DEFTER VE BELGELERİN İBRAZ EDİLMEMESİ NEDENİYLE RE'SEN TAKDİR YOLUNA
GİDİLMESİNİN, MAHKEMECE BU DEFTER VE BELGELER ÜZERİNDE BİLİRKİŞİ İNCE-
LEMESİ YAPILMASINA ENGEL OLUŞTURMAYACAĞI HK.
Tarımsal ürün ticaretiyle uğraşan ve iki kez istenmesine rağmen defter
lerini ibraz etmeyen yükümlünün yıllık beyannamede beyan ettiği tarım
ürünü alışlarından, muhtasar beyanname vermiş olduğu Mayıs ve Haziran
1987 aylarında beyan ettiği miktarlar düşüldükten sonra kalan miktarın
gerçekte müstahsilden alındığı kabul edilerek adına re'sen takdir edi-
len matrah üzerinden aylara göre kaçakçılık cezalı gelir (stopaj) ver-
gisi tarh edilmiştir.
Yükümlünün Kasım 1987 dönemine ilişkin tarhiyata karşı açtığı davayı
inceleyen Adana 2.Vergi Mahkemesi 16.10.1990 günlü ve 1990/1570 sayı-
lı kararıyla; defter ve belgeler ibraz edilmediğinden olayda re'sen a
takdir nedeni bulunduğu, üykümlü tarafından tarımsal ürünlerin tüccar-
dan alındığı ileri sürülerek mahkemece defter ve belgelerinin incelen-
mesi istenmiş ise de, tarhiyat defter ve belgelere dayanmadığından def
ter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılamayacağı, ancak
matrah farkı beyannamedeki bilgilerden saptandığından tarhiyata kaçak-
çılık cezası uygulanamayacağı gerekçesiyle, kaçakçılık cezasını kusura
dönüştürerek davayı kısmen kabul etmiştir.
Tarafların temyiz başvurularını inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi
13.10.1992 günlü ve 1992/4334 sayılı kararıyla, 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun 139.maddesi gereği yerine getirilmeden salt yazı ile istenen
defter ve belgelerin sunulmamasının re'sen takdir nedeni olarakkabul
edilemeyeceği, re'sen takdir nedeninin varlığı kabul edilse dahi dava-
nın görülmesi sırasında sunulan defter ve belgeler üzerinde inceleme
ve araştırmayapılması gerektiği, Vergi Usul Kanununun 3.maddesi karşı-
sında takdir nedeninin varlığının gerçek durumun araştırılmasını engel
lemeyeceği gerekçesiyle, yükümlünün temyiz istemini kabul ederek vergi
mahkemesi kararını bozmuş, vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini
ise reddetmiştir.
Bozma kararına uymayan Adana 2.Vergi Mahkemesi 7.12.1993 günlü ve
1993/1138 sayılı kararıyla; iki kez istenmesine rağmen defter ve belge
lerini ibraz etmemesi ve defter ve belgelerini bulduğunda bunları ida-
reye ibraz ederek alımlarını tüccardan yaptığını kanıtlaması mümkünken
bu yola gitmemesinin, yükümlünün defterlerinin idarece incelenmesini
istemediğini gösterdiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü yolundaki
ilk kararda direnmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2365 sayılı Yasayla değişik 3.maddesin
de, vergilendirme vergiyi doğuran olayın gerçek niteliğinin esas oldu-
ğu ve bunun yemin hariç her türlü kanıtla kanıtlanabileceği belirtil-
miş olduğundan, re'sen takdir sebebinin varlığı ve yükümlünün defter
ve belgelerin incelenmesine dayanmaması, vergiyi doğuran olayın gerçek
niteliğinin araştırılmasına, dolayısıyla yükümlünün defter ve belgele-
ri üzerinde inceleme yapılmasına engel değildir.
2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 20.maddesinde de, vergi
mahkemelerinin bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeyi
kendiliklerinden yapacakları kurala bağlandığından, beyannamedeki bil-
gilere dayanılarak tarh edilen verginin hukuka uygunluğunun denetlene-
bilmesi için gerek görülen diğer incelemeler yanında, yükümlünün def-
ter ve belgelerinin de incelenmesi gereklidir.
Açıklanan nedenlerle, yükümlünün temyiz isteminin kabulüyle Adana 2.
Vergi Mahkemesinin 7.12.1993 günlü ve K:1993/1138 sayılı kararının
bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama gi-
derleri konusunda hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına karar verildi.
BŞ/NÇ
|