Dairesi
DAVACI VAKFIN İŞLETTİĞİ SPOR TESİSLERİNDEN ELDE EDİLEN GELİRİN...
Karar No
4139
Esas No
5022
Karar Tarihi
13-11-1998
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
DÖRDÜNCÜ DAİRE
1998
4139
1997
5022
13/11/1998
 
KARAR METNİ

DAVACI VAKFIN İŞLETTİĞİ SPOR TESİSLERİNDEN ELDE EDİLEN GELİRİN DİĞER
GELİRLERLE BİRLİKTE BEYANI GEREKTİĞİ, TESİSLERİN SPORU GELİŞTİRME AMA-
CINA YÖNELİK OLMASININ BU HUSUSU DEĞİŞTİRMEYECEĞİ HK.

Davacı vakfın spor tesislerinden elde ettiği geliri beyan etmesi ge-
rektiği ileri sürülerek 1990 yılı için re'sen kurumlar vergisi salı-
nıp, bu vergi ve geçici vergi için kaçakçılık cezaları ile özel usul-
süzlük cezası kesilmiştir. İstanbul 7. Vergi Mahkemesi 1997/772 sayılı
kararıyla; davacı vakfın sosyal ve sportif tesislerde yaz ve kış okul-
ları faaliyetinde bulunduğu, bu okullarda vakıf üye ve yakınlarına
yüzme, basketbol, veleybol, tenis ve aerobik hizmetleri verildiği, bu
hizmetlerin karşılığında alınan ücretin ise, hizmetin vakıf senedine
uygun olması, ticari işleteme şeklinde örgütlenmemesi ve kar gayesi
güdülmemesi nedeniyle iktisadi işletme geliri olarak sayılmasına ola-
nak bulunmadığı, tamamen spora yönelik bu faaliyetler nedeniyle yapı-
lan tarhiyatta isabet görülmediği gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılma-
sına karar vermiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü, söz konusu faaliyetin
iktisadi işleteme olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemek-
tedir.

Uyuşmazlık, davacı vakfın işlettiği spor tesislerinden elde et-
tiği kazancın vergilendirilip vergilendirilemeyeceği hususuna ilişkin-
dir.

Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 1 inci maddesinin (c) bendinde ik-
tisadi kamu müesseselerinin, (D) bendinde de dernek ve vakıflara ait
iktisadi işletmelerin kazançlarının kurumlar vergisine tabi olduğu be-
lirtilmiş; kanunun 4 üncü maddesinde iktisadi kamu müesseseleri, "Dev-
lete, özel idarelere, belediyelere ve diğer kamu idarelerine ve mües-
seselerine ait ve tabi olup, faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci
maddenin (A) ve (B) işaretli bentleri haricinde kalan ticari sınai ve
zirai işletmeler" olarak tanımlanmıştır. 4 üncü maddenin ikinci fıkra-
sında ise, bunların kazanç gayesi gütmemelerinin, faaliyetin kanunla
tevdi edilmiş görevler arasında bulunmasının, tüzel kişiliklerinin ol-
mamasının, müstakil muhasebeleri ve kendilerine tahsis edilmiş serma-
yelerinin veya işyerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerine tesir
etmeyeceği belirtilmiştir. Aynı Kanunun 5 inci maddesinde de, dernek
ve vakıflara ait veya bağlı olup 4 üncü maddede yazılı şartları haiz
bulunan işletmelerin, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri olduğu
ifade edilmiştir.

Türk Ticaret Kanunu'nun 3 üncü maddesinde, ticarethane veya
fabrika yahut ticari şekilde işletilen diğer bir müesseseyi ilgilendi-
ren işlerin ticari iş, 11 inci maddesinde ticarethane, fabrika veya
ticari şekilde işletilen diğer müesseselerin ticari işletme olduğu be-
lirtilmiş olup, 12 nci maddesinde de madde devamında 12 bent halinde
sayılan veya mahiyetçe bunlara benzeyen işlerle uğraşmak üzere kurulan
müesseselerin ticarethane sayılacağı açıklanmıştır. Kanunun 13 üncü
maddesinin son fıkrasında işlerin mahiyetine göre 12 nci madde gere-
ğince ticarethane veya fabrika olarak vasıflandırılamayan müessesele-
rin de ticari şekilde işletilen diğer müesseseler olarak ticarethane
sayılacağı ayrıca ifade edilmiştir. Gelir Vergisi Kanunu'nun 37 nci
maddesinde de her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazancın ti-
cari kazanç olduğu belirtildikten sonra bu kanunun uygulanmasında ti-
cari kazanç sayılacak diğer kazançlar maddenin devamında belirtilmiş-
tir.

Gelir Vergisi Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu'nun yukarıda be-
lirtilen hükümlerine göre ticari ve sınai faaliyetin sermaye-emek ka-
rışımı bir kaynağa dayandığı anlaşılmaktadır. Ticari faaliyetin en ö-
nemli özelliği, gelir sağlama amacına yönelik olması, faaliyetin tica-
ri bir organizasyona dayalı bulunması ve devamlılık arzetmesidir. İk-
tisadi kamu müesseseleri ile dernek ve vakıflara ait iktisadi işletme-
lerin kar elde etme amaçlarının olup olmaması ve yürütülen faaliyetin
kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, kurumlar vergisine tabi
tutulmalarına engel teşkil etmediği gibi, bu işletmelerin tüzel kişi-
liklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine tahsis e-
dilmiş sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmaması da mükellefiyet-
lerini etkilememektedir. Kurumlar Vergisi Kanunu uygulamasında, kamu
yararına yönelik faaliyetlerde bulunan bir kısım iktisadi işletmeler
için vergileme yapılmak istenmediğinde özel muafiyet ve istisna hüküm-
leri getirilmek suretiyle bazı faaliyetler vergi dışı bırakılmıştır.


Davacı vakfın işlettiği spor tesisleri ticari bir işletme nite-
liğinde olup, bu faaliyetin Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 7/5 inci mad-
desi uyarınca muafiyet kapsamında sayılan "şefkat, rehin ve yardım
sandıkları, fukara aşhaneleri, ceza ve ıslah evleri atelyeleri, darü-
laceze atelyeleri, içtimai sigorta kurumları, öğrenci yurtları ve pan-
siyonları gibi" kamu idare ve müesseseleri tarafından içtimai maksat-
lara işletilen işletmeler niteliğinde sayılmasına olanak yoktur. Vak-
fın spor tesisleri, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 4 üncü maddesinde ta-
nımlanan iktisadi işletmesi niteliğinde olup, kazancının kurumlar ver-
gisine tabi olması gerekmektedir. Nitekim, ..... günlü ve 1994/2
sayılı İçtihatları Birleştirme Kurulu Kararında da söz konusu işletme-
lerin kazancının kurumlar vergisine tabi olması gerektiğine karar ve-
rilmiştir.Bu durumda, davacı vakfın söz konusu gelirlerin tamamen
sportif faaliyetlere yönelik olduğu gerekçesiyle tarhiyatın kaldırıl-
masına ilişkin mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Tarhiyatın esa-
sının incelenmesi ve matrah farkının defter ve belgelerden tespit e-
dilmesi hususları dikkate alınmak suretiyle vergi aslı ve kaçakçılık
cezası hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
İkmalen ve re'sen yapılacak tarhiyatlarda fon hesaplanmasının
ve geçici vergi salınmasının mümkün olmaması, ayrıca hukuken geçerli
bir tespit olmadan özel usulsüzlük cezası kesilememesi karşısında,
temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının bu kıs-
mını kusurlandıracak nitelikte görülmemiştir.

Bu nedenle, Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün temyiz isteminin kısmen
kabulüyle İstanbul 7.Vergi Mahkemesinin 14.5.1997 günlü ve 1997/772
sayılı kararının kurumlar vergisi ve kaçakçılık cezasına ilişkin hüküm
fıkrasının bozulmasına, diğer temyiz iddialarının reddine karar veril-
di.


(MT/ES)
(DAN-DER; SAYI:99)
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı