İNDİRİM KONUSU EDİLEN KATMA DEĞER VERGİSİNE İLİŞKİN BELGENİN SAHTELİĞİNİN SAPTANMASI HALİNDE, BU VERGİLERİN İNDİRİMLERİNİN REDDEDİLMESİ İÇİN, OLAYDA, MÜTESELSİL SORUMLULUĞA İLİŞKİN KOŞULLARIN VARLIĞININ ARANILMASINA GEREK BULUNMADIĞI HK.
Temyiz İsteminde Bulunan: ... Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : ... Limited Şirketi
İstemin Özeti: Muhteviyatı itibarıyla gerçek dışı belgelerle haksız katma değer vergisi indiriminden yararlanmak, ve bazı satışları için de belge düzenlememek suretiyle vergi zıyaına neden olduğundan bahisle, inceleme raporuna dayanılarak, Mayıs, Haziran, Temmuz ve Ağustos/1997 dönemleri için, davacı Şirket adına re'sen salınan katma değer vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına ilişkin işlemi; olayda Şirketinin davacı Şirkete düzenlediği faturalarının gerçek dışı olduğu kabul edilmek suretiyle cezalı tarhiyat yapılmış ise de, anılan firma ile davacı Şirket arasında vergi zıyaına yönelik olarak, zımnen dahi olsa, bir irtibat ve organizasyon olduğuna dair, somut bilgi ve belgeye dayalı yapılmış bir tespitin bulunmadığının anlaşıldığı, hal böyle olunca davacı Şirket adına tesis edilen işlemde isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden ... Vergi Mahkemesinin ... günlü ve ... sayılı kararının; inceleme raporuna dayalı olarak tesis edilen işlemin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi Kadir Özkaya'nın Düşüncesi: Vergi mahkemesince; uyuşmazlığın, ... Şirketince davacı Şirkete düzenlenen faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığının ve davacı Şirketin belgesiz satışı bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi suretiyle çözümlenmesi gerekirken; bu değerlendirme yapılmadan, eksik inceleme sonucu verildiği anlaşılan kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Sadri Bozkurt'un Düşüncesi: Uyuşmazlık; vergi dairesi müdürlüğünün, vergi inceleme raporuna istinaden yükümlü kurum adına salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisi tarhiyatını terkin eden vergi mahkemesi kararının bozulması isteğinden ibarettir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29 ve 32 nci maddelerinde katma değer vergisi indirim hakkından yararlanılmasının koşulları açıklanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; yükümlü kurumun, vergi indirim hakkından yararlandığı gider evraklarının içeriği itibarıyla yanıltıcı belge niteliğine sahip bulunduğu inceleme elemanınca kanıtlandığından bahisle vergi dairesince cezalı tarhiyat yapıldığı, vergi mahkemesince, gider evraklarının içeriği itibarıyla sahte ve yanıltıcı belge niteliğine sahip bulunduğu, ancak mükellef ile belgeyi düzenleyen alt satıcı arasında söz konusu verginin zıyaa uğratılması konusunda zımnen dahi bir anlaşmanın varlığı kanıtlanmadığı gerekçesiyle tarhiyatın terkin edildiği anlaşılmıştır.
3065 sayılı Kanunun 29 ve 32 nci maddeleri uyarınca vergi indirim hakkından yararlanılması için, malın teslim edilmesi veya hizmetin ifa edilmesi ayrıca mal veya hizmet bedelinin vergisi ile birlikte ödenmiş bulunması zorunludur. Ödenmemiş vergi nedeniyle vergi indirim hakkından yararlanılması hukuken mümkün değildir. Kaldı ki vergi inceleme elemanınca önerilen tarhiyatın dayanağı 213 sayılı Kanunun 11 nci maddesi değil, muhteviyatı itibariyle sahte ve yanıltıcı belgelere istinaden vergi indirim hakkından yararlanılmış bulunmasıdır.
Bu durumda; Yükümlü kurumun, vergi indirim hakkından yararlandığı gider evraklarının muhteviyatı itibariyle sahte ve yanıltıcı belge niteliğine sahip bulunduğu vergi inceleme elemanınca tesbit edilmiş, yükümlü kurum tarafından da aksi kanıtlanamadığı için vergi mahkemesince tarhiyatın onanması gerekirken terkin edilmesinde vergi mevzuatına uyarlık görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenle; Vergi dairesi müdürlüğünün yerinde görülen temyiz isteminin kabul edilerek temyiz konusu vergi mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; davacı Şirketin 1997 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporunda; davacı Şirketin, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz ve Ağustos/1997 dönemlerinde mal aldığı ... Şirketi hakkında düzenlenmiş olan 19.2.1998 tarih ve 1998-32/6 sayılı basit raporla, anılan Şirketin ve ortaklarının (%70 hisse sahibi ...'ın ve %30 hisse sahibi ...'in) bilinen adreslerinde bulunamadıklarının; Şirketin faaliyete geçtiği 8.10.1996 tarihinden itibaren verilen beyannamelerinde hiç ödenecek katma değer vergisi çıkmayıp, sürekli yüksek miktarlarda devreden katma değer vergisi bulunduğunun; vergi dairesine iş telefonu olarak bildirilen telefonların, anılan Şirkete ya da ortaklarına ait olmadığının ve bu Şirketin düzenlediği tüm faturaların sahte olduğunun tespit edildiğinden bahisle, 13.013.436.347.- liralık kısmı Haziran/1997'de, 5.129.664.390.- liralık kısmı da Aralık/1997 döneminde olmak üzere toplam 18.143.100.737.- liralık emtia satışı için belge düzenlenmeyerek, bu satış nedeniyle hesaplanan katma değer vergisinin kayıt ve beyan dışı bırakıldığının saptandığından bahisle, Haziran/1997 ve Aralık/1997 dönemlerine ilişkin hesaplanan katma değer vergisi matrahlarının yeniden belirlenmesi suretiyle Mayıs, Haziran, Temmuz ve Ağustos/1997 dönemleri için kaçakçılık cezalı; Ekim ve Aralık/1997 dönemleri için ağır kusur cezalı tarhiyat yapılmasının önerildiği; Ekim ve Aralık/1997 dönemleri için tarhiyat öncesi uzlaşmaya varıldığı; diğer dönemlere ilişkin olarak tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davada; vergi mahkemesince, kayıt dışı hasılat konusu incelenmeksizin, uyuşmazlığın tamamının muhteviyatı itibarıyla gerçek dışı fatura kullanılmaktan kaynaklandığı kabul edilmek suretiyle ve dava konusu işlemin; davacı Şirkete düzenlediği faturalarının sahte olduğu kabul edilen firma ile davacı Şirket arasında, 213 sayılı Kanunun 11'inci maddesinde tanımlanan anlamda, vergi zıyaına neden olabilecek herhangi bir irtibat ve organizasyon bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır.
Olayda; dava konusu işlemin, hem muhteviyatı itibarıyla gerçek dışı belgelerle haksız katma değer vergisi indiriminden yararlanmak suretiyle, hem de bazı satışlar için belge düzenlenmemek suretiyle vergi zıyaına neden olunduğundan bahisle tesis edildiği dikkate alındığında; vergi mahkemesince, kayıt dışı hasılat konusu incelenmeksizin, uyuşmazlığın tamamının, muhteviyatı itibarıyla gerçek dışı belge kullanımından kaynaklandığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmasında isabet bulunmadığı gibi; dava konusu işlemin, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11'inci maddesinde öngörülen müteselsil sorumluluğun koşullarının oluştuğu yolunda idarece yapılmış bir tespit bulunmadığı gerekçesiyle iptal edilmesinde de isabet bulunmamaktadır. Zira; indirim konusu edilen katma değer vergisine ilişkin belgenin gerçeği yansıtmadığının tespiti halinde, söz konusu indirimin kabul edilmemesi, hem 213 sayılı Vergi Usul Kanununun, hem de 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun hükümleri gereğidir. Böyle bir durumda da; anılan belgenin müteselsil sorumluluğu gerektirecek bir irtibat veya organizasyon içinde düzenlenmiş olup olmadığının tespitine gerek bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, Vergi Mahkemesince, uyuşmazlığın, ... Şirketince davacı Şirkete düzenlenen faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığının ve davacı Şirketin belgesiz satışı bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi suretiyle çözümlenmesi gerekirken; istemin özeti bölümünde belirtilen gerekçeyle ve eksik inceleme sonucu verilen kararda isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne ve Mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de dikkate alınacağından, bu hususta hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 13.11.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.
BŞ/ŞGK
|