Dairesi
BANKANIN İŞTİRAK ŞİRKETLERİN SERMAYE YEDEKLERİNİ SERMAYELERİNE...
Karar No
4478
Esas No
1552
Karar Tarihi
04-12-1997
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
YEDİNCİ DAİRE
1997
4478
1995
1552
04/12/1997
 
KARAR METNİ

BANKANIN İŞTİRAK ŞİRKETLERİN SERMAYE YEDEKLERİNİ SERMAYELERİNE İLAVE-
LERİ SONUCU, BANKAYA VERDİKLERİ BEDELSİZ HİSSE SENETLERİNİN NOMİNAL
DEĞERLERİNİN BANKA AÇIŞISINDA MALİYET OLDUĞU, BANKALARIN SATIŞI DURU-
MUNDA, MALİYET BEDELİ İLE SATIŞ TUTARI ARASINDAKİ FARKIN BSMV NİN MAT-
RAHINI OLUŞTURDUĞU HK.

Davacı bankanın iştiraki şirketlerin, bilançolarında kayıtlı iktisadi
kıymetlerin yeniden değerlemeye tabi tutulması sonucu oluşan değer ar-
tış fonlarını sermayelerine ilave etmeleri nedeniyle meydana gelen
sermaye artışı karşılığında, yükümlü bankaya verdikleri bedelsiz hisse
senetlerinin, yine yükümlü banka tarafından, sermayeye ilave edilmekle
birlikte daha sonraki bir tarihte satılmaları nedeniyle, nominal de-
ğerleri esas alınarak 1990 yılının Mayıs dönemi için yapılan kusur ce-
zalı banka ve sigorta muameleleri vergisi tarhiyatının kaldırılması
istemiyle açılan davayı; davacı bankanın, iştiraki şirketler tarafın-
dan verilen bedelsiz hisse senetlerini 1987 yılında sermayesine ilave
ettiği; bu aşamada, işlemin banka ve sigorta muameleleri vergisine ta-
bi tutulmadığı; söz konusu hisse senetlerinin muhtelif tarihlerde el-
den çıkarılmasına rağmen, satış bedeli ile nominal bedel arasındaki
tutarın vergi matrahı olarak beyan edildiği; nominal bedelin ise, be-
yana eklenmediği hususlarının dosyadaki bilgi ve belgelerin tetkikin-
den anlaşıldığı; dava dilekçesinde, bedelsiz hisse senetlerinin 1987
yılında iktisap edildiği, vergiyi doğuran olayın o tarihte meydana
geldiği, bu halde ise, tahakkukun zaman aşımına uğradığı iddia edil-
mişse de; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun "Vergiyi doğuran olay" baş-
lıklı 19. maddesi hükmüne göre, uyuşmalık konusu olayda, vergiyi doğu-
ran olayın, bedelsiz hisse senetlerinin satıldığı tarihte meydana gel-
diği; bu halde ise, zaman aşımının söz konusu olmadığı; işin esasında
ise, davacı bankanın, iştiraklerinden aldığı bedelsiz hisse senetleri-
ni 1989 ve 1990 yıllarında satmak suretiyle kazanç elde ettiği husu-
sunda ihtilaf bulunmadığı; uyuşmazlığın, verginin matrahına ilişkin
olduğu; 6802 sayılı Kanunun 28. maddesinde, "Banka ve sigorta şirket-
lerinin 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlem-
ler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları
bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa ol-
sun nakden veya hesaben aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri
vergisine tabidir." hükmünün yer aldığı; aynı kanunun 31'inci madde-
sinde de, banka ve sigorta muameleleri vergisinin matrahının, 28'inci
maddede yazılı paraların tutarı olduğunun belirtildiği; bu duruma gö-
re, olayda, vergi matrahının, bedelsiz olarak elde edilen hisse senet-
lerinin nominal değeri dahil, satış değerine tekabül ettiği; öte yan-
dan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 298. maddesinin 7. fıkrasında,
değer artış fonunun, sermaye ilave dışında herhangi bir suretle başka
bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde, bu işlemin
yapıldığı dönemin kazancı sayılarak vergiye tabi tutalacağının hükme
bağlandığı; söz konusu düzenlemeye göre, değer artış fonlarının serma-
yeye ilavesi dışında kalan her türlü işlemin, dönem kazancı sayılarak
vergiye tabi tutulması gerektiği; bu itibarla, aksi yöndeki davacı id-
dialarında yasal isabet bulunmadığı, sonuç olarak, davacı banka adına,
inceleme raporuna dayanılarak yapılan kusur cezalı banka ve sigorta
muameleleri vergisi tarhiyatında kanuna aykırılık görülmediği gerekçe-
siyle reddeden Ankara 7. Vergi Mahkemesinin ... 1994/1456 sayılı kara-
rının; satış yapılan bedelsiz hisse senetlerinin iktisap tarihinde
sermayeye ilave edildikleri, söz konusu hisse senetlerinin satılması-
nın, sermayeden çekildikleri anlamını taşımadığı, Vergi Usul Kanununun
298. maddesinin 7. fıkrasında, değer artış fonunun sermayeye ilave dı-
şındaki hallerde vergiye tabi tutulacağı yolundaki hükmü karşısında,
sermayeye ilave edilmiş bulunan bedelsiz hisse senetlerinin vergiye
tabi tutulamayacağı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, davacı bankanın iştiraki firmaların,
bilançolarında kayıtlı sermaye yedeklerini yeniden değerlemeye tabi
tutarak sağladıkları değer artış fonunu sermaye artırımında kullandık-
ları, bu şekilde meydana gelen sermaye artırımı karşılığında ise be-
delsiz hisse senetleri ihraç ettikleri, davacı bankanın da, 1987 yı-
lından önce bedelsiz olarak aldığı bu hisse senetlerini nominal be-
delle kayıtlarına intikal ettirip daha sonra sattığı, nominal bedel i-
le satış fiyatı arasındaki tutarı banka ve sigorta muameleleri vergisi
matrahı olarak beyan ettiği, bu işlemlerin hesap uzmanınca incelenmesi
sonucu düzenlenen raporda, bedelsiz hisse senetlerinin iktisabında
herhangi bir bedel ödenmediğinin ve satıştan elde edilen hasılatın ta-
mamının banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi olduğunun belir-
tilmesi üzerine, yükümlü banka tarafından beyan edilmeyen bedelsiz
hisse senetlerinin nominal değerleri esas alınarak uyuşmazlık konusu
banka ve sigorta muameleleri vergisi tarhiyatının yapıldığı anlaşıl-
maktadır.

6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28. maddesinde, "Banka ve
sigorta şirketlerinin 10.6.1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kira-
lama Kanununa göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şe-
kilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi
lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları
paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabidir." hükmü yer al-
mış olup; madde hükmünde, banka ve sigorta muameleleri vergisini doğu-
ran olayın, bir muamele yapılması ve bu muamele sonucunda lehe para
kalması olduğu açık bulunmaktadır.

Bu duruma göre; uyuşmazlık, davacı bankanın iştiraklerinden al-
dığı bedelsiz hisse senetlerinin, davacı banka açısından bir maliyeti-
nin, diğer bir deyimle, alış bedelinin bulunup bulunmadığı, dolayısıy-
la, bu hisse senetlerinin satışından elde edilen tutarın nominal bede-
le isabet eden kısmının banka lehine kalan bir para olup olmadığı nok-
tasına ilişkin olup, uyuşmazlığın çözümü bakımından, bedelsiz hisse
senetlerinin niteliği ve kaynağının belirlenmesi önem taşımaktadır.

3946 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun bazı hükümlerinin
değiştirilmesi üzerine, uygulamaya yön vermek amacıyla Maliye Bakanlı-
ğınca hazırlanarak, 19.1.1996 gün ve 22528 sayılı Resmi Gazete'de ya-
yımlanan 191 sıra nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "Kurumlardan
Bedelsiz Alınan İştirak Hisseleri ve Hisse Senetleri" başlıklı I-A/3
nolu bölümünde;
"Bedelsiz iştirak hissesi veya hisse senedi verilmesine neden
olan sermaye artırımları kurumların iç kaynaklarını oluşturan sermaye
yedekleri veya kar yedeklerinden karşılanmaktadır. Genel olarak kar
yedekleri, yasal, statü ve olağanüstü yedekler ile yedek niteliğindeki
karşılıklar ve özel fonlar gibi işletme faaliyetleri sonucu elde edi-
len karların dağıtılmamış kısmını ifade eder. Sermaye yedekleri ise
hisse senedi ihraç primleri, iptal edilen ortaklık payları, iktisadi
kıymetlerin yeniden değerlenmesi veya maliyet artışına konu edilmesi
sonucu oluşan fonlardan meydana gelir.

Dönem karından ayrılan yedeklerin herhangi bir yılda sermayeye
ilave edilmesi, ortaklara fiilen dağıtılan kar payları ile kurumun
sermaye artırımına iştirak edilmesi aynı mahiyettedir. Her iki halde
de ortaklar, kurum bünyesinde oluşan karlar üzerinden tasarrufta bu-
lunma imkanına sahip olmaktadır. Dolayısıyla, kar yedeklerinden kar-
şılanan sermaye artırımları sonucunda ortaklarca bedelsiz iştirak his-
sesi veya hisse senedi iktisabı, kurum açısından kar dağıtımı ve or-
taklar açısından kar payı hükmündedir.
.....
Sermaye yedekleri ile sermaye artırımında bulunulması durumda
ise sermaye yedeklerinin mahiyeti icabı bir kar dağıtımı söz konusu
değildir. Zira, sermaye yedekleri kurumun vergiye tabi karından ayrı-
lan bir unsur olmayıp, çeşitli değerleme farklılıkları nedeniyle ser-
mayede meydana gelen kayıpları karşılamak üzere kayden oluşturulan
fonları ifade etmektedir. Bunların sermayeye ilavesi ile sermayede re-
el anlamda bir artış meydana gelmemektedir." denilmek suretiyle, be-
delsiz hisse senetlerinin niteliği ile kaynağı hakkında açıklamalara
yer verilmiştir.

Söz konusu tebliğdeki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, kar
yedeklerinin sermayeye ilavesi suretiyle meydana gelen sermaye artışı
reel bir artış olup, bu sermaye artışı sonucunda ortaklara bedelsiz
iştirak hissesi veya hisse senedi verilmesi kar dağıtımı hükmündedir.

Ortaklar açısından ise, bedelsiz iştirak hissesi veya hisse senedi ik-
tisabı, bir kar payı, diğer bir anlatımla, reel bir kazançtır.

Sermaye yedekleri ise, çeşitli değerleme farklılıkları nedeniy-
le sermayede meydana gelen kayıpları karşılamak üzere kayden oluşturu-
lan fonları ifade etmekte, bunların sermayeye ilavesi ile sermayede
reel anlamda bir artış meydana gelmemekte, nominal bir sermaye artışı
oluşmaktadır. Söz konusu sermaye artırımı karşılığında ihraç edilen
bedelsiz iştirak hissesi veya hisse senetlerinin iktisabı da, ortaklar
açısından reel anlamda bir kazanç olmayıp, sermayede meydana gelen no-
minal artış sonucu ellerinde bulunan hisselerin reel değerlerinde mey-
dana gelen kaybın telafisi ya da eski durumuna getirilmesi sonucunu
doğurmaktadır. Bu nedenle, hissedarların yeniden değerleme sonundaki
paylarını ifade eden bu tür bedelsiz iştirak hissesi veya hisse senet-
lerinin ortaklar açısından maliyeti de, üzerlerinde yazılı nominal be-
delleridir. Zira, sermaye yedeklerinin sermayeye ilavesi sonucu meyda-
na gelen nominal sermaye artışı karşılığında ihraç edilen bedelsiz iş-
tirak hisseleri veya hisse senetlerinin iktisabı sonucu, hissedarların
paylarında veya mal varlıklarında herhangi bir reel artış meydana gel-
memektedir.

Olayda da, davacı bankanın iştiraklerinden aldığı ve daha sonra
satışını yaptığı bedelsiz hisse senetlerinin, iştiraklerinin sermaye
yedeğinden kaynaklanan yeniden değerleme değer artış fonlarını serma-
yelerine ilave etmeleri sonucu meydana gelen sermaye artışı karşılı-
ğında ihraç ettikleri bedelsiz hisse senetleri olduğu hususu ihtilaf-
sızdır.

Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında, davacı bankaca iktisap
edilen bedelsiz hisse senetlerinin nominal değerleri, banka açısından
maliyet bedeli olup, banka lehine kalan ve banka ve sigorta muamelele-
ri vergisinin matrahını oluşturan tutar, söz konusu bedelsiz hisse se-
netlerinin satış tutarı ile nominal değerleri arasındaki farktan iba-
ret bulunmaktadır. Mükellef banka tarafından bu farkın beyan edildiği
anlaşılmakla, beyan dışı bırakılmış vergiye tabi bir meblağın mevcudi-
yetinden söz etmek mümkün değildir.

Bu itibarla, tarhiyatın iptali istemiyle açılan davanın yazılı
gerekçeyle reddi yolundaki mahkeme kararında isabet görülmediğinden,
temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına, karar ve-
rildi.

(MT/ES)

(DAN-DER; SAYI:96)




 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı