KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİNİ VERMEYEN VE İŞİ TERK BİLDİRİMİNDE BULUNMADIĞINDAN ADINA TAKDİRİ GEREKEN BİR MATRAH OLDUĞUNDA KUŞKU BULUNMAYAN DAVACININ TARH MATRAHININ, DAVACIYLA AYNI İŞ KOLUNDA FAALİYET GÖSTEREN MÜKELLEFLERİN BEYAN ETTİKLERİ MATRAHLAR İLE VARSA DAVACININ GEÇMİŞ YILLARDA BEYAN ETTİĞİ MATRAHLAR İLE DOĞRULANIP DOĞRULANMADIĞI BELİRLENDİKTEN SONRA OLUŞACAK SONUCA GÖRE KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ HK.
Temyiz Eden : ... Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : ...
İstemin Özeti : 1998 takvim yılına ilişkin gelir vergisi beyannamesini vermeyen davacı adına takdir komisyonu kararına dayanılarak re'sen salınan ağır kusur cezalı gelir vergisi ve fon payını; Mahkemelerince verilen ara kararı üzerine davalı idare tarafından dosyaya sunulan 24.10.2000 gün ve 7/26 sayılı tutanak ile, davacının 30.6.1998 tarihinde işini terk ettiği ve Ocak, Şubat, Mayıs ve Haziran ayları itibarıyla fatura düzenlediğinin saptandığı, her ne kadar gelir vergisi beyannamesi verilmemesi re'sen tarh sebebi ise de faaliyetini 30.6.1998 tarihine kadar sürdürdüğü anlaşılan davacı adına altı aylık faaliyet süresi dikkate alınarak matrah takdir edilmesi gerekirken, takdir komisyonunca tam yıl için matrah takdir edildiği, bu durumda 3.000.00.000.-lira matrah üzerinden salınan gelir vergisi ve fon payının, 1.500.000.000.-lira matraha isabet eden kısmında yasaya uygunluk bulunmadığı, matrah, davacının tarh dosyasında yapılan inceleme sonucu tespit edildiğinden, yol açılan vergi kaybı nedeniyle ağır kusur cezası kesilemeyeceği gerekçesiyle matrahı azaltmak suretiyle kusur cezalı olarak değiştiren ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kararının; 1998 yılı içinde faaliyeti olduğu ve 19.215.000.000.-lira hasılat elde ettiği saptanan davacı adına takdir edilen matrahta ve bu matrah üzerinden salınan gelir vergisi ve fon payı ile Vergi Usul Kanununun mükerrer 347'inci maddesi uyarınca kesilen ağır kusur cezasında yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi : Pelin Akça
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : Nurten Karaçay
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Turizm taşımacılığından dolayı mükellefiyet kaydı bulunan ve 1998 takvim yılına ilişkin gelir vergisi beyannamesini vermemesi nedeniyle dönem matrahı re'sen takdir edilen davacı adına yapılan ağır kusur cezalı tarhiyatı matrahı azaltarak kusur cezalı olarak değiştiren vergi mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
Vergi Usul Kanununun 30'uncu maddesinin ikinci fıkrasının (1) işaretli bendi uyarınca, vergilendirme dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmemesi re'sen tarh nedenidir. Bu durumda, beyannamesini vermeyen davacının dönem matrahının takdir komisyonunca takdir edilmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır.Ancak vergi matrahının, dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre, iş nev'i işyeri mevkii, faaliyet durumu ve emsal mükelleflerin beyanları dikkate alınarak belirlendiği yolundaki takdir komisyonu kararının, biçimsel olarak aynı Kanunun 31'inci maddesinin ikinci fıkrasının (8) işaretli bendinde takdir kararında gösterilmesi aranan takdirin dayanağı ve gerekli açıklamayı içerdiği söylenemez.
İşi terk bildiriminde bulunmayan davacının vergilendirme döneminde faaliyette bulunduğu hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığından, davacı adına takdiri gereken bir matrah olduğunda da kuşku bulunmamaktadır.
Defter ve belgeler ibraz edilmediğinden davacının defter kayıt ve belgelerinin incelenmesinin olanaksız olması karşısında Vergi Mahkemesince, takdir edilen matrahın doğruluğunun belli ölçülere göre saptanması olanaklıdır.Bu bakımdan davacı nezdinde düzenlenen 24.10.2000 gün ve 7/26 sayılı yoklama fişinde yer alan fatura dökümünden hareketle davacının 1998 yılında altı ay faaliyette bulunduğu varsayımıyla matrahın 1/2 sinin kaldırılması yolunda hüküm kurulmasında yasal isabet bulunmamaktadır.
Davacının 1998 yılında tam olarak faaliyette bulunduğu göz önüne alınarak Mahkemece davacıyla aynı iş kolunda faaliyet gösteren mükelleflerin beyan ettikleri matrahlar ile, varsa davacının geçmiş yıllarda beyan ettiği matrahlar araştırılarak, bunların tarh matrahını doğrulayıp doğrulamadığı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle verilen kararda hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kararının yukarıdaki esaslar doğrultusunda yeniden karar verilmek üzere bozulmasına, 26.12.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YÖ/ŞGK
|