MAHKEME TARAFINDAN İKİ FARKLI GEREKÇE İLE HÜKÜM TESİSİNDE İSABET GÖRÜLMEDİĞİ HK.
Temyiz İsteminde Bulunan: ... Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : ...
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : Davacının murisi olan ...'in ortağı ve müdürü olduğu anonim şirketin vergi borçlarının tahsili amacıyla, davacı adına, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun mükerrer 35'inci ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 ve 12'nci maddeleri uyarınca düzenlenen ödeme emirlerini, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun mükerrer 35'inci maddesinin vergi ve buna bağlı alacaklar bakımından uygulanmasının mümkün bulunmadığı; diğer taraftan, davacı tarafından adli yargı yerinde açılan dava lehine sonuçlanarak mirasın reddine karar verildiği, bu durumda, dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kararının; dava konusu ödeme emrinin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunna verilmemiştir.
Tetkik Hakimi Bülent Seyitdanlıoğlu'un Düşüncesi: Olayda, dava konusu ödeme emrinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun mükerrer 35'inci ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 ve 12'nci maddeleri uyarınca düzenlendiği anlaşılmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun mükerrer 35'inci maddesinin vergi ve buna bağlı alacaklar açısından uygulanması mümkün bulunmadığından, uyuşmazlığın 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 ve 12'nci maddeleri uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Emel Cengiz'in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; davacının murisi olan ...'in ortağı ve müdürü olduğu anonim şirketin vergi borçlarının tahsili amacıyla, davacı adına, 6183 sayılı Amme Alacakların Tahsil Usulü Hakkında Kanunun mükerrer 35'inci ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 ve 12'nci maddeleri uyarınca düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan dava sonucunda; Vergi Mahkemesince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun mükerrer 35'inci maddesinin vergi ve buna bağlı alacaklar bakımından uygulanmasının mümkün bulunmadığı; diğer taraftan, davacı tarafından adli yargı yerinde açılan dava lehine sonuçlanarak, mirasın reddine karar verildiğinden, murise ait vergi borçlarının davacıdan istenemeyeceği; bu durumda, dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verildiği, bu kararın temyiz edildiği anlaşılmıştır.
Yargılama Hukukunda, yargı (hüküm), uyuşmazlığı çözmekle görevli ve yetkili yargı yerinin, yargılama sürecinin sonunda ulaştığı "sonuç" tur. Yargı yerinin bu sonuca ulaşırken bir gerekçeye dayanması, hem Anayasamızda, hem de Yargılama Hukukumuzda yer alan ilkelerdendir. Gerekçe, hakimin, önüne gelen uyuşmazlıkla ilgili olarak saptadığı maddi olgular ile verdiği hüküm arasındaki hukuki değerlendirmedir. Başka bir deyişle gerekçe, maddi olgular ile hüküm fıkrası arasındaki köprüdür. Gerekçe, aynı zamanda kararın hukuka uygun olup olmadığının denetlenmesine de olanak tanır. Yargı kararlarının mutlaka gerekçeli olması gerektiği yolundaki ilkenin amacı da budur. Bunun yanında; kararda, hakimi uyuşmazlığın çözümünde tek başına yargıya götürmeye yeterli bir gerekçe gösterilmiş iken, farklı ikinci bir gerekçeye daha dayanılması, yargı yerinin ilk gerekçeye ve bunun sonucu olan yargıya güvensizliğini gösterdiği gibi, tarafların aralarındaki uyuşmazlığın adilane bir çözüme kavuşturulduğu konusundaki inançlarını da zedeler.
Bu nedenle, davada, Mahkemece, iki farklı gerekçe ile hüküm tesisi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 18.2.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.
BŞ/ŞGK
|