ADİ KOMANDİT ŞİRKETİN İŞLEMLERİNİN İNCELENMESİ SONUCU KOMANDİTE ORTAK
ADINA SALINAN VERGİ VE CEZALAR YARGI KARARIYLA KESİNLEŞTİĞİNDEN KOMAN-
DİTER ORTAK OLAN DAVACININ DA MENKUL SERMAYE İRADINI HESABEN ELDE ET-
TİĞİNİN KABULÜ GEREKTİĞİ HK.
Adi komandit şirketin 1/2 hisseli komanditer ortağı olan davacı adına,
şirketin 1991 yılına ilişkin defter ve belgelerinin incelenmesi sonucu
düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak resen salınan kaçakçılık ce-
zalı gelir vergisine karşı dava açılmıştır.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen ... Vergi Mahkemesi,
... günlü ve ... sayılı kararıyla; yükümlü şirketin imalat defteri
tutmadığı, satış faturalarına ve sevk irsaliyelerine imal edilen emti-
anın miktarının yazılmadığı, tutanakta yer alan davacı beyanından ha-
reketle kaydi envanter yapıldığı ve şirketin karının ... lira olarak
tespit edildiği, davacının hissesine düşen miktardan daha önce beyan
edilen kısım düşülerek fark matrah üzerinden cezalı tarhiyat yapıldı-
ğı, Mahkemece, adi komandit şirketin defter ve belgeleri üzerinde yap-
tırılan bilirkişi incelemesi sonucu dönem net karının ... lira olduğu-
nun tespit edildiği, bilirkişi raporunda tespit olunan hususların mah-
kemece de benimsendiğinden bahisle vergi aslı yönünden davayı reddet-
miş, matrah farkının bulunuş şekli ve vergi kaçırma kasdının olmaması
nedeniyle kaçakçılık cezasını kusur cezasına çevirmiştir.
Tarafların temyiz istemini reddeden Danıştay Üçüncü Dairesi yü-
kümlünün karar düzeltme istemini kabul ederek ... günlü ve ... sayılı
kararı ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesine göre
menkul sermaye iradının vergilendirilmesinde gelirin elde edilmiş ol-
ması gerektiği, gelir hukuken talep edilir durumda olsa bile eğer eko-
nomik olarak sahibinin kullanımına hazır bulunmuyorsa elde edilmiş sa-
yılamayacağı, adi komandit şirket yönünden ikmalen ya da resen sapta-
nan matrah farkından dolayı komanditer ortağın şirketteki payı oranın-
da gelir vergisi tarhiyatı yapılabilmesi için komanditer ortağın son-
radan bulunan matrah farkından dolayı payına isabet eden geliri elde
ettiğinin saptanması gerektiği, uyuşmazlık konusu olayda ise böyle bir
tespit bulunmadığından, gelirin elde edildiği varsayılarak yapılan
tarhiyatın kaldırılması gerektiği gerekçesi ile mahkeme kararını boz-
muştur.
... Vergi Mahkemesi, ... günlü ve ... sayılı ısrar kararında;
yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu şirketin net karının ne oldu-
ğunun açıkça saptandığı, ayrıca bir tespite gerek bulunmadığı gerek-
çesiyle ve ilk kararında yer alan hukuksal nedenlerle ısrar etmiştir.
Israr kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiş, incelemenin
hukuki dayanağı olmadığı, komanditer ortak olması sebebiyle inceleme
üzerine tespit edilen vergi ve cezalardan sorumlu tutulamayacağı ileri
sürülerek bozulması istenmiştir.
Adi komandit şirketin 1/2 hisseli komanditer ortağı olan davacı
adına şirketin 1991 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu dü-
zenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak resen salınan kaçakçılık
cezalı gelir vergisine karşı açılan davayı kısmen kabul ederek tarhi-
yatı kusur cezalı olarak değiştiren vergi mahkemesi ısrar kararı yü-
kümlü tarafından temyiz edilmiştir.
Makina imalatı ve ticareti yapan ve bilanço esasına göre defter
tutan adi komandit şirketin imalat defteri onaylatıp, tutmadığı sap-
tanmıştır. Vergi Usul Kanununun 197 nci maddesine göre imalat defteri
tutması ve 220 nci maddesine göre bu defteri onaylatması gereken kuru-
mun dönem kazancının resen belirlenmesi 213 sayılı Yasanın 30 uncu
maddesinin ikinci fıkrasının (3) işaretli bendi gereğidir. Kurum ka-
zancının resen belirlenmesinde hukuka aykırılık yoktur.
Şirket ortakları nezdinde düzenlenen tutanak esas alınarak ya-
pılan kaydi envanter sonucu dönem sonu envanterinin eksik düzenlendiği
ve dönem karının eksik hesaplandığı dolayısıyla yükümlünün elde ettiği
menkul sermaye iradını eksik beyan ettiği tespit edilerek bu miktar ü-
zerinden cezalı tarhiyat yapıldığı anlaşılmaktadır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci
fıkrasının (2) işaretli bendinde, komanditer ortakların kar payları
menkul sermaye iradı olarak belirlenmiş, devamında adi komandit şir-
ketlerde komanditerlerin kar paylarının, şirket karının ilişkin bulun-
duğu takvim yılında elde edilmiş sayılacağı kurala bağlanmıştır.
Sözü geçen maddede 2361 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ge-
rekçesinde, adi komandit şirketlerde komanditer ortakların kar payla-
rının hangi takvim yılında elde etmiş sayılacağının açıklığa kavuştu-
rulduğu, komanditer ortakların elde ettikleri kar paylarının menkul
sermaye iradı sayılmakla birlikte bu ortakların da aynen komandite or-
taklar gibi, kar paylarını şirket kazancının tespit edildiği takvim
yılı sonunda elde etmiş sayılacakları ve bu kar paylarını izleyen yı-
lın Mart ayı içinde beyan edecekleri anlaşılmaktadır.
Adi komandit şirketlerin komanditer ortaklarının şirket kazan-
cını; tespit edildiği takvim yılı sonunda elde etmiş sayılmaları, kar
paylarının komanditerler tarafından talep edilebilir olmasını ifade
etmektedir.
Şirketin dönem kazancının noksan saptandığı belirlenen hallerde
komanditer ortaklar söz konusu kazanca ilişkin kar paylarını isteyebi-
leceklerinden; ihtilaflı dönemde kaydi envanterden bulunan fark nede-
niyle komandite ortak adına yapılan tarhiyatın kesinleştiği de gözönü-
ne alındığında davanın vergi aslı yönünden reddi, cezanın kusura dö-
nüştürülmesi yolundaki kararda hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine karar verildi.
(DAN-DER; SAYI:104) YÖ/ES
|