YILLARA YAYGIN İNŞAAT İŞİ YAPANLARIN SÖZLEŞME GEREGİ YABANCI PARA
CİNSİNDEN ELDE ETTİĞİ İSTİHKAK BEDELLERİNİ BANKADA TUTMASI NEDENİYLE
OLUŞAN KUR FARKI VE FAİZ GELİRİNİN BİRDEN FAZLA TAKVİM YILINA SİRAYET
EDEN İNŞAAT VE ONARIM İŞİNİN HASILATI OLARAK GELİR VERGİSİ KANUNUNUN
42 NCİ MADDESİ UYARINCA İŞİN BİTTİĞİ TARİHTE BEYAN EDİLMESİ GEREKTİĞİ HK.
Yıllara yaygın inşaat ve onarım işleri yapan davacı Anonim Şirketin
1987 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucuna göre adına ikmalen kurum-
lar vergisi salınmış, kaçakçılık cezası kesilmiştir. İstanbul 2. vergi
Mahkemesi 23.11.1993 günlü ve 1993/1407 sayılı kararıyla, yıllara yay-
gın inşaat yapan yükümlülerin hangi gelir ve giderlerinin yıllara yay-
gın inşaatla ilgili olduğu, hangilerinin yıllık kazanç unsuru sayıla-
cağı konusunda vergi kanunlarında bir açıklık bulunmadığından, davacı
şirketin yaptığı işle ilgili olarak döviz cinsinden aldığı hak ediş
bedellerini inşaat işinde kullanmayıp iç ve dış banka hesaplarında tut
masından dolayı oluşan lehe kur farkları ile faiz gelirini dönem kazan
cı olarak beyan etmesi gerektiği gerekçesiyle yapılan tarhiyatta yasa-
lara aykırılık bulunmadığına karar vermiştir. Davacı vekili, müvekkili
şirketin evans ve hakediş bedellerini, İstanbul Büyükşehir Belediyesi
ile aralarında yapılan sözleşme gereği döviz olarak (İsviçre Frangı)
elde ettiğini, döviz olarak bankalarda tutulmasından doğan kur farkla-
rı ve faizin, yıllara yaygın inşaat işinin finansmanı sırasında, ken-
diliğinde fer'i bir hasılat olarak doğduğunu, alınan hakedişlerin dö-
viz olarak bankalarda tutulma nedeninin işin sağlıklı bir şekilde fi-
nanse edilerektaahhüdün yerine getirilmesi ve enflasyon nedeniyle para
değerinde olabilecek aşınmaları önlemek olduğunu, hakediş ve avanslar
döviz üzerinden Türk Lirası olarak alınsaydı ve enflasyona göre fiyat
farkı alınsaydı bu farkların inşaat işinin sonunda vergilendirileceği-
ni, aynı işlev ve fonksiyona hizmet eden iki hasılattan fiyat farkını
geçici kabul ile birlikte işin bitiminde, kur farkını ise hemen vergi-
lemenin, vergi hukuku ve eşitlik ilkesi ile bağdaşmayacağını ileri
sürerek mahkeme kararının bozulmasını istemektedir.
Vergi Usul Kanunu'nun 19 uncu maddesinde, vergi alacağının vergi ka-
nunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun te-
kemmülü ile doğacağı belirtilmiştir. Her vergi kanununda o verginin
doğumu için gerekli olan olaylar ve hukuki durumlar tarif ve tespit
edilmiştir. Gelir Vergisi Kanunu'nun 42 nci maddesinde, "Birden fazla
takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerinde kar veya zarar
işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri
sayılarak, mezekur yıl beyannamesinde gösterilir." denilmektedir.
Yıllara yaygın inşaat ve onarma işinde vergi alacağı, inşaat işinin
bittiği yılda doğar. Olayda yıllara yaygın inşaat işiyle ilgili olarak
döviz cinsinden elde edilen hak edişleri bankalarda durması sonucu TL
değer değişikliğinden lehe oluşan kur farklarının, inşaat işi dışında
ayrı bir ticari organizasyon sonucu elde edilmemiş olması karşısında,
hak edişin bir unsuru, türevi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bunun sonucu olarak da hak edişler hangi hesaba kaydedildi ise kur
farklarının da o hesapla ilişkilendirilmesi başka bir anlatımla inşaat
işinin sonunda elde edilen vergiye tabi kazancın belirlenmesinde hak
edişlerle birlikte gözönünde tutulmasının kabulü gerekir.
Yıllara yaygın inşaat işi nedeniyle alınan istihkaklardan sarfedilmeye
rek bankada mevduat olarak tutulan meblağ karşılığı elde edilen faiz
geliri, yapılan inşaat işinden elde edilen gelirden ayrı, başka bir
kaynaktan elde edilmiş gelir niteliğinde sayılamayacağından, inşaat
işinden ayrı yıllık dönemler itibariyle vergilendirilmesi gereken ge-
lir olarak nitelinderilmesi yerinde görülmemiştir. Söz konusu kur far-
kı ve faizler işin bitiminde kar ve zararı etkileyeceğinden, inşaat
işlerine ait gelirin bir unsuru olarak, inşaat hesabıyla ilişkilendi-
rilerek işin bitim tarihi itibariyle vergilendirilmesi, Gelir Vergisi
Kanunu'nun 42 inci maddesi gereğidir. Bu yüzden aksi yönde verilen
mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, İstanbul 2.Vergi Mahkemesinin 23.11.1993 günlü
ve 1993/1407 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.
CP/ES
|