Dairesi
DAVACI ŞİRKETİ TEMSİL YETKİSİNE SAHİP KİŞİNİN, TEHDİT VE BASKI ALTINDA YA DA ALDATMA İLE YAPILDIĞI İDDİA OLUNMAYAN AÇIKLAMALARININ, VERGİYİ DOĞURAN OLAYIN GERÇEK MAHİYETİ HAKKINDA YAPILMIŞ İKRAR VE MADDİ DELİL NİTELİĞİNDE OLDUĞU; TARHİYATA DAYANAK ALINMASINDA İSABETSİZLİK BULUNMADIĞI HK.
Karar No
464
Esas No
8519
Karar Tarihi
25-02-2004
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
YEDİNCİ DAİRE
2004
464
2000
8519
25/02/2004
 
KARAR METNİ

DAVACI ŞİRKETİ TEMSİL YETKİSİNE SAHİP KİŞİNİN, TEHDİT VE BASKI ALTINDA YA DA ALDATMA İLE YAPILDIĞI İDDİA OLUNMAYAN AÇIKLAMALARININ, VERGİYİ DOĞURAN OLAYIN GERÇEK MAHİYETİ HAKKINDA YAPILMIŞ İKRAR VE MADDİ DELİL NİTELİĞİNDE OLDUĞU; TARHİYATA DAYANAK ALINMASINDA İSABETSİZLİK BULUNMADIĞI HK.

Temyiz İsteminde Bulunan Taraflar: 1- Çorlu Vergi Dairesi Müdürlüğü

2- ...Tabldot Yemek Gıda Üretim Taahhüt Paz. San. ve Tic.Ltd. Şti

İstemin Özeti : Muhteviyatı itibarıyla gerçek dışı belgelerle haksız katma değer vergisi indiriminden yararlanmak suretiyle vergi zıyaına neden olduğundan bahisle, inceleme raporuna dayanılarak, 1997 Şubat ila Aralık dönemi için, davacı Şirket adına, re'sen salınan katma değer vergisine ve kesilen kaçakçılık cezasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; davacı Şirket adına fatura düzenleyen ... ile ... hakkında bağlı oldukları vergi dairelerinden alınan yazılarda, bu kişilerin faaliyetlerine son verdikten sonra da fatura düzenlemeye devam ettikleri; daha önce bağlı oldukları vergi dairelerinin izniyle bastırdıkları belgeleri kullanmaya devam ettikleri; bazı dönemlerde beyanname vermedikleri, verdikleri dönemlerde de, beyan ettikleri matrahın, düzenledikleri faturalarda yer alan tutarlardan çok az olduğu, adreslerinde bulunmadıkları belirtildiğinden ve davacı Şirketi temsile yetkili kişi de inceleme elemanına, ilgili dönemlerde, Şirket adına düzenlenen faturaların ne kadarının gerçek mal alışına ilişkin olduğunu bilmediğini, mal aldığı kişinin kendisine, değişik kişiler adına düzenlenmiş faturalar verdiğini, bu kişilerden mal almadığını ifade ettiğinden, bu şahıslar tarafından davacı Şirket adına düzenlenen faturalara dayalı katma değer vergisi indiriminin kabul edilmemesinde hukuka aykırılık bulunmadığı; ..., ... ve ... Gıda Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından düzenlenen faturalara gelince; bu kişi ve firmaların, işyerlerini terk ettiklerine ilişkin tespitler yapılmış ise de; izin ile bastırdıkları faturaları düzenlemiş, ödevlerini yerine getirmiş olmaları, ayrıca fatura düzenledikleri dönemde faaliyette bulunmadıkları ve fatura muhteviyatı emtiayı davacı Şirkete satıp satmadıkları yolunda herhangi bir tespit yapılmadığının anlaşılması karşısında; söz konusu faturaların muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduklarının kabul edilemeyeceği gerekçesiyle, tarh ve ceza kesme işleminin bu faturalardan hareketle yapılan kısmının iptali, davanın bundan fazlaya ilişkin işlemin kısmının ise reddi yolundaki Tekirdağ Vergi Mahkemesinin 13.12.1999 gün ve E:1999/12; K:1999/245 sayılı kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının; vergi inceleme raporu uyarınca yapılan tarhiyatın yerinde olduğu öne sürülerek Vergi Dairesi Müdürlüğünce; redde ilişkin hüküm fıkrasının ise, mal alışlarının gerçek olduğu ileri sürülerek davacı Şirket tarafından bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Davacı Şirket tarafından davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş, davalı idarece savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi Abidin İldeş'in Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden, muhteviyatı itibarıyla gerçek dışı belgelerle haksız katma değer vergisi indiriminden yararlanmak suretiyle vergi zıyaına neden olduğundan bahisle davacı Şirket adına tesis edilen işlemin; Mahkemece, kısmen iptal edildiği, kısmen de davanın reddedildiği anlaşılmıştır.

Davacının temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar mahkeme kararının redde ilişkin hüküm fıkrasının, bozulmasını sağlayacak nitelikte değildir.

Davalı idarenin temyiz istemine gelince:

Dosyanın incelenmesinden, davacı Şirketi temsile yetkili olan kişinin inceleme raporu eki tutanakta yer alan ifadesinde, ilgili dönemlerde Şirket adına düzenlenen faturaların ne kadarının gerçek mal alışına ilişkin olduğunu bilmediğini, kamyon üzerinde satış yapan, ucuz mal satan, vade tanıyan, alış bedelinin üzerinde faturalar düzenleyen bu kişiden mal alışı yaptıklarını, ancak bu kişinin, kendisine mal satan kişilerin düzenledikleri faturaları verdiğini, faturalarda adı belirtilen firma ve kişiler ile ifadesinde sözünü ettiği kişinin iş yerine giderek emtia almadığını belirttiği anlaşılmıştır.

Davacı Şirketi üçüncü kişiler nezdinde temsile, hak sahibi ve borçlu kılmaya, içte idaresini gerçekleştirmeye yetkili bulunan şirket müdürünün, şirketin tarafı olduğu vergiyi doğuran olaylarla ilgili olarak yapmış olduğu açıklamalara kanıt değeri tanınması, 213 sayılı Yasanın 3'üncü maddesi hükmü gereğidir. Bu bakımdan, Şirket müdürünün, tarhiyatın dayanağı inceleme raporu eki tutanakta yer alan ifadesi, şirket adına düzenlenen faturaların muhteviyatı itibarıyla gerçek dışı olduğunu kanıtlamaya yeterlidir.

Olayda, yetkili kişinin ifadesi, davacı adına ..., ... ve ... Gıda Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından düzenlenen fatura tutarları karşılığında gerçek bir mal teslimi olmadığını, belli bir bedel karşılığı mahiyetleri itibarıyla gerçek dışı olarak düzenlendiklerini açıkça ortaya koyduğundan; indirimlerden hareketle yapılan dava konusu tarh ve ceza kesme işleminin anılan kişilerin düzenlediği faturalara ilişkin kısmında da kanuna aykırılık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının bozulması; davacı temyiz isteminin reddi ile redde ilişkin hüküm fıkrasının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Buket Oral'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle tarafların temyiz istemlerinin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Temyiz başvuruları; muhteviyatı itibarıyla gerçek dışı belgelerle haksız katma değer vergisi indiriminden yararlanmak suretiyle vergi zıyaına neden olduğundan bahisle, davacı Şirket adına katma değer vergisi salınmasına ve kaçakçılık cezası kesilmesine ilişkin işlemi kısmen iptal eden, kısmen de davayı reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması istemlerine ilişkindir.

Davacının temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararının, davanın kısmen reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Davalı idarenin temyiz istemine gelince:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3'üncü maddesinin (B) fıkrasında,vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu; gerçek mahiyetin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği; vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan tanık ifadesinin, ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı; iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde, ispat külfetinin bunu iddia edene ait olduğu düzenlemesi yer almıştır.

Bu düzenlemeye göre; belgelerin ve defter kayıtlarının vergi kanunlarında ve bu kanunların vermiş olduğu yetkiye dayanılarak yürürlüğe konulan idari düzenlemelerde öngörülen biçimsel kurallara uygun bulunması ve belgelerin temsil ettiği vergiyi doğuran olayla ilgili diğer biçimsel işlemlerin noksansız yerine getirilmiş olması, örneğin, mükellefiyet tesisi, belge bastırma izni alınması, sevk irsaliyesi düzenlenmesi, çek verilmesi, borsa tescili gibi işlemlerin yapılması, düzenlenen belgelerin ve bu belgelere dayanılarak gerçekleştirilen defter kayıtlarının vergilendirme muamelelerine esas alınması için yeterli değildir. Ayrıca; söz konusu biçimsel işlemlerin, vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyeti ile uyumlu olması da gereklidir.

Vergilendirmeye esas alınan belge ve kayıtların gerçek mahiyetle uyumlu olduğunun söylenebilmesi ise; biçimselliklerinin ötesine geçilerek, belgeyi düzenleyenin iştigal konusu, satmış göründüğü emtia veya yapmış olduğu hizmet bakımından organizasyonu, ekipmanı, işin gerektirdiği sayıda işçinin olup olmadığı, emtia alımlarının gerçekliği, alım-satım için zorunlu veya bu işlemlerin doğal sonucu olan diğer işlemlerin gerçekleştirilme biçimi, ekonomik durumu ile vergilendirme döneminde yapmış göründüğü işin hacmi arasındaki ilişki, kredi kullanıp kullanmadığı, vergi ödevlerinin yerine getirilmesindeki özen gibi unsurlardan hareketle yapılacak inceleme sonuçlarının, ortada gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifası olduğunu göstermesine bağlıdır.

Dosyanın incelenmesinden; davacı Şirket müdürünün inceleme elemanına vermiş olduğu ifadesinde; ... ve ... adlı kişiler ile ... Gıda Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından düzenlenmiş görünen faturalarda yazılı emtiayı, gerçekte, işyerine kamyonla mal getiren "Mustafa" isimli kişiden aldığını, ucuz mal satan, gerçek alış tutarı üzerinden fatura vermesi sebebiyle tercih ettiği bu kişinin, satmış olduğu emtia için kendisine mal satışı yapanların faturalarını verdiğini söylediği; faturayı düzenleyenlerden mal alışı olmadığı açıklanmasında bulunduğu anlaşılmıştır.
Müdür sıfatıyla davacı Şirketi temsil ve onun adına irade beyanında bulunma yetkisine sahip olan anılan kişinin, tehdit ve baskı altında ya da aldatma ile yapıldığı iddia olmayan söz konusu açıklamaları vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyeti hakkında yapılmış ikrar olduğundan, maddi delil niteliğinden olan bu açıklamalar karşısında; Vergi Mahkemesince, kendilerinden mal alınmadığı sabit bulunan kişi ve firmalarla ilgili kimi değerlendirmeler yapmak suretiyle dava hakkında karar verilmesinde, Yargılama Hukukuna uyarlık yoktur. Bu bakımdan; dava konusu tarh ve ceza kesme işlemlerinin söz konusu faturalardan hareketle tesis edilen kısımlarınında da hukuka aykırılık bulunmadığından, temyize konu kararın aksi yolda verilen hüküm fıkrasında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına; bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına; davacı Şirketin temyiz isteminin ise reddine, mahkeme kararının ilgili hüküm fıkrasının onanmasına, hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 7.2 oranında ve 20.600.000.- (Yirmimilyonaltıyüzbin) liradan az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, Mahkemece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına, 25.2.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

YÖ/ÖEK
 
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı