DEFTER VE BELGELERİNİ İNCELEMEYE SUNMAYAN DAVACIDAN SÖZÜ EDİLEN BELGELER GETİRTİLEREK VERGİ DAİRESİDE HABERDAR EDİLMEK SURETİYLE YAPILACAK ARAŞTIRMA SONUCUNA GÖRE KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ HK.
Temyiz Eden : ... Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : ...
İstemin Özeti : Davacının, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek adına 1993 yılının Ocak dönemi için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır.
... Vergi Mahkemesi ... günlü ve ... sayılı kararıyla tarhiyatı kaldırmıştır.
Temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 29.1.2002 günlü ve E:2000/6789, K:2002/309 sayılı kararıyla; vergi incelemesi yapmaya yetkili denetim elemanına ibraz edilmediği için, biçimselliğinin gerçek mahiyetle uyumlu olup olmadığı tespit edilemeyen defter ve belgelerin, çıkan uyuşmazlık dolayısıyla açılan idari davada, karşıt inceleme yetkisi bulunmayan idari yargı yerince, davacı lehine verilecek karara dayanak alınmasının vergilemede esas olan "gerçek mahiyet"in biçimselliğe feda edilmesi anlamına geleceği, vergiyle ilgili muamelelerin gerçek mahiyetlerini vergi idaresinin denetiminden kaçırmayı düşünen vergi mükelleflerinin, bunu sağlamak amacıyla, defter ve belgelerini inceleme elemanı yerine yargı yerlerine ibrazını yeğlemelerine yol açılabilecek böyle bir anlayışa Kanun Koyucunun izin verdiğinin düşünülemeyeceği, olayda, istenilen defter ve belgelerin vergi incelemesine sunulmadığı, ancak dava esnasında mahkemeye sunulan defter ve belgelerin mahkemece idarenin incelemesine olanak tanınmadan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle karara esas alındığının anlaşıldığı, bu durum kanuna uygun bulunmadığından, davada, mahkemece biçimsel kurallara uygun ve gerçek mahiyette olup olmadıklarının saptanması amacıyla davacı tarafından dava aşamasında sunulan defter ve mal alışına ilişkin fatura ve benzeri belgeler üzerinde davalı vergi dairesince inceleme yapılmasına olanak sağlanması ve bu incelemenin sonuçlandırılmasından sonra uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerektiğinden, dava hakkında bu yapılmadan hüküm tesisinde isabet görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan ... Vergi Mahkemesi ... günlü ve ... sayılı kararıyla; mükellefçe defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesinin resen takdir nedeni olduğu, davacının defter ve belge isteme yazısına ilişkin tebligattan haberdar olamadığı için defterleri ibraz edemediğinin anlaşıldığı, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda beyannamelerde indirim konusu yapılan katma değer vergisinin defter kayıtları ile uyumlu olduğunun görüldüğü, bu durumda yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle kararında direnmiştir.
Direnme kararı vergi dairesince temyiz edilmiş ve defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen davacı adına yapılan tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Ali ALPAN'ın Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile, ısrar kararının Danıştay Yedinci Dairesinin bozma kararındaki esaslar doğrultusunda bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Münevver DEMİR'in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen ısrar kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Defter ve belge isteme yazısının tebliğine rağmen davacı tarafından ibraz edilmemesi üzerine düzenlenen vergi inceleme raporu ile, ilgili dönemde yüklenilen katma değer vergilerinin indirim konusu yapılamayacağı belirtilerek, davacı adına katma değer vergisi salınması ve kaçakçılık cezası kesilmesinin önerildiği; yapılan tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davada, vergi mahkemesince; kendisine ibraz olunan defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle, yükümlünün ihtilaflı döneme ilişkin vermiş olduğu katma değer vergisi beyannamesinde indirim konusu yaptığı katma değer vergilerini gerçekten yüklendiği ve indirim konusu yapmaya hak kazandığından bahisle tarhiyatın kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
Türk vergi sisteminde vergiyi doğuran olay ve hukuki durumlarla ilgili her türlü muamelenin prensip olarak belgeye bağlanması kabul edilmiştir. Belge ve kayıt düzeni adı verilen bu esas, mükellef yönünden; vergi idaresine, ortaklarına, üçüncü kişilere karşı olayları tevsik etmek, vergi idaresi açısından ise; vergi kanunlarının etkin bir biçimde uygulanmasını temin ve mükelleflerin faaliyetlerinin denetlenmesi, incelenmesi ve tespitinin sağlanması açısından önem taşımaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun belge düzenine ilişkin hükümleriyle ve Katma Değer Vergisi Kanununun 54 üncü maddesinde bu vergiye ilişkin olarak yapılan düzenlemelerle vergi sistemimizdeki bu amacın sağlanmasına çalışılmıştır.
Usulüne uygun olarak düzenlenen belge ve kayıtlarla tevsik edilen hukuki muamelelerin vergilendirmeye esas alınabilmesi için biçimsel uygunluk yeterli olmayıp, bu hukuki muamelelerin gerçek durumu yansıtıyor olması da gereklidir. Vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin ortaya çıkarılması ise, Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin "İspat" başlıklı B fıkrasında öngörülen ilkelere göre vergi idaresine aittir.
Vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin belirlenmesi, defter ve belgelerin istenildiğinde vergi idaresinin denetim ve incelemesine sunulması ve usulüne uygun belgelerle tevsik edilen hukuki durumlarla ilgili muamelelerin karşı tarafı nezdinde inceleme ve araştırma yapılması ile mümkündür. Bu amaçla Vergi Usul Kanununun 256 ncı maddesinde mükelleflere ve vergiyi doğuran olayla ilişkisi olan gerçek ve tüzel kişilere muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter belge ve karneleri ile bilgilere ilişkin kayıtların, muhafaza süresi içinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz zorunluluğu getirilmiş, vergi incelemeleri başlıklı 134 ve devamı maddelerinde de, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak için vergi idaresine, mükellefler ve onlarla hukuki ilişkide bulunan kişi ve kuruluşlar nezdinde inceleme yapma yetkisi tanınmıştır. Biçimsel kurallara uygun olarak düzenlenen belgelerin, olayın gerçek mahiyetine de uygunluğunun belirlenmesi bu yetkinin kullanılmasıyla mümkündür. Söz konusu belgeler bu takdirde vergilemeye esas alınabilir. Bunun için de anılan kayıt ve belgelerin, vergi idaresine veya karşıt incelemeye yetkili elemanına ibrazı gerekmektedir.
Usulüne uygun olarak verilen süre içinde, haklı mazeret olmaksızın, defter ve belgelerin ibrazından kaçınılması, vergi idaresinin denetimi ile karşıt inceleme sonucu gerçek durumun ortaya çıkmasının engellendiğinin amaçlandığı anlamını taşımaktadır. Vergi Usul Kanununun 30 uncu maddesinin 2 nci fıkrasının 3 üncü bendinde, bu kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsinin veya bir kısmının vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemesinin vergi matrahının resen takdirini gerektiren hallerden biri olarak sayılmasının nedeni de budur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2 nci maddesinin 2 nci fıkrası gereğince, vergi mahkemeleri, vergi idaresine ait vergi incelemesi ve karşıt inceleme yapma yetkisinin kullanılışının hukuka uygunluğunu denetlemekle görevlidirler. Vergi idaresinin yerine geçerek vergi incelemesi ve karşıt inceleme yoluyla defter kayıtlarının ve bu kayıtların dayanağı olan belgelerin gerçek duruma uygunluğunu araştıramayacakları tabiidir. Bu bakımdan mahkemece, davacının inceleme elemanına ibraz etmeyip mahkemeye sunduğu defter ve belgeler üzerinde, davalı vergi idaresince inceleme yapılmasına imkan sağlanması ve bu incelemenin sonucu alındıktan sonra uyuşmazlığın karara bağlanması gerekirken, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tarhiyatın terkini yolunda verilen karar hukuka uygun bulunmamıştır.
Bu nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, ... Vergi Mahkemesinin ... günlü ve ... sayılı ısrar kararının bozulmasına, 27.12.2002 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
X - K A R Ş I O Y
Temyiz dilekçesinde ileri sürülün iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.
YÖ/ŞGK
|