Dairesi
KANUNİ TEMSİLCİ ADINA ÖDEME EMRİ DÜZENLENEBİLMESİ İÇİN ASIL BORÇLU ŞİRKET HAKKINDA GEREKLİ TAKİBAT YAPILMASI GEREKTİĞI HK.
Karar No
491
Esas No
395
Karar Tarihi
13-12-2002
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
VERGİ DAVA DAİRELERİ
2002
491
2002
395
13/12/2002
 
KARAR METNİ

KANUNİ TEMSİLCİ ADINA ÖDEME EMRİ DÜZENLENEBİLMESİ İÇİN ASIL BORÇLU ŞİRKET HAKKINDA GEREKLİ TAKİBAT YAPILMASI GEREKTİĞI HK.

Temyiz Eden : ...

Vekili : Av. ...

Karşı Taraf : ... Vergi Dairesi Başkanlığı

İstemin Özeti : ... Yapım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin 1993 ve 1994 yıllarına ilişkin vergi borçlarının tahsili amacıyla davacı adına ödeme emri düzenlenmiştir.

... Vergi Mahkemesi ... günlü ve ... sayılı kararıyla davayı reddetmiştir.

Temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi 13.6.2000 günlü ve E:1999/2153, K:2000/2783 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesi uyarınca şirket yönetim kurulu üyesinin şirket borçlarından dolayı takip edilmesi için kamu alacağının şirketten tahsil olanağı kalmadığının ortaya konulması gerektiği, borçlu şirketin sadece bankalar ve belediyeler nezdinde gayrimenkul ve menkul mal araştırmasının yapıldığı, ancak iflas ve tasfiye dahil tüm cebri takip yollarının tamamlanmadığı, şirketten tahsil edilemeyen amme alacağı miktarı belirlenmediğinden, bu aşamada, şirket borcu nedeniyle davacının takibinin mümkün olmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur.

Bozma kararına uymayan ... Vergi Mahkemesi ... günlü ve ... sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 8 ve 10 uncu maddeleri ile, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun mükerrer 35 nci maddesi uyarınca, tüzel kişilerin varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların tüzel kişiliğin kanuni temsilcilerinden 6183 sayılı Kanunun cebri takibata ilişkin hükümlerine göre takip ve tahsili yoluna gidileceğinin açık olduğu, davacının, şirketin yönetim kurulu kararıyla ikinci müdür olarak görevlendirildiği, ancak şirketle ilgili hiçbir hukuki muamele yapmadan 31.12.1994 tarihinde bu görevinden istifa ettiği ileri sürülmekte ise de, vergi borcunun doğduğu dönemde şirket temsilcisi olduğunun açık olması karşısında bu iddianın yerinde görülmediği gerekçesiyle kararında direnmiştir.

Direnme kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiş ve kamu alacağının asıl borçlu şirketten takip edilmediği ileri
sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Ali ALPAN'ın Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dördüncü Dairesi bozma kararında yer alan esaslar doğrultusunda bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı A.Kemal TERLEMEZOĞLU'nun Düşüncesi : Ödeme emrini onayan ... 8.Vergi Mahkemesi kararının incelenmesi yükümlü tarafından istenilmekte olup Danıştay Dördüncü Dairesinin 13.6.2000 tarih ve E:1999/2153, K:2000/2783 sayılı bozma kararında yer alan esaslar doğrultusunda davacı isteminin kabulü ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Uyuşmazlık limited şirketin vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket müdürü olan davacı adına düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davanın reddi yolundaki ısrar kararının temyizine ilişkindir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesinde tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilciler tarafından yerine getirileceği, söz konusu temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri nedeniyle mükellef veya vergi sorumlusu tüzel kişinin varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı öngörülmüştür.

Bu kural uyarınca, kanuni temsilcilerin şirketin vergi borçlarından sorumlu tutulabilmeleri için, kamu alacağının şirket tüzel kişiliğinden tahsil olanağı kalmadığının saptanması, bunun için de önce asıl kamu borçlusu şirketin takip edilmesi gerekmektedir. Şirket tüzel kişiliği adına ödeme emri düzenlenip düzenlenmediği, dolayısıyla kamu alacağının kesinleşip kesinleşmediği, hacze başvurulup başvurulmadığı belirlenmeden şirketin borcu nedeniyle kanuni temsilcinin takibi mümkün değildir.

Olayda, şirketin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket hakkında bankalar ve belediyeler nezdinde menkul ve gayrimenkul mal araştırması yapıldığı ve herhangi bir malvarlığına rastlanmadığının saptanması üzerine söz konusu kamu alacağının tahsili için kanuni temsilci olan davacı adına ödeme emri düzenlendiği anlaşılmıştır.

Alacağın şirketten cebren tahsili için önce şirket adına ödeme emri düzenlenmesi gerekirken bu hususa uyulmadan davacı adına düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davanın reddi yolundaki mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamıştır.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, ... Vergi Mahkemesinin ... günlü ve ... sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri konusunda hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 13.12.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.

BŞ/ŞGK

 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı