FİİLEN ŞİRKETTEN TAHSİL İMKANI KALMADIĞI ANLAŞILAN VERGİ BORÇLARININ
VERGİ USUL KANUNUNUN 10.MADDESİ GEREĞİNCE YÖNETİM KURULU ÜYELERİNDEN
TAHSİLİ İÇİN DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNDE HUKUKA AYKIRILIK BULUNMADIĞI HK.
Degaş Anonim Şirketinin vadesinde ödenmeyen vergi borçlarının, yönetim
kurulu üyesi olan davacıdan tahsili amacıyla Vergi Usul Kanununun 10
uncu maddesi uyarınca ödeme emirleri düzenlenip tebliğ edilmiştir.
Ödeme emrine karşı açılan davayı inceleyen ... Vergi Mahkemesi,
... günlü ve 1995/1332 sayılı kararıyla; gemi sicillerinin incelenme-
sinden Tarak I ve Palamar adlı gemilerin şirket ortağı ...'in mülkiye-
tinde olduğu ancak, idarece yapılan hacizlere herhangi bir itirazda
bulunulmadığının anlaşıldığı, iflas idaresince yaptırılan bilirkişi
incelemesi sonucu düzenlenen raporda, şirketin mal varlığı olduğu ve
şirket yönetim kurulu üyelerinin ... tarihi itibarıyla şirkete ...
lira borçlu oldukları, vergi borçlarının şirket tüzel kişiliğinden
tahsil edilemediğine dair kesin deliller bulunmadığı gerekçesiyle öde-
me emrini iptal etmiştir.
Bu kararın vergi dairesi müdürlüğünce temyizi üzerine Danıştay
Üçüncü ve Dokuzuncu Dairelerinin birlikte verdikleri ... günlü ve
1997/757 sayılı kararla; ... Anonim Şirketinin vergi borçları nedeniy-
le şirket adına ödeme emirleri düzenlenip tebliğ edildiği, kamu ala-
caklarının ödenmemesi üzerine şirkete ait menkul ve gayrımenkuller ü-
zerine haciz konulduğu ancak, şirketin bütün gayrımenkullerinin Yapı
Kredi Bankasına ipotekli olması nedeniyle icra müdürlüğünce satışa çı-
karıldığı, satışa vergi dairesinin de iştirak ettiği ve herhangi bir
ödeme yapılamadığı, idarece haciz konulan şirket yönetim kurulu başka-
nı adına kayıtlı ancak şirket demirbaşı olduğu anlaşılan Tarak I Gemi-
si ve Palamar adlı römorkörün nerede olduğunun bilinemediği, gemilerin
Türk Limanlarına uğramadığı ve fiili imkansızlık nedeniyle satışları-
nın gerçekleştirilemediğinin anlaşıldığı, şirket yöneticilerinin şir-
kete borçlu olmalarına rağmen hiçbir ödemede bulunmadıkları ve kamu a-
lacağını sürüncemede bıraktıkları, borcun şirket tüzel kişiliğinden
tahsil imkanının kalmadığı gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.
Bozma kararına uymayan ... Vergi Mahkemesi, ... günlü ve
1997/398 sayılı kararıyla; davalı idarenin, 6183 sayılı Yasanın 21 ve
79 uncu maddeleri uyarınca rüçhan hakkını kullanmadığı, üçüncü şahıs
durumundaki ortaklarda bulunan alacak ve hakları haczetmediği gerekçe-
siyle eski kararında ısrar etmiştir.
Israr kararı vergi dairesi başkanlığı tarafından temyiz edil-
miş, alacağın şirket tüzel kişiliğinden tahsil imkanı kalmadığı ileri
sürülerek bozulması istenmiştir.
Degaş anonim şirketinin kanuni temsilcisi olan davacı adına
şirketin vergi ve ceza borçlarının tahsili amacıyla ve Vergi Usul Ka-
nununun 10 uncu maddesi uyarınca düzenlenen ödeme emrinin iptali yo-
lundaki vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.
Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesinde tüzel kişilerin, mükel-
lef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin ka-
nuni temsilciler tarafından yerine getirilmesi, söz konusu temsilcile-
rin bu ödevleri yerine getirmemeleri nedeniyle mükellef veya vergi so-
rumlusu tüzel kişinin varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi
ve buna bağlı alacakların kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin var-
lıklarından alınması kurala bağlanmıştır.
Davacının kanuni temsilcisi bulunduğu şirketin vergi borçları-
nın tahsili amacıyla şirket adına düzenlenen ödeme emirleri üzerine
taşınır ve taşınmazlarının haczedildiği ancak tüm taşınmazları üzerin-
de bir banka lehine ipotek kaydı bulunması nedeniyle haciz ve ipoteğin
paraya çevrilmesi yoluyla takibi sırasında vergi idaresinin de hacze
iştirak ettiği, satış bedelinin banka alacağına mahsup edildiği, vergi
idaresinin herhangi bir tahsilat yapamadığı, ortaklardan birinin mül-
kiyetinde bulunan bir gemi ile bir romorkörün Türk limanlarında bütün
aramalara rağmen bulunamadığı, davacı tarafından da bu gemilerin vergi
idaresine teslim edilmediği, şirkete borcu olan yöneticilerin uzun sü-
re geçmesine rağmen borçlarını ödemedikleri ve alacağın tahsilini sağ-
layacak şirkete ait başka bir mal varlığının bulunmadığı tartışmasız-
dır.
Kesinleşmiş ve vadesinde ödenmemiş vergi ve cezaların tahsilin-
de karşılaşılan bu imkansızlık karşısında amme alacağının, kanuni tem-
silcilerin şahsi varlıklarından tahsilinde zorunluluk bulunduğu anla-
şıldığından, ödeme emrinin iptali yolunda verilen ısrar kararında hu-
kuka uygunluk görülmemiştir.
Bu nedenle temyiz isteminin kabulü ile ... Vergi Mahkemesinin,
... günlü, 1997/398 sayılı kararının bozulmasına, yeniden verilecek
kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulma-
sına gerek bulunmadığına, karar verildi.
(MT/ES)
|