Dairesi
KANUNDA ÇİFTÇİ DIŞINDAKİ KİŞİ VE KURULUŞLARDAN ZİRAİ ÜRÜN ALIMI...
Karar No
3508
Esas No
3452
Karar Tarihi
05-07-1992
 
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
DÖRDÜNCÜ DAİRE
1993
3508
1992
3452
05/07/1992
 
KARAR METNİ

KANUNDA ÇİFTÇİ DIŞINDAKİ KİŞİ VE KURULUŞLARDAN ZİRAİ ÜRÜN ALIMI NEDE-
NİYLE GELİR VERGİSİ TEVKİFATININ ÖNGÖRÜLMEMESİ SONUCU TÜCCARDAN ALAN
KİŞİLERİN, GELİR VERGİSİ KANUNUN 94/13.MADDESİNDE, ÇİFÇİLERDEN SATIN
ALINAN ZİRAİ MAHSULLER İÇİN YAPILAN ÖDEMELERDEN TEVKİF EDİLİP ÖDENMESİ
ÖNGÖRÜLEN VERGİLERDEN MÜTESELSİLEN SORUMLU TUTULAMAYACAĞI HK.

Davacı Anonim Şirketin 1990 Haziran ayında toptancı halindeki komisyon
culardan ve bazı tüccarlardan ihraç edilmek üzere satın aldığı yaş seb
ze ve meyve bedelleri üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapmadığının
tesbiti üzerine Vergi Usul Kanununun 3418 sayılı kanunla değişik 11.
maddesi uyarınca ve müteselsil sorumlu sıfatıyla adına gelir (stopaj)
vergisi salınmış ve kaçakçılık cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi ka-
rarıyla, Vergi Usul Kanununun 11.maddesiyle getirilen müteselsil sorum
luluğun şartları, sınırları ve bu konuya ilişkin usul ve esasların be-
lirlenmesi hususunda Maliye ve Gümrük Bakanlığı'na yetki verildiği, bu
yetkiye dayanılarak yayınlanan 164 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliği
hükümlerine göre, zirai ürünlerin çiftçi dışındaki kişi ve kuruluşlar-
dan satın alınması halinde, bu ürünü satın alanların vergi tevkifatın-
dan müteselsilen sorumlu olacakları, bu sorumluluktan kurtulabilmek
için ilgililerin zirai ürünü kimden almış olursa olsunlar gelir vergi-
si tevkifatı yapmak zorunda bulundukları, olayda şirketin, mal alışın-
da bulunduğu kişi ve kuruluşların tevkifat yaptığına dair bir bilgisi
bulunmadığından, davacı şirketin vergi kesintisi yapması ve ödemesi ge
rekeceğinden salınan vergi ve kesilen cezada yasaya aykırılık bulunma-
dığı gerekçesiyle söz konusu cezalı tarhiyatın terkini istemiyle açı-
lan davayı reddetmiştir. Davacı, kararın bozulmasını istemektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11.maddesinde, yapılan veya yapılacak
olan ödemelerden vergi kesenlerin sorumluluğunun esasları belirlenmiş,
bu arada "müteselsil sorumluluğun şartlarlı, sınırları ve bu konuya
ilişkin usul ve esaslalr" ile zirai ürünlerin satışı dolayısıyla vergi
tevkifatının "hangi safhada yapılacağı"nı belirleme konusunda Maliye
ve Gümrük Bakanlığı'na yetki tanınmıştır. Maliye ve Gümrük Bakanlığı
bu yetkiye dayanarak, zirai ürün bedellerinden yapılacak tevkifatın
safhası ile bu konudaki müteselsil sorumluluğu muhtelif tebliğlerle
düzenlemiş, son olarak uyuşmazlık konusu tarhiyatın dayanağı olan 164
Sıra No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile bu düzenlemelerine son şek-
lini vermiştir.

Yukarıda sözü edilen tebliğlerde Bakanlık, Vergi Usul Kanununun 11.mad
desiyle tanınan yetkiye dayanarak vergi tevkifatının safhasını belirle
diğini ifade etmekle beraber, yapılanın, vergileme safhasını değiştir-
mek, kanunda yer alan ifadeyle "belirlemek" olmadığı görülmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94.maddesinin 13 numaralı bendinde
"Çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller için" ödemelerin yapıldığı
sırada "istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben" tevkifat ya-
pılacağı belirtilmiştir. Bu hükme göre, zirai ürünlerin satışı dolayı-
sıyle vergi tevkifatı, üreticiye ürün bedelinin nakden veya hesaben
ödenmesi safhasında yapılacaktır. Kanunla verilen yetkiye de dayansa,
kanunla belirlenen bu "safha"nın kanunun değiştirilmesi anlamına gele-
cek bir idari tasarrufla başka bir muameleye intikal ettirilip ettiri-
lemeyeceği konusu tartışma dışı bırakılsa bile, sözü edilen tebliğler-
le, kanunda öngörülen safhada vergi tevkifatının yapılmasına devam edi
leceği açıkca ifade edilmekle, bu safhanın değiştirilmediği görülmekte
dir. Bu husus, 164 Sıra No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin 11.madde-
sinde, "Zirai ürün alımında, gelir vergisi tevkifatının ilk safhada ya
pılması esastır. Diğer bir anlatımla tevkifatın, ürünün çiftçiden alın
ması safhasında yapılması zorunludur." denilmek suretiyle açıklanmış-
tır. Bununla beraber, söz konusu tebliğin 5.maddesinde, "Zirai ürün ih
raç eden ihracatçılar; gerek çiftçi, gerekse çifçi dışındaki kişi, ku-
rum ve kuruluşlardan satın aldıkları zirai ürünler için işlenmiş olan-
lar dahil olmak üzere gelir vergisi tevkifatı yapmak zorundadırlar."
denilmek suretiyle, kanunda öngörülen safhadan sonra yeni ve ek bir
vergi tevkifatı yapma sorumluluğu öngörülmüş olmaktadır. Tebliğin 11.
maddesinde, bu suretle ikinci defa mükerrer olarak yapılan bu tevkifa-
tın diğer vergi borçlarından mahsubu ve iadesi olanakları tanınmış ise
de, kanunda öngörülmeyen bir sorumluluğun, "tevkifatın safhasının be-
lirlenmesi" konusunda tanınan yetkiye dayanılarak, idari tasarrufla ih
dası mümkün bulunmadığı gibi, Anayasa'nın 73.maddesi hükmü karşısında,
böyle bir yetkinin idareye devredilmesi de esasen söz konusu olamaz.
164 Sıra No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, bu düzenlemenin, 213 sa
yılı Vergi Usul Kanununun 11.maddesinde öngörülen, "müteselsil sorumlu
luk" esasına dayanılarak yapıldığı da ifade edilmektedir. Müteselsil
sorumluluk esası 11.maddeye 3239 sayılı Kanunla eklenen üçüncü fıkrada
düzenlenmiştir. Bu fıkrada, "Mal alım ve satımı ve hizmet ifası dolayı
sıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olan-
ların, bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde verginin ödenme-
sinden, alım satıma taraf olanlar ile hizmetten yararlananlar, arala-
rında zımnen dahi olsa irtibat olduğu tesbit olunanlar müteselsilen so
rumludurlar." denilmektedir. Gelir Vergisi Kanununun 94.maddesinin 13
numaralı bendi uyarınca, "çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller
için yapılan ödemelerden" vergi kesilebileceğine göre, zirai mahsul
alım satımı yönünden, ancak bu alım satımın tarafı olan çiftçinin on-
dan mal alan tüccarın vergi tevkif edip vergi dairesine yatırma sorum-
luluğunu yerine getirmemesinden dolayı, müteselsil sorumluluğu düşünü-
lebilir. 11.maddenin dördüncü fıkrasında "mal üreten çiftçiler" için
bu sorumluluğun söz konusu olmadığı belirtildiğinden, sözü edilen hük-
mün mal üreten çiftçilerden alım yapılması halinde esasen uygulama ka-
biliyeti bulunmamaktadır. Kanunda çiftçi dışındaki kişi ve kuruluşlar-
dan zirai mahsul alımı nedeniyle gelir vergisi tevkifatı öngörülmedi-
ğinden tüccardan mal alanların Gelir Vergisi Kanununun 94.maddesinin
13.bendinde, çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller için yapılan
ödemelerden tevkif edilip ödenmesi öngörülen vergiden müteselsilen so-
rumlu olabilecekleri de düşünülemez. Ayrıca Kanunda müteselsil sorumlu
luğun, vergi tevkifatı yapmak zorunda olanların "bu yükümlülüklerini
yerine getirmemeleri halinde söz konusu olacağı ifade edildiği halde,
Tebliğde bu unsurun aranmamış olması bir başka kanuna aykırılık nedeni
teşkil etmektedir. Verginin kanunda öngörülen safhada idarece kavranıp
tahsilinde ortaya çıkan güçlükler, "müteselsil orumluluk" esasının ka-
nunda öngörülmeyen ölçüde yeni sorumluluklar yaratılacak biçimde geniş
letilerek uygulanabileceğinin kabulünü gerektiremez. Konu ile ilgili
idari düzenleme ile kanun hükümlerinin çeliştiği, telif edilemiyecek
biçimde birbirine aykırı olduğu görülmektedir.

Davacı şirketin tüccardan ve toptancı hali komisyoncularından aldığı
yaş sebze ve meyve bedelinden gelir vergisi tevkifatı yapmadığının tes
biti üzerine uyuşmazlık konusu vergi ve cezanın salındığı anlaşılmakta
dır. İnceleme raporunda, ayrıca davacı şirkete bu ürünleri satan tüc-
car ve komisyoncular tarafından çiftçiden mal alımı sırasında vergi
tevkifatı yapılıp yapılmadığı hususu araştırılmamış ve bu hususun araş
tırılmasına gerek bulunmadığı raporda açıkca belirtilmiştir. 193 sayı-
lı Gelir Vergisi Kanununun 94.maddesinin 13 numaralı bendi uyarınca,
çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller nedeniyle yapılan ödemeler-
den gelir vergisi tevkifatı yapmak zorunluluğu davacıya değil, onun
mahsulleri satın aldğı tüccara ve 128 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebli
ği ile vergi kanunları yönünden yaptıkları iş, mal alım satımı niteli-
ğinde kabul edilen yaş meyve ve sebze komisyoncularına ait bulunmakta-
dır. Müteselsil sorumluluk esasından hareketle, onlardan mal almış bu-
lunan davacı şirketin söz konusu vergiden dolayı takibi, idari düzenle
meye uygun görülmekte ise de, kanuna aykırı olduğundan yerinde bulunma
mıştır.

Açıklanan nedenlerle yükümlü temyiz isteminin kabulüne, Hatay 1.Vergi
Mahkemesinin 14.7.1992 günlü ve 1992/262 sayılı kararının bozulmasına
karar verildi.

BŞ/SE
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı