Dairesi
506 SAYILI SOSYAL SİGORTALAR KANUNUNUN GEÇİCİ 20.MADDESİNE GÖRE...
Karar No
420
Esas No
217
Karar Tarihi
20-12-1996
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
VERGİ DAVA DAİRELERİ
1996
420
1996
217
20/12/1996
 
KARAR METNİ

506 SAYILI SOSYAL SİGORTALAR KANUNUNUN GEÇİCİ 20.MADDESİNE GÖRE KURU-
LAN ÖZEL EMEKLİ SANDIĞINA ANILAN KANUNUN 73 VE 78.MADDELERİNDE ÖNGÖRÜ-
LEN ORANLARIN ÜZERİNDE KESİLEN PRİM TUTARININ GELİR VERGİSİ MATRAHINA
DAHİL EDİLMESİ GEREKTİĞİ HK.

Banka personeline yapılan ücret ödemelerinden 506 sayılı Sosyal Sigor-
talar Kanununun Geçici 20 nci maddesine göre kurulan özel emekli san-
dığına anılan Kanunun 73 ve 78 inci maddelerinde öngörülen hadlerin ü-
zerinde kesilen prim tutarının gelir vergisi matrahına dahil edilmedi-
ğinin tespiti üzerine Haziran 1988 ayı için davacı banka adına gelir
(stopaj) vergisi salınmış, kaçakçılık cezası kesilmiştir.

Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen Adana 1.Vergi Mahkemesi
K:1990/478 sayılı kararıyla; Gelir Vergisi Kanununun 63 üncü maddesi-
nin ikinci fıkrasında emekli sandığının veya sosyal sigortalar kurumu-
nun Türkiyede bulunması koşuluyla emekli aidatı veya sigorta primleri-
nin gayrısafi ücretten indirilebilmesinin kabul edildiği, 506 sayılı
Yasanın Geçici 20 nci maddesinde, uyuşmazlığa konu primlerin anılan
Yasanın 73 ve 78 inci maddelerinde belirlenen oran ve tutarları aşama-
yacaklarına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, aksine bu sandıklara kanun-
da belirtilen yardımları sağlayacak birer tesis haline getirilmesi yü-
kümlülüğü yüklenerek söz konusu primlerin alt sınırının belirlendiği,
üst sınır için bir kısıtlama getirilmediği gerekçesiyle kaçakçılık ce-
zalı vergiyi kaldırmıştır.

Vergi Dairesi Müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay
Dördüncü Dairesi K:1993/1283 sayılı Kararıyla; Gelir Vergisi Kanununun
63 üncü maddesinin ilk fıkrasında ücretin safi değerinin nasıl hesap-
lanacağı belirtildikten sonra 2 numaralı bendinde Türkiye'de bulunan
emekli sandığına veya sosyal sigorta kurumlarına ödenen aidat veya
primlerin işverence sağlanan menfaatler toplamından indirilmesinin
öngörüldüğü, Sosyal Sigortalar Kanununun Geçici 20 nci maddesine göre,
bu Kanunun yürürlük tarihine kadar aralarında bankaların da bulunduğu
bir kısım kuruluşların personeline, malüllük, yaşlılık ve ölümlerinde
yardım yapmak üzere tesis veya dernek olarak kurulmuş bulunan sandık-
lar, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç altı ay içinde mad-
dede belirtilen şartlara uygun birer tesis haline getirildiklerinde
söz konusu personelin bu Kanun uygulamasında sigortalı sayılmayacakla-
rının belirtildiği, aynı Kanunun 73 üncü maddesinde işçi ve işverenin
ödeyecekleri prim oranları, 78 inci maddesinde de prim hesabına esas
taban ve tavan ücret miktarının tayin ve tespit edildiği, bu durumda,
Sosyal Sigortalar Kanununun Geçici 20 nci maddesine göre kurulan emek-
li ve yardım sandıkları, Gelir Vergisi Kanununun 63 üncü maddesinin 2
numaralı bendinde sözü edilen kuruluşlardan olmakla beraber bu sandık-
lara işçi ve işveren payı olarak ödenecek prim tutarının üst sınırı
yönünden farklılık göstermesine imkan tanınmadığı, aksine düşünüşün
vergide adalet ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşmayacağı, Gelir Vergisi
Kanununun 63 üncü maddesinin 3 numaralı bendinde, şahıs sigortalarına
yapılacak prim ödemelerine gerçek ücretin tespiti yönünden getirilen
sınırlamanın yanı sıra 23 üncü maddenin 11 numaralı bendindeki emekli,
maluliyet, dul ve yetim aylıklarıyla ilgili sınırlayıcı hükmün, bu a-
maca yönelik olduğu, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun Geçici 20
nci maddesine göre kurulan emekli ve yardım sandığına tabi personel i-
çin aynı Kanunun 73 ve 78 inci maddelerindeki sınırın üstünde davacı
kurum tarafından ödenen primin ve personelden bu amaçla kesilen prim
tutarının Gelir Vergisi Kanununun 63 üncü maddesine göre gerçek ücret-
ten indirilmesinin mümkün olmaması nedeniyle söz konusu tarhiyatın
kaldırılmasında isabet görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur. Da-
vacının karar düzeltme başvurusu ise aynı Dairece reddedilmiştir.

Bozma kararına uymayan Adana 1.Vergi Mahkemesi K:1994/1049 sa-
yılı kararıyla ilk kararında direnmiştir.

Vergi Dairesi Müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Vergi Dava
Daireleri Genel Kurulu K:1996/58 sayılı kararıyla; 193 sayılı Gelir
Vergisi Kanununun 63 üncü maddesinin (2) numaralı bendinde, emekli ai-
datı veya sosyal sigortalar primleri, emekli sandığı veya sosyal si-
gortalar kurumunun Türkiye'de olması şartıyla, işveren tarafından üc-
retliye sağlanan menfaatler toplamından indirilmek suretiyle hesapla-
nacak tutarın ücretin safi değerini oluşturacağının belirtildiği, da-
vacı Banka tarafından kurulan özel emekli sandığının 193 sayılı Yasa-
nın 63 üncü maddesinin (2) numaralı bendinde sözü edilen sosyal sigor-
talar kurumu niteliğini taşıdığı ancak, bu sandığa 506 sayılı Yasanın
sigorta prim oranlarını düzenleyen 73 üncü ve 78 inci maddelerinde
belirlenen oranları aşan oranlarda işçi ve işveren primi ödenmekte ol-
masının yasal bir zorunluluğa dayanmadığı, 506 sayılı Yasanın 73 üncü
ve 78 inci maddelerinde yazılı oranları aşan prim tutarlarının vergi
dışı tutulmasının vergide eşitlik ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayaca-
ğı, nitekim 193 sayılı Yasanın 63 üncü maddesinin 3 numaralı bendinde
şahıs sigortalarına yapılacak prim ödemelerine gerçek ücretin tespiti
yönünden öngörülen sınırlama ile 23 üncü maddenin 11 numaralı bendin-
deki emekli, maluliyet, dul ve yetim aylıklarıyla ilgili sınırlayıcı
hükmün tamamen bu amacı gerçekleştirmek için getirildiği, bu durum
karşısında, sandığa fazla ödenen prim tutarlarının 63 üncü maddenin 2
numaralı bendi uyarınca vergiye tabi olmayacağı yolunda verilen ısrar
kararında yasaya uygunluk görülmediği gerekçesiyle ısrar kararını boz-
muştur.

Davacı banka kararın düzeltilmesini istemekte ve Gelir Vergisi
Kanununun 63 üncü maddesinin 2 numaralı bendindeki işçi ve işveren
primlerinin gayrisafi ücretten indirilebilecek kısmının Sosyal Sigor-
talar Kanununun 73 ve 78 inci maddelerindeki prim oranlarıyla sınır-
landırılmadığını ileri sürmektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54 üncü maddesinde,
Danıştay tarafından verilen yargısal kararlar hakkında, bu maddede ya-
zılı sebeplerle kararın düzeltilmesinin istenebileceği belirtildiğin-
den ve dilekçe sahibinin ileri sürdüğü sebeplerin bunlardan hiçbirine
uymadığı anlaşıldığından, yerinde olmayan istemin reddine, karar ve-
rildi.

X- K A R Ş I O Y

Uyuşmazlık konusu olaya ilişkin davada vergi mahkemesi kurulu-
nun verdiği karar, temyiz merciince bozulmuştur. Bozma kararı üzerine
davayı yeniden inceleyen mahkeme hakimi tarafından, ilk kararda ısrar
edilmiştir.

Her ne kadar bozma kararı üzerine, işin yeniden incelenmesi
safhasında değişen usul hükmü gereğince dava konusu uyuşmazlık mikta-
rına göre uyuşmazlığın çözümü tek hakime ait ise de, usul hükümlerinde
yapılan ve kamu yararının bir gereksinimini karşılamak üzere yürürlüğe
konulması nedeni ile derhal uygulanması gereken değişikliklerin tamam-
lanmış yargılama safhalarına etki edebileceği hukuken kabul edilemez.
Mahkeme heyetince verilen kararın Danıştay görevli dairesince bozulma-
sı üzerine gerekli inceleme, bu yargılama safhalarının eski usul hü-
kümlerine göre tamamlanmış olması nedeni ile ancak yine mahkemece ya-
pılabilir.

Uyuşmazlık miktarına göre, tamamlanmış yargılama safhaları göz
ardı edilerek, davanın tek hakim tarafından "ısrar" şeklinde karara
bağlanması ve bu kararın temyizen Vergi Dava Daireleri Kurulunda ince-
lenmesi usul hükümlerine uygun bulunmadığından, bu yönden karara kar-
şıyız.

(MT/ES)

(DAN-DER; SAYI:93)
 
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı