VERGİYİ DOĞURAN OLAYLA İLGİSİ TABİİ VE AÇIK OLANLARIN ÖZGÜR İRADELERİYLE VERDİKLERİ İFADELERİN İSPATLAMA VASITASI OLARAK KULLANILABİLECEĞİ HK.
Temyiz İsteminde Bulunan: ... Vergi Dairesi Başkanlığı
Karşı Taraf : ... Limited Şirketi
İstemin Özeti : Davacı Şirketin 1996 yılına ait işlemlerinin incelenmesi sonucu, bir kısım alışlarını sahte faturalarla belgelendirdiğinin tespit edildiğinden bahisle, söz konusu faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirim olarak kabul edilmemesi suretiyle katma değer vergisi tarhiyatı yapılması ile kaçakçılık ve özel usulsüzlük cezası kesilmesi işlemini; dosyanın incelenmesinden, ilgili dönemde davacıya mal satan ... Limited Şirketi ile ... Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporlarında, bu şirketlerin ilgili döneme ait beyannamelerini verdiklerinin; ancak, indirimlerin fazla olması nedeniyle ödenecek katma değer vergisinin olmadığının belirtildiği; davacı Şirket hakkında yapılan vergi incelemesi sırasında ise, inceleme elemanınca, başka bir araştırma yapılmaksızın, ... ve ... Limited Şirketi isimli firmaların sahibi ...'un, mali poliste, sahte fatura düzenlediği yolunda verdiği ifadeye dayanılarak, davacının bu iki firmadan aldığı faturalar sahte kabul edilerek uyuşmazlık konusu tarhiyatın yapıldığı hususlarının anlaşıldığı; inceleme elemanınca, mali poliste alınan ifade ile yetinilmeyip, olayla ilgisi bulunanların ifadelerine başvurulup, sahte fatura düzenlenip düzenlenmediğinin araştırılması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden ... Vergi Mahkemesinin ... günlü, ... sayılı kararının; tarhiyatın yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi Selman Aydın'ın Düşüncesi: Davacı Şirketin 1996 yılına ait işlemlerinin incelenmesi sonucu, bir kısım alışlarını sahte faturalarla belgelendirdiğinin tespiti üzerine yapılan katma değer vergisi tarhiyatı ile kaçakçılık ve özel usulsüzlük cezası kesilmesi işlemini iptal eden vergi mahkemesi kararının bozulmas istenilmektedir.
213 Vergi Usul Kanununun 134'üncü maddesinde, vergi incelenmesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu; 3'üncü maddesinin B fıkrasında da, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu; vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği; ancak, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı; iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutat olmayan bir durumun iddia olunması halinde, ispat külfetinin bunu iddia eden ait bulunduğu hükme bağlanmıştır.
Olayda da, tarhiyatın, mali polis tarafından, davacının fatura temin ettiği ... Limited Şirketi ile ... Limited Şirketi hakkında yaptığı araştırma sonucundaki tespitlere ve vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunan davacı firmanın müdürünün inceleme elemanına verdiği, komisyon karşılığı fatura temin ettikleri yolundaki ifadesine dayanması karşısında, mahkemece, tarhiyatın, yalnızca mali poliste alınan ifadelere göre yapıldığı gerekçesi yerinde değildir.
Öte yandan, dava dilekçesinde de, ilgili dönemde, bazı giderlerin belgelendirilmediği, bunun yerine, ... Limited Şirketi ve ... Limited Şirketin'den fatura temin edildiği, ancak bu giderlerin gerçekten yapıldığı belirtilmektedir.
Yukarıda yer alan tespit ve açıklamalar karşısında, sahte faturalara dayandığı anlaşılan indirimlerin kabul edilmemesi suretiyle yapılan tarhiyat ile kesilen kaçakçılık ve özel usulsüzlük cezasının onanması gerekirken, tarhiyatın ve ceza kesme işleminin iptali yolundaki mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Güngör Göksu'nun Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, davacı Şirketin 1996 yılında faturalarını aldığı ... Limited Şirketi ve ... Limited Şirketi hakkında mali polis tarafından yapılan araştırma sonucu, sahte fatura düzenlediklerinin tespiti üzerine, bu şirketlerin faturalarını düzenleyen ... ve ... ile, davacı Şirketin yetkilisi ...'nun da aralarında bulunduğu, bu şirketlerden fatura alan kişilerin ifadelerinin alındığı; davacı Şirketin yetkilisinin ifadesinde, ... ve ... Limited Şirketinin faturalarını, %15 komisyon karşılığında ... isimli kişiden aldığını belirttiği; davacı Şirket hakkında yapılan vergi incelemesi sırasında düzenlenen ve Şirket müdürünün imzasını taşıyan 20.11.1997 tarihli tutanakta, Şirket müdürünün, firmalarının faaliyetleri ile ilgili olarak belgelenemeyen giderlerin olduğunu, 1996 yılında adlarını hatırlayamadığı kişilere iş yaptırdıklarını, ancak fatura alamadıklarını, bunun yerine, ... isimli kişiden, ... ve ... Limited Şirketinin faturalarını aldıklarını beyan ettiği; bu tespitler üzerine, davacı Şirketin adı geçen iki şirketten aldığı faturalarda yazılı katma değer vergilerinin indiriminin kabul edilmemesi suretiyle, uyuşmazlık konusu tarhiyatın yapıldığı, kaçakçılık ve özel usulsüzlük cezası kesildiği anlaşılmıştır.
213 Vergi Usul Kanununun 134'üncü maddesinde, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu; 3'üncü maddesinin (B) fıkrasında da, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu; vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği; ancak, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı; iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutat olmayan bir durumun iddia olunması halinde, ispat külfetinin bunu iddia edene ait bulunduğu hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yer verilen düzenlemeye göre, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunan kişi ve kişilerin özgür iradeleriyle verdikleri ifadelerin ispatlama vasıtası olarak kullanılabileceğinin kabulü gerekir.
Olayda, davacı Şirketin ... ve ... Limited Şirketinden temin ettiği faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indiriminin kabul edilmemesi suretiyle katma değer vergisi salınması, kaçakçılık ve özel usulsüzlük cezası kesilmesi yolunda tesis edilen işlem, Mahkemece, yalnızca mali polis tarafından alınan ifadelere dayanılarak tarhiyat yapılamayacağı, olayla ilgilisi bulunanların ifadelerine de başvurulması ve adı geçen iki Şirket tarafından sahte fatura düzenlenip düzenelenmediğinin araştırılması icap ettiği gerekçesiyle iptal edilmiş ise de; yukarıda açıklandığı üzere, tarhiyat, yalnızca mali polis tarafından alınan ifadelere değil, mali polis tarafından yapılan araştırma sonucunda saptanan
maddi delillere ve vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunan şirket yetkilisinin, belgelendiremedikleri harcamalarına karşılık olarak adı geçen iki şirketten komisyon karşılığı fatura aldıkları yolunda vergi inceleme elemanına verdiği ifadeye dayanmaktadır.
Bu itibarla; sahte fatura kullanmak suretiyle, haksız yere katma değer vergisi indiriminde bulunduğu sonucuna varılan davacı Şirket hakkında yapılan cezalı tarhiyatın iptali istemiyle açılan davanın reddi gerekirken, cezalı tarhiyatın iptali yolundaki mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenler, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 4.12.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.
BŞ/ŞGK
|