VERGİ USUL KANUNUN "MÜKELLEFİ" TANIMLAYAN 8.MADDESİNİN; MÜKELLEFİN VER
Gİ KANUNLARINA GÖRE KENDİSİNE VERGİ BORCU DÜŞEN GERÇEK VE TÜZEL KİŞİ
OLDUĞU, MADDENİN ÜÇÜNCÜ FIKRASINDA İSE VERGİ KANUNLARIYLA KABUL EDİLEN
HALLER DIŞINDA MÜKELLEFİYETE İLİŞKİN ÖZEL SÖZLEŞMELERİN VERGİ DAİRELE-
RİNİ BAĞLAMAYACAĞI HÜKMÜ KARŞISINDA KOLLEKTİF ŞİRKET PAYDAŞININ, PAYLA
RINDAN BİRKISMINI DEVRETTİĞİ ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN BU PAYINI BEYAN ETMİŞ OLAN
YÜKÜMLÜNÜN VERGİ YASALARINDAN DOĞAN SORUMLULUKLARINI ETKİLEMİYECEĞİ HK.
Bir kollektif şirketin kazancından payına isabet eden geliri noksan be
yan ettiği saptanan yükümlü adına uygulanan tarhiyatı kaldıran Vergi
Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
Vergi Usul Kanununun "mükellef" i tanımlayan 8.maddesinde, mükellefin,
vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu düşen gerçek veya tüzel
kişi olduğu belirtilmiş, maddenin üçüncü fıkrasında ise vergi kanunla-
rıyla kabul edilen haller dışında mükellefiyete ilişkin özel sözleşme-
lerin vergi dairelerini bağlamayacağı kurala bağlanmıştır.
Petrol Ofis Bayiliği yapmak üzere kurulan ve kuruluşu Ticaret Sicil Ga
zetesinde yayımlanarak tamamlanan bir kollektif şirketin yüzde 40 pay-
lı paydaşı olan ve bu payın onbeşini, işin başında eylemli olarak bu
lunması diğer ortaklarca da kabul edildiği belirtilen bir üçüncü şahsa
noter senediyle devreden, şirket kazancını, ilan olunan kuruluş payı
oranında değil, yüzde 25 oranında beyan eden yükümlünün bu eyleminin
yukarıda değinilen kuraldaki yasak kapsamına girip girmediği, uyuşmaz
lığın çözümü açısından önem taşımaktadır.
Kolleftif şirketlerin kuruluşunu düzenleyen Ticaret Kanununun İkinci
Faslının Birinci Kısmında yer alan 154.maddesi kollektif şirket sözleş
mesini yazılı şekle tabi tutmuş, sözleşmedeki imzaların noterce onanma
sı zorunluluğunu öngörmüştür. Ayrıca izleyen 155.maddesinde, sözleşme-
de bulunması gereken bilgiler açıkça belirtilmiştir. Anılan bu hüküm-
ler şirketin kuruluş sözleşmesinde beyan zorunluluğu öngörülen nokta-
lardaki değişikliklerin de tescilini gerektiğinden, kuruluş sırasında
ortakların her birinin paylarının tamamı ya da bir kısmının üçüncü ki-
şilere noterde yapılan sözleşmeyle devri, Ticaret Kanununda öngörülen
buyurucu kuralların etkisini kaldırıcı olmamakla birlikte , yükümlü ta
rafından bu amaçla kullanılmış olmaktadır. Hukuk düzenimizin korunmadı
ğı ve kollektif şirket paydaşı statüsünde saymadığı, yükümlünün pay
devrettiği üçüncü kişinin bu kazancını beyan etmiş olması, yükümlünün
Vergi Yasalarından doğan sorumluluklarını da değiştirici nitelik taşı-
mayacağı, esasen Vergi Usul Kanununun 8.maddesi bu amaçla öngörülmüş
olduğundan, aksi görüş ve gerekçeye dayanılarak verilen kararda yasaya
uygunluk bulunmamıştır.
Bu nedenlerle Vergi Dairesi Müdürlüğünün temyiz isteminin kabulüne Ver
gi Mahkemes kararının, yükümlünün kollektif şirketten elde ettiği kar
payının yüzde onbeşini noter senediyle devretmiş görünerek, devralana
yaptığı ödeme tutarı matrahın hesabı sırasında gözönüne alınmak sure-
tiyle yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına karar verildi.
AZLIK OYU: Mükelleflerin öZel hukuktaki akit serbestisine göre yürüt-
Mükelleflerin özel hukuktaki akit serbestisine göre yürüttükleri Tica-
ri Faaliyetlerinde özel hukuku ilgilendiren şekil şartları üzerinde
ancak vergilendirmeyi etkilediği takdirde vergi idaresince ortaya ko-
nulmadığı hallerde sırf özel hukuka ait bazı şekil şartlarının yerine
getirilmediği gerekçesiyle vergi tarh olunamaz.
Vergi Usul Kanununun 8.maddesi özel mukavelelerle vergi yükünün kaldı-
rılması, azaltılması ve ortadan kaldırılmasını önlemek amacıyla konul-
muş bir hükümdür. Bu hüküm bir kar ortaklığı kurup vergilerini eksik-
siz ödeyen mükelleflere uygulanamaz.
Diğer taraftan yargısal kararlar bu kararların uygulanması sonucunda
ortaya çıkacak sorunları karşılamak zorundadır. Tarhiyatın onanması so
nucu davacı mükellef 1984 takvim yılı için ikmalen salınan gelir ver-
gisi cezalı olarak ödeyecektir. Kendisinin mükellef olduğu inancıyla
vergisini beyan eden ve zamanında ödeyen ortak ise 1984 yılına ait ver
giyi yıllarca sonra geri alabilecektir. Bu açık bir haksızlıktır. Ver-
gi İdaresi Mükellef olmadığını kabul ettiği kimseden aldığı vergi hazi
ne üzerinde haksız olarak tutup aynı vergiyi başka bir mükelleften al-
ması bir yönüyle kanunların zulum aracı haline getirilmesidir.
Bu sebeplerle verginin terkini gerekeceği düşüncesiyle karara karşı-
yım.
(DAN-DER; SAYI:74-75)
RD/YÖ
|