Dairesi
SEBZE VE MEYVE KOMİSYONCULARIN NAKİT İHTİYACINI KARŞILAMAK İÇİN...
Karar No
392
Esas No
642
Karar Tarihi
12-02-1998
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
ÜÇÜNCÜ DAİRE
1998
392
1996
6442
12/02/1998
 
KARAR METNİ

SEBZE VE MEYVE KOMİSYONCULARIN NAKİT İHTİYACINI KARŞILAMAK İÇİN KUL-
LANDIKLARI BANKA KREDİSİ İÇİN ÖDEDİKLERİ FAİZİN GİDER YAZILABİLECEĞİ HK.

Adi ortaklık şeklinde sebze ve meyve komisyonculuğu işi ile uğraşan
davacının 1994 yılı defter ve belgelerinin incelenmesi üzerine düzen-
lenen vergi inceleme raporuna dayanılarak re'sen salınan gelir vergisi
ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; dosyanın incelen-
mesinden, davacının ilgili yılda kullandığı banka kredisine ait faizi
gider yazması nedeniyle ... lira faiz ve ... liralık naylon poşetin
envanterde gösterilmediği ve gider yazılamayacağından bahisle toplamı
üzerinden cezalı tarhiyat yapıldığının anlaşıldığı, Hal Yönetmeliği ve
80 sayılı Haller Kanununa göre üreticilere bir kısım masraflarını kar-
şılamak üzere avans verilmesi, müstahsillerin mal bedellerinin üç gün
içinde ödenmesi zorunluluğu bulunduğu, komisyoncuların nakit para ih-
tiyacını karşılamak için kullanılan banka kredisi için ödenen faizin
gider yazılabileceği, avans verilen kişilerin, tediye fişlerinde belli
olduğu, bu kişilerin ifadelerine başvurularak avans ödemelerinin doğru
olup olmadığı yolunda da bir tesbit yapılmadığı, ara kararı ile getir-
tilen tediye fişlerinin incelenmesinden ilgili yılda müstahsillere a-
vans ödemesi yapıldığının anlaşıldığı, ... liralık poşetin beyan edil-
mediği ve yıl sonunda mevcut olduğuna ilişkin herhangi bir delil bu-
lunmadığı bu kalem matrah farkının da yerinde görülmediği gerekçesiyle
kabul ederek cezalı tarhiyatı terkin eden Antalya Vergi Mahkemesinin
... 1996/294 sayılı kararının; yükümlünün komisyoncu olup, mal alım
satımı yapmadığı, faaliyetinin banka kredisi kullanılacak nitelikte
olmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir.

Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açık-
lanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de
uygun görülmüş olup temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen
iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadı-
ğından temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verildi.

A Y R I Ş I K O Y

X-Uyuşmazlık,diğer matrah kalemlerinin yanı sıra esas itibariy-
le toptancı halinde yaş sebze ve meyve komisyonculuğu yapan adi ortak-
lığın,bankadan aldığı ve müstahsile avans olarak dağıtıldığını ileri
sürdüğü kredinin faizlerinin gider olarak kabul edilip edilmeyeceğine
ilişkindir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40.maddesinin 1.fıkrasında,
ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel
giderlerin safi kazancın tespitinde gayrisafi hasılattan indirileceği
kabul edilmiştir.Bu düzenlemede,genel giderlerin matrahtan indirilmesi
sınırsız olarak kabul edilmemiş,yapılan giderin,ticari kazancın elde
edilmesi ve idamesi ile ilgili olması,açık bir illiyet ilişkisinin bu-
lunması ve bu ilgi ve ilişkinin kanıtlanması gerekli görülmüştür.

Adi ortaklığın yasal defterine faiz gideri kaydettiği saptana-
rak bu giderin nereden kaynaklandığı sorulduğunda,ortakların,sebze se-
zonunun başında müstahsillerin paraya ihtiyaç duyduklarını,bu ihtiyacı
karşılamak için bankadan kredi çekip üreticilere verdiklerini,ayrıca
üreticilerin ürünlerini sattıkları bazı tüccarların parayı geç ödeme-
leri yüzünden kendilerinin tüccardan ürün bedelini tahsil etmeden ban-
kadan çektikleri krediyi ürün bedeli olarak ödediklerini,bütün bunları
da müstahsillerin kendilerine mal vermesini sağlamak için yaptıkları-
nı, aksi takdirde müstahsillerin aynı uygulamayı yapan başka komisyon-
culara mal verdiklerini ifade ederek avans ve mal bedeli ödemeleri ile
komisyonculuk faaliyeti arasında bir illiyet bağı kurmaya çalıştıkları
anlaşılmaktadır.

Ancak,sıfatı ve iştigal konusu komisyonculuk olan davacının,
üreticinin mallarını kendi nam ve hesabına satın alması söz konusu ol-
mayıp sadece alım-satıma aracılık yaparak komisyon ücreti tahsil etme-
si faaliyetinin gereği olarak kabul edilmektedir.

Tüccarlık yapmayıp,sebze ve meyve komisyoncusu olan yükümlünün,
mal alımı söz konusu olmaması nedeniyle üreticilere önceden mal bedeli
veya avans olarak para vermesi faaliyetinin niteliğiyle bağdaşmadığın-
dan mümkün değildir.Aksi takdirde avans vererek üreticiden mal temin
eden yükümlülerin faaliyet türü ve niteliği değişerek kendi nam ve he-
sabına ürün satın alarak satan tüccar konumuna girmeleri gerekir.

Nitekim, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94.maddesinde, ti-
caret erbabının aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ö-
denenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada istihkak sahip-
lerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları
hükme bağlanmış, 11.bendinde çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller
ve hizmetler için yapılan (avanslar dahil) ödemelerden vergi kesilmesi
öngörülmüştür.

Bu hükümde, satın alma eylemi ile ödeme arasında sıkı bir ne-
densellik bağı kurulmuştur. Satın almanın söz konusu olmadığı yerde
avans veya herhangi bir adla ödeme yapılması da söz konusu olamaz. Ko-
misyonculuk ise, alıcı ile satıcı arasında aracalık hizmeti olduğun-
dan, komisyoncunun alıcı gibi davranması, kredi temin edip faiz yüküne
katlanarak alıcı adına avans vermesi veya geciken ürün bedelini kendi-
sinin ödemesi komisyonculuk faaliyetiyle bağdaşmaz. Dolayısıyla, ban-
kadan kredi temin ederek üreticilere avans veya tüccar yerine geciken
mal bedeli olarak dağıttığını ileri süren davacının katlandığı faiz
gideri ile faaliyetinin ve elde ettiği komisyon gelirinin uygun illi-
yet bağı bulunmamaktadır.

Kaldı ki, davacı dosyada bulunan Toptancı Hal Yönetmeliğinin
36.maddesinde öngörüldüğü şekilde, hangi üreticiye ne kadar avans ver-
diğini, üretici adına açılması gereken hesabı cari defterindeki sayfa-
ya yazmak ve üreticinin imzasını almak suretiyle tevsik etme ve iddia-
sını kanıtlama cihetine de gitmemiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3.maddesinin son fıkrasında,
iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine gö-
re normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat
külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı hükme bağlanmıştır.

Sadece % 7 komisyon geliri elde eden ve bu gelirini beyan eden
davacının; kanunen öngörülen orandaki komisyon gelirinin önemli bir
bölümünü hiç bir zorunluluğu bulunmadığı ve faaliyetinin bir gereği
olmadığı halde kredi faizi olarak bankalara ödediği yolundaki iddiası,
iktisadi ve ticari icaplara uymadığından, kanıtlama külfeti kendisine
düştüğü halde iddiasını kanıtlayıcı belge ve bilgiler sunmadığından,
mahkemece bu konuda aksi yönde verilen kararda isabet görülmemiştir.

Bu nedenle, temyiz isteminin kısmen kabulüyle mahkeme kararının
yalnızca kredi faizlerinin gider yazılabileceğine ilişkin hüküm fıkra-
sının bozulması gerekeceği görüşü ile çoğunluk kararına katılmıyorum.


(MT/ES)


 
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı