ŞİRKETİN SERMAYE ARTIRIMI SONUCUNDA KURUM KASASINDA OLUŞAN NAKİT FAZLA
SININ YATIRIMIN GERÇEKLEŞMEMESİ NEDENİYLE KURUM ORTAKLARINA EMANETEN
KARŞILIKSIZ OLARAK DAĞITILMASINDA ÖRTÜLÜ KAZANÇ ELDE ETTİĞİNİN KABUL
EDİLMESİ GEREKTİĞİ HK.
Blok tuğla imali ve satışı işiyle iştigal eden davacı şirketin 1991
takvim yılına ilişkin defter ve belgelerinin incelenmesi sonucunda bu-
lunan matrah farkı üzerinden re'sen salınan kurumlar vergisini, davacı
kurum tarafından bilirkişi incelemesi yaptırılması talep edilmiş ise
de 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31.maddesiyle atıf yapı
lan H.U.M.K.nun 275.maddesi gereğince, uyuşmazlığın çözümünün özel ve
teknik bir bilgiyi gerektirmediği, hakimlik mesleğinin gerektirdiği ge
nel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan talebin bu ne-
denle yerinde görülmediği, öte yandan 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Ka-
nununun 15.maddesinde, sermaye şirketlerince dağıtılan örtülü kazancın
kurum kazancının tesbitinde indirilemiyeceği, hangi hallerde kazancın
kısmen veya tamamen örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı hususunun ise
aynı Kanunun 17.maddesinde belirtildiği, anılan madde uyarınca, şirke-
tin kendi ortakları, ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek ve tüzel ki-
şiler, idaresi murakabesi veya sermayesi bakımlarından vasıtalı vasıta
sız olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek ve
tüzel kişilerle olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak dere
cede yüksek veya düşük faiz ve komisyonlarla ödünç para alması veya
vermesi hallerinin örtülü kazanç dağıtımı olarak kabul edildiği, dava
konusu olayda, davacı şirketin sermaye artırımı neticesinde kurum kasa
sında oluşan nakit fazlasının yatırımın gerçekleşmemesi nedeniyle ku-
rum ortaklarına emaneten karşılıksız olarak dağıtıldığı, karşılığında
faiz tahakkuk ettirilmediğinin sabit bulunduğu, bu gibi durumlarda tah
sis edilen ödünç paralar karşılığında bankalardan vadesiz ticari mevdu
at hesaplarına uygulanan oranda elde edilecek faizden mahrum kalınması
nın da örtülü kazanç dağıtımının bir şekli olduğu örtülü kazanç dağı-
tıldığı belirlenen kimsenin bu yolla tasarruf ettiği faiz miktarının,
onun için bir menfaat iktisabı ve kazanç teşkil ettiği, örtülü kazanç
dağıtımına özgü olan bu gibi görüşle de, şirketin önce borç verdiği ki
şiden emsal faizi aldığı, sonradan da bunu aynı kişiye kazanç olarak
iade ettiği varsayımına dayandığı, bu nedenle vergi yargısında, şirke-
tin ortaklarına yada ilişkide bulunduğu bir başka şirkete verdiği borç
paralar karşılığında düşük veya eksik faiz elde etmesi yada hiç faiz
elde etmemesi, halini örtülü kazanç dağıtımı olarak görmek ve kabul et
menin kanuni bir zorunluluk olduğu, inceleme raporuyla da, belirlenen
saptmalar karşısında örtülü kazanç dağıtımı için mezkür kanunda öngörü
len koşulların tümüyle gerçekleştii, emsal uygulamasında da davalı yıl
da bankalarca vadesiz mevduata uygulanan faiz yüzdesinin altında bir
nisbet olan % 30 faiz oranı uygulandığı, bu yönüyle de matrahın hesap-
lanış biçiminde kanuna aykırılık görülmediği gerekçesiyle tasdik eden,
kesilen kaçakçılık cezasını, olayda örtülü kazanç dağıtımı sonucunda
kasten vergi ziyaına sebebiyet verildiğinden söz edilebilir ise de, bu
lunan matrah farkının herhangi bir harici ve karşıt inceleme ve araş-
tırmaya gerek olmadan şirketin defter ve belgeleri üzerinde yapılan in
celeme sonucu bulunduğu gerekçesiyle kusur cezasına çeviren, geçici ku
rumlar vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına ise ikmalen ve re'sen
yapılan tarhiyatlarda geçici vergiden söz edilemiyeceği gerekçesiyle
kaldıran, imalat defteri tutulmaması nedeniyle kesilen usulsüzlük ceza
sını ise tasdik eden Çorum Vergi Mahkemesinin 8.2.1993 gün ve
E:1992/83, K:1993/12 sayılı kararının; Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafın
dan, geçici vergi ile buna ilişkin olarak kesilen kaçakçılık cezasının
kaldırılmasının yerinde olmadığı, kurumlar vergisine bağlı olarak Ver-
gi Usul Kanununun 344.maddesine istinaden kesilen kaçakçılık cezasının
yerinde olduğu, Mükellef Şirket tarafından ise, artırılan sermayenin
inşaata başlanamaması nedeniyle ortaklara geri verildiği, ortakların
da şirketten alacaklı olmalarına rağmen faiz yürütülmediği, örtülü ka-
zanç dağıtımının varlığı kabul edilecek ise faiz oranının % 5 olması
gerektiği ileri sürülerek bozulması istemleridir.
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Ço-
rum Vergi Mahkemesinin kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce
de uygun görülmüş olup temyiz istemlerine ilişkin dilekçelerde ileri
sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bu-
lunmadığından tarafların temyiz istemlerinin reddine ve kararın onanma
sına karar verildi.
(DAN-DER; SAYI:90) ŞT/ES
|