullanıldığından, bu konuda yapılmış bir incelemeye ilişkin belgelerin bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı, nitekim 2577 sayılı Kanunun 16 ıncı maddesi hükmüne rağmen bu konuda idare tarafından mahkemeye bir belge gönderilmediği gibi, temyiz aşamasında da herhangi bir belge sunulmadığı, bu durumda, dayanaksız takdir kararı esas alınarak salınan cezalı vergilerin yasaya aykırı bulunduğu, 2577 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca, mahkemenin idarenin yerine geçerek emsalleri bulması ve matrah belirlemesinin de mümkün bulunmadığı, gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılması yolundaki ilk kararında direnmiştir.

Direnme kararı vergi dairesi müdürlüğünce temyiz edilmiş ve takdir komisyonu kararına dayalı tarhiyatın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Ali ALPAN'ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Münevver DEMİR'in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen ısrar kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle Vergi Mahkemesi ısrar kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi kararın özet bölümünde yazılı Ankara 1.Vergi Mahkemesinin 15.10.2003 günlü ve E:2003/778, K:2003/790 sayılı ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, 7.5.2004 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X - K A R Ş I O Y

Dosyada; vergilendirme döneminde faaliyette bulunduğu ihtirazi kayıt koymaksızın imzaladığı 20.2.1998 günlü tutanakla sabit bulunmasına karşın beyannamelerini vermeyen davacı adına, takdir komisyonu kararına dayanılarak, re'sen katma değer vergisi salınmasına ve kusur cezası kesilmesine ilişkin işlemi, takdir kararının dayanağı olmadığı gerekçesiyle iptal eden vergi mahkemesi kararının, Danıştay Yedinci Dairesince, anlatımından kimi araştırmalara ve verilere dayalı olduğu anlaşılan takdir kararının dayanaksız olduğu sonucuna takdir dosyası getirilmeden ulaşılmayacağı ve esasen, davacının ilgili dönemde katma değer vergisine tabi teslimlerinin bulunduğunun sabit olduğu gerekçesiyle bozulmasından sonra, Vergi Mahkemesince, her olayda formül karar kullanılmasının, takdirle ilgili olarak yapılmış bir inceleme bulunmadığını gösterdiği; davada da, davalı idarece, bu konuda ibraz edilmiş bir belge olmadığı ve esasen, idarenin yerine geçerek mahkemenin emsal araştırması yapmasının ve matrah belirlemesinin mümkün olamayacağı gerekçesiyle verilen direnme kararının bozulması istenilmektedir.

Yapılan bu açıklamalara göre; uzman Daire ile Vergi Mahkemesinin kararları arasında doğan uyuşmazlığın çözümlenmesi, şu üç noktanın açıklığa kavuşturulmasına bağlı bulunmaktadır: İlki, idarenin her olayda kararlarını formüle etmiş olmasının kararlarının maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu gösterip göstermeyeceği; ikincisi, takdir komisyonlarının almış olduğu kararın dayanağının varlığını ispatının hangi idareye düştüğü; sonuncusu da, idarenin yerine geçmekten anlaşılması gerekenin ne olduğudur.

Öncelikle, şunu ortaya koymak gerekir: Takdir komisyonları, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 75'inci maddesiyle verilen yetkileri kullanarak, bu Kanunun 74'üncü maddesinde yazılı görevleri yapmak üzere, yine bu Kanunun 72'nci maddesine göre kurulan kamu kuruluşlarıdır. Maliye idaresinin organik şeması içerisinde yer almıyor olmalarına karşın, yapmakta oldukları görevler ve bu görevleri yaparken kullandıkları yetkiler (kamu gücü ayrıcalıkları) bakımından, maddi anlamda birer idari birimlerdir. Bu nedenle de, Türk İdaresinin işleyişine hakim olan "İdari Rejim"e tabidirler. Bunun anlamı; takdir komisyonlarının da, diğer idari birimler gibi, kendi görev alanlarıyla ilgili konularda, yasayla verilen kamu gücü kullanma yetkisiyle gerekli araştırma ve incelemeleri kendiliklerinden yaparak, mükellefler ve vergi idarelerini bağlayıcı nitelikte karar alabilmeleridir. Bu kararlar, söz konusu araştırma ve incelemelerin sonucu ulaşılan yargının anlatımından başka birşey değildir. Bu anlatımın, tüm kararlarda aynı biçimde kaleme alınması, bu kararların alınmasından önce, takdir komisyonlarınca herhangi bir inceleme ya da araştırma yapılmadığı anlamına gelmez. Aksine anlayış; bu konudaki "saptamayı" değil, tahmin ve kanaati ifade eder. Araştırmaya dayalı olmayan tahmin ve kanaat, sahibinin öznel (subjektif) görüşünden başka birşey değildir. Bu görüşten hareketle verilen yargı kararı da, yargı kararlarında olması zorunlu nesnellik (objektivite) den yoksundur. Dolayısıyla, Vergi Mahkemesince, "her olayda kullanılan formül karar kullanıldığından, bu konuda yapılmış bir incelemeye ilişkin belgelerin bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı" yolunda ortaya konulan yargı, nesnellikten uzak olduğundan, Yargılama Hukukuna aykırıdır.

İkincisi; takdir kararının maddi ve hukuki dayanaklarını araştırıp dosyasında muhafaza eden idare, davalı Vergi Dairesi Müdürlüğü değil, yukarıda açıklandığı üzere takdir kararını alan takdir komisyonudur. Dolayısıyla; söz konusu dayanakların ve bunlara dair belgelerin ibrazını davalı Vergi Dairesi Müdürlüğünden beklemek ve bu Müdürlükçe bu konuda herhangi bir belge ibraz edilmemiş olmasından davacı lehine sonuç çıkartmak, Yargılama Hukukunun gerekçelerine ve bu Hukuk tarafından idari yargıca sağlanan "re'sen araştırma yetkisine" uygun değildir.

Sonuncusu; "idarenin yerine geçilmesi", idareye ait idari işlem ve idari eylem yapma yetkisinin, idari yargı tarafından kullanılmasıdır. Takdir kararının dayanağı olan maddi ve hukuki verilerin varlıklarının araştırılması, gerçeğe ve hukuka uygunluklarının değerlendirilmesi, idarenin söz konusu yetkilerinden değildir; aksine, Danıştay Dördüncü Dairesinin 22.11.2001 gün ve E:2000/3907, K:2001/4577 sayılı kararında da açık biçimde vurgulandığı üzere, 2577 sayılı Kanunun 20 nci maddesinde öngörülen "re'sen araştırma ilkesi" nin gereğidir. Yine, anılan kararda açıklandığı üzere, re'sen araştırma yetkisi kullanılarak dayanağı olan belge ve bilgiler getirtilmeksizin, salt yazılış ve formüle ediliş biçimine bakılarak, takdir komisyonu kararının dayanaksızlığından söz edilemeyeceği gibi; tarhiyatın, olayda sabit bulunan mal teslimleri dolayısıyla Hazine adına tahsil edilen katma değer vergilerinin davacının üzerinde kalması sonucunu yaratacak biçimde iptali de, İdari Yargı Denetiminin amacıyla bağdaştırılamaz.
Bu nedenlerle, direnme kararının bozulmasının gerektiği oyu ile aksi yolda verilen karara katılmıyoruz.

BŞ/ÖEK

 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı