|
YÖNETİM KURULU ÜYESİ BULUNDUĞU ANONİM ŞİRKETİN ÖDENMEYEN VERGİ BORÇLA-
RINDAN DOLAYI DAVACI ADINA ÖDEME EMRİ TANZİM VE TEBLİĞ EDİLMEDEN VE
6183 SAYILI AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUNUNUN 64.MAD-
DESİNE GÖRE HACİZ VARAKASI DÜZENLENMEDEN MALVARLIĞINA HACİZ TATBİKİNDE
İSABET BULUNMADIĞI HK.
Yönetim kurulu üyesi bulunduğu anonim şirketin ödenmeyen vergi borçla-
rının tahsili amacıyla davacıya ait gayrimenkuller haczedilmiştir.
Adana 1.Vergi Mahkemesinin 20.4.1993 günlü ve E:1992/1203, K:1993/466
sayılı kararıyla; dosyadaki belgelerin incelenmesinden borçlu şirkete
ait hisse senetleri ve fabrikanın satış işlemlerinin sonuçlanmadığı
anlaşıldığından vergi borcunun şirketten tahsil edilemediğinin kabulü-
nün mümkün olmadığı, ayrıca şirket yöneticisinin kasıt ve ihmalini
gösteren herhangi bir tespitin yapılmadığı dikkate alındığında 213 sa-
yılı Vergi Usul Kanununun 10.maddesindeki şartların oluşmadığı sonucu-
navarıldığından davacıya ait gayrimenkullerin haczinde isabet bulunma-
dığı gerekçesiyle haciz işlemi iptal edilmiştir. Vergi Dairesi Müdür-
lüğünce, şirket nezdinde yapılan tesbitin sonuçsuz kaldığı, şirket
borçlarının ödenmemesinde yönetim kurulu üyelerinin kasıt ve ihmalinin
bulunup bulunmadığı yolunda yapılmak istenen incelemeyle ilgili olarak
istenen defter ve belgelerin inceleme elemanına ibraz edilmediği naza-
ra alındığında yöneticilerin iyi niyetli olmadığının kabulü gerekeceği
ileri sürülerek kararın bozulması istenmektedir.
Yönetim kurulu üyesi bulunduğu anonim şirketin ödenmeyen vergi borçla-
rının tahsili için davacının şahsi malvarlığına uygulanan haciz işle-
mini 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10.maddesindeki şartlar oluşmadı-
ğı gerekçesiyle iptal eden mahkeme kararı temyiz edilmektedir.
Vergi Usul Kanununun 10.maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan
hükmünde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları ha-
linde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine
getirileceği, temsilcilerin bu ödevleri kasıt ve ihmalleriyle yerine
getirmemeleri yüzünden tüzel kişilikten tamamen veya kısmen alınamıyan
vergi alacaklarının kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıkla-
rından alınacağı belirtilmiştir.
Anılan kanun hükmünün uygulanmasında kanuni temsilcilerin takibine,
tüzel kişilikten tahsil edilemeyen vergi borçlarının bir ödeme emri
ile temsilciye duyrulmasıyla başlanması gereklidir. Kamu alacağının
ödeme emri ile istenilip tahsili sağlanamadığı hallerde müteakip iş-
lemler yapılabileceğinden ancak bu husus sabit olduktan sonra yine ka-
nuni temsilci durumundaki yönetici hakkında 6183 sayılı Amme Alacakla-
rının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda belirlenen usullere uygun olarak
düzenlenecek bir haciz varakasına dayanılarak haciz işlemleri uygula-
nabilir.
Dosyanın incelenmesinden, söz konusu kamu alacağının borçlu şirketten
1987 yılında düzenlenen ödeme emirleriyle istendiği, tahsilat sağlana-
mayınca şirket malvarlığına haciz işlemi uygulandığı, ancak bu konuda-
ki uyuşmazlıklar nedeniyle haczedilen malların satışı ve paraya çev-
rilmesi işlemlerinin tamamlanamadığı, bunun üzerine doğrudan şirket
yöneticisi davacının gayrimenkullerine 11.11.1991 günlü ve 89 sayılı
haciz bildirisiyle haciz şerhi konulduğu anlaşılmaktadır.
Bu haliyle 6183 sayılı Kanunun 55.maddesine göre ödeme emri tebliğ
edilerek alacağın tahsilinin sağlanması ve ilgilinin şirket borcundan
dolayı sorumlu olmadığı konusunda bir iddiası varsa bu iddianın açaca-
ğı davada açıklığa kavuşturulması, 64.maddesine göre de bu ödeme emri
kesinleştikten sonra öngörülen usul dairesinde haciz kararının alınıp
haciz varakasının düzenlenmesinden sonra davacıya ait varlığın haczi
gerekirken, bu hususlara uyulmadan yapılan haciz uygulamasında isabet
bulunmamaktadır. Bu konuda açılan dava sonunda sözü edilen bildirgeyle
davacı hakkında uygulanan işlemin iptaline karar verilmiş olması bu
nedenle yerindedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine karar verildi.
(MT/ES)
|