REKLAMASYON GİDERİNİN SANİYİ ÜRÜNLERİ İHRACAAT İSTİSNASININ HESABINDA
HASILATA DAHİL EDİLEMİYECEĞİ HK.
Tekstil Ürünleri imal ve ihracı işiyle uğraşan davacı şirketin 1989
takvim yılı işlemleriin incelenmesi sonucu düzenlenen rapora dayanıla-
rak kaçakçılık cezalı kurumlar vergisi ve geçici vergi salınmıştır.
Vergi Mahkemesi uyuşmazlığın davacı şirketin kayıtlarına iplik alışı
nedeniyle intikal ettirdiği Baha Dokuma-Bahattin Tahaoğlu firmasına
ait dört adet faturanın, gerçek mal alımı karşılığında düzenlenmiş
faturalar olmayıp sahte ve içeriği itibariyle yanıltıcı belgeler ol-
duğu gerekçesiyle bu faturalar tutarının dönem kazancına ilave edilme-
siyle, davacı şirketin ihraç ettiği ürünler dolayısıyla ithalatçı fir-
maya ödediği reklamasyon giderlerinin, ihracat istisnasına esas alına-
cak hasılattan indirilmesi suretiyle yeniden hesaplanan kurum kazancı
üzerinden kaçakçılık cezalı tarhiyat yapılmasından kaynaklandığı, dos-
yanın incelenmesinden inceleme raporunda mevcut tespitlerin aksinin da
vacı tarafından inandırıcı delillerle kanıtlanamaması nedeniyle Baha
Dokuma Firmasına ait dört adet faturanın gerçek mal alımı için düzen-
lenmiş belgeler olmadığı, dolayısıyle bu yönden saptanan matrah farkın
da isabetsizlik bulunmadığı, yurt dışındaki ithalatçıya ödenen rekla-
masyon giderlerine gelince, bu yolla yapılan ödemelerin davacı açısın-
dan gider olduğunda kuşku yoksa da, bu giderlerin ihracat istisnasına
esas alınacak hasılata dahil edilerek istisna tutarının hesaplanması-
nın mümkün olmadığı, çünkü Kurumlar Vergisi Kanununun 8/6.maddesi hük-
mü uyarınca istisnaya esas olacak hasılatın, ihracat dolayısıyla elde
edilen gerçek hasılat olması gerektiği, bu durumda ise her ne kadar
ihraç edilen ürünlerin döviz karşılıkları daha önce yurda getirilmiş-
se de, daha sonra reklamasyon gideri olarak ithalatçıya geri ödenen
tutarın, artık ihracat hasılatı arasında kabulünün mümkün olmadığı ge-
rekçesiyle, inceleme raporuna dayalı olarak kaçakçılık cezalı olarak
tarhedilen kurumlar vergisi ve geçici vergisini onamıştır.
Uyuşmazlık, davacı şirketin Baha Dokuma firmasından aldığı faturaların
gerçek mal alımı nedeniyle düzenlenip düzenlenmediği hususu ile ihra-
cat istisnasına esas alınacak hasılatın tespitinde, yurt dışındaki it-
halatçı firmaya ödenen reklamasyon giderlerinin hasılata dahil edilip
edilemeyeceği hususuna ve bu buretle saptanan matrah farkına göre ge-
çici vergi salınıp salınamayacağı konusuna ilişkin bulunmaktadır.
Temyiz konusu olayın üç yönden irdelenmesi gereklidir. Birinci konu,
Baha Dokuma-Bahattin Tahaoğlu firmasınca düzenlenen ve davacı şirketin
kayıtlarına iplik alışı olarak intikal ettirdiği faturaların gerçek
bir mal alımı nedeniyle mi düzenlendiği, yoksa salt maliyetleri artır-
mak ve bu suretle dönem kazancını noksan göstermek amacıyla temin
edilmiş sahte ve içerikleri itibariyle yanıltıcı belgeler mi olduğu hu
susunun tespitine ilişkin bulunmaktadır. Dosyada bulunan bilgi ve bel-
geler ile inceleme raporundaki tespitler dikkate alındığında, söz ko-
nusu faturaların üretimi yapılan ipliğin satış fiyatından daha yüksek
fiyatlı bir ham madde alımını ifade etmesi ve şirketin o dönemde bu
ham madde ile yapılmış bir özel imalatının bulunduğunun kanıtlanamama-
sı yönünden içeriği itibariyle yanıltcı ve bu nedenle sahte oldukları
anlaşılmakta olup, konuda davacı şirketin ileri sürdüğü iddialar, bu
tespitlerin aksini kanıtlayıcı olmaktan uzaktır. Bu itibarla, söz ko-
nusu faturalar dolayısıyle saptanan matrah farkında bir isabetsizlik
bulunmamaktadır. Ayrıca davacı şirketin, mezkur faturaları gerçekten
alınan mallar dolayısıyle değil, maliyetleri artırak suretiyle dönem
kazancını noksan göstermek amacıyla kayıtlarına intikal ettirmiş ol-
ması sebebiyle, bu yönden tespit edile atrah farkına isabet eden vergi
ye kaçakçılık cezası uygulanması gerekir.
İkinci konu reklamasyon gideri olarak şirket kayıtlarına intikal etti-
rilen tutarın, ihracat istisnasına esas alınacak hasılat tutarının he-
sabında dikkate alınıp alınamayacağı hususudur. Reklamasyon gideri
olarak isimlendirilen ödemeler, şirketin daha önce ihraç ettiği ve bu
ihraç üzerine döviz karşılığının tamamı yurda getirilen ürünlerin, da-
vacı ile ithalatçı firmalar arasındaki anlaşma uyarınca ve istenen ev-
safları taşımaması, sipariş koşullarına aykırı mal gönderilmesi, sipa-
rişlerin belirlenen sürelerde karşılanmaması gibi sebeplerle, ihraç be
delleri üzerinden ithalatçı firmalara yapılan geri ödemelerden kaynak-
lanmaktadır. Bu ödemelerin şirket açısından gider vasfını haiz olduğu
taraflar arasında tartışmasızdır. Ancak söz konusu ödemeler ihracatın
gerçekleşmesinden sonra ithalatçı firmalarca ödenen ve yurda döviz
olarak getirilen ihracattan sağlanan hasılatın bir kısmının ithalatçı-
lara geri ödenmesi olup, bu haliyle ise ihracattan sağlanan hasılatı
olumsuz yönde etkileyen, dolayısıyle ihracat istisnasına tabi tutarın
hesabında hasılattan tenzili gerekli bir unsur olduğu açıktır. Çünkü
Kurumlar Vergisi Kanununun 8/6.maddesinde öngörülen istisnanın, münha-
sıran ihracattan sağlanan net hasılata uygulanması yasal zorunluluk-
tur. Olayda da davacı şirketin reklamasyon gideri olarak kayıtladığı
ödemelerin, daha önce tahakkuk eden ihrcaat hasılatını azalttığı ve
istisnaya esas tutarın hesabında, bu ödemeler düşüldükten sonra kalan
miktarın esas alınacağı tabiidir. Bu nedenle inceleme raporuyla bu yön
den saptanan matrah farkında yasalara aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Ancak, bu farkın oluşması yoruma açık bir komu olduğundan, şirketin bu
rada kasıtlı bir davranış içinde bulunduğu kabul edilemeyeceği için bu
matrah farkına isabet eden vergiye kusur cezası uygulanması gerekir.
Temyiz konusu olayın üçüncü yönü inceleme raporuyla saptanan matrah
farkı esas alınarak kaçakçılık cezalı olarak tarholunan geçici vergiye
ilişkindir. 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun mükerrer 40.madde-
sinde, Kurumlar Vergisi mükelleflerinin cari vergilendirme döneminin
kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere, Gelir Vergisi Kanununun müker
rer 120.maddesinde belirtilen esaslara göre geçici vergi ödeyecekleri
öngörülmüştür. Geçici vergiyi düzenleyen hükümlerden, geçici verginin
mükelleflerce verilen beyannameler üzerinden hesaplanıp yıl içinde
ödenmek suretiyle, ödendiği yıl için tahakkuk eden yıllık vergiden
mahup edilmek üzere peşin yapılan bir ödeme olduğu anlaşılmaktadır.
Gerçek vergi incelemesi gerekse re'sen takdir yoluyla dönem kazancı
yeniden tespit edilen mükelleflere yapılacak vergi tarhlarında geçici
vergiden söz etmek anılan yasa hükümleri karşısında mümkün olmadığı gi
bi ikmalen ve re'sen yapılacak tarhiyatlar üzerinden ayrıca geçici
vergi de salınacağına ilişkin bir hükme de yer verilmemiştir. Bu neden
le davacı şirket adına vergi incelemesi yoluyla resen tarholunan vergi
üzerinden ayrıca geçici vergi salınmasında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı şirket temyiz isteminin kurumlar vergisi
aslı yönünden reddine, vergi aslına bağlı kaçakçılık cezası yönünden
kısmen kabulüne, kısmen reddine, geçici vergi ve bağlı cezası yönünden
kabulü ile İstanbul 6.Vergi Mahkemesinin 10.3.1992 günlü ve 1992/487
sayılı kararının bozulmasına karar verildi.
AZLIK OYU:
Yükümlü Kurumun Baha Tekstil-Bahattin Tahaoğlu firmasınca düzenlenen
dört adet faturaya dayanarak gider kaydettiği toplam 231.105.250 lira,
bu faturaların gerçek bir mal alımını yansıtmadığı, içeriği itibariyle
yanıltıcı olduğu ileri sürülerek matrah farkı olarak tespit edilmiş
ise de; söz konusu faturaların 213 sayılı Kanun'un fatura nizamına
ilişkin hükümleri yönünden herhangibir eleştiriye konu edilmemesi, öte
yandan aynı faturaların Baha Tekstil-Bahattin Tahaoğlu firması kayıtla
rında hasılat olarak bulunup bulunmadığının araştırılmamış olması ve
bu firma yetkililerinin ifadelerine bile başvurulmamış olması karşısın
da, bu faturaların bazı dolaylı hesaplamalar sonucuna göre sahte kabul
edilmesi varsayımdan öteye geçemez.
Açıklanan nedenlerle bu matrah kalemine ilişkin temyiz isteminin de ka
bulü gerektiği görüşü ile çoğunluk kararının bu bölümüne ilişkin kısmı
na katılmıyorum.
(DAN-DER, SAYI:87) CP/SE
|