VERGİLENDİRME İŞLERİ DÖNEM SONUNDA VEYA DÖNEMİN KAPANMASI HALİNDE YA-
PILACAĞINDAN DÖNEMİN 10.12.1988 TARİHİNDEN SONRA KAPANMASI VEYA SONA
ERMESİ HALİNDE 1988 YILI İÇİN TARHİYAT ÖNCESİ UZLAŞILAN VERGİLERE GE-
CİKME FAİZİ UYGULANACAĞI HK.
Uyuşmazlık; davacının 1988 yılı hesaplarının incelenmesi sonucunda dü-
zenlenen inceleme raporuna göre belirlenen ve tarhiyat öncesi uzlaşı-
lan gelir vergisi nedeniyle hesaplanan gecikme faizinin tahsili amacıy
la düzenlenip, bildirimi yapılan ödeme emrinin gecikme faizine ilişkin
kısmını iptal eden Vergi Mahkemesi kararının bozulması istemiyle tem-
yizine ilişkin bulunmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3239 sayılı kanunla değişik 112.madde-
sinin 1.1.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3.fıkrasının (a) bendinde;
dava konusu yapılmaksızın kesinleşen vergilere kendi vergi kanunların-
da belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal va-
de tarihinden itibaren, son yapılan tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar
geçen süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tesbit edilen gecikme zammı
oranında gecikme faizi uygulanacağı, gecikme faizinin de aynı sürede
ödeneceği, gecikme faizinin hesaplanmasında ay kesirlerinin nazara a-
lınmıyacağı; uzlaşılan vergilerde gecikme faizinin uzlaşılan vergi mik
tarına bu fıkrada belirtilen tarihten itibaren uzlaşma tutanağının im-
zalandığı, tarihe kadar geçen süre için uygulanacağı hükmü öngörülmüş-
tür.
Aynı Kanuna 3239 sayılı Kanunun 33.maddesiyle eklenen ek 11.maddede
vergi incelemesine dayanılarak salınacak vergilerle kesilecek cezalar-
da tarhiyat öncesi uzlaşma yapılabileceği; tarhiyat öncesi uzlaşmaya
ilişkin esas ve usullerin yönetmelikle belirleneceği hükme bağlanmış-
tır.
Tarhiyat öncesi uzlaşmaya ilişkin ek 11.madde hükmü ile gecikme faizi
alınmasına ilişkin 112.maddede yer alan hüküm 3239 sayılı Kanunla ge-
tirilmesine karşın; gerek 112.maddede, gerekse ek madde 11 de tarhiyat
öncesi uzlaşma sonucu uzlaşılan vergilere de gecikme faizi uygulanaca-
ğına dair bir hükme yer verilmemiştir.
Ancak, 10.12.1988 tarihinde yürürlüğe giren 3505 sayılı Kanunun 10.mad
desi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3239 sayılı Kanunla eklenen
ek madde 11. ikinci fıkrasının sonuna eklenen hükümle; tarhiyat öncesi
uzlaşma sonucu uzlaşılan vergilere, uzlaşılan vergi miktarı üzerinden
bu Kanunun 112.maddesine göre gecikme faizi hesaplanacağı öngörülmüş-
tür.
Kanunların zaman bakımından uygulanmasında temel ilke, kanunların ge-
riye yürümemesi, başka bir anlatımla yürürlüğe girdiği tarihten sonra
vuku bulan olaylara uygulanmasıdır.
Nitekim Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun "ikmelen, re'sen ve
idarece yapılan tarhiyatlarda, dava konusu yapılmaksızın kesinleşen
vergilerle, dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına ve
uzlaşılan vergi miktarına tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin
normal vade tarihinden itibaren "gecikme faizi" uygulanmasını öngören
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3239 sayılı Kanunla değişik 112.madde-
sinin 3 numaralı parağrafında yer alan hükme dayanılarak 1.1.1986 ta-
rihinden önceki vergilendirme dönemlerine ait tarhlara "gecikme faizi"
uygulanması olanağı bulunmamaktadır." yolundaki 3.7.1989 gün ve
E:1988/5, K:1989/3 sayılı kararı ile, gecikme faizi uygulanmasına iliş
kin 3239 sayılı Kanunla getirilen hükmün, bu kanunun yürürlük tarihi
olan 1.1.1986 tarihinden önceki vergilendirme dönemlerine uygulanmaya-
cağı içtihada bağlanmıştır.
Vergi Kanunlarının zaman bakımından uygulanmasına açıklık getiren Da-
nıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararında benimsenen ilkeden ha-
reket edilince; tarhiyat öncesi uzlaşılan vergilere gecikme faizi uy-
gulanmasına ilişkin olarak 3505 sayılı Kanunla getirilen ve 10.12.1988
tarihinde yürürlüğe giren hükmün; 10.12.1988 tarihinden önceki vergi-
lendirme dönemlerine ait tarhlara uygulanmıyacağı, başka bir anlatım-
la, sözü edilen kanunun yürürlüğe girdiği 10.12.1988 tarihinden sonra-
ki vergilendirme dönemine ilişkin tarhlara uygulanacağı sonucuna va-
rılmaktadır.
Hal böyle olunca; sözü edilen Kanun hükmünün 1988 dönemine ilişkin
tarhlara uygulanıp uygulanmıyacağının ortaya konulması gerekmektedir.
Gelir Vergisinde, vergilendirme dönemi geçmiş takvim yılıdır. Ancak;
işi bırakma, ölüm, memleketi terk gibi, takvim yılından önce faaliye-
tin sona ermesi nedeniyle vergilendirme döneminin tüm takvim yılından
daha kısa "kıst dönemi" kapsaması mümkündür.
Kurumlar Vergisinde hesap dönemi vergilendirme dönemidir. Özel hesap
dönemi yoksa vergilendirme dönemi takvim yılı olmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 19.maddesinde; Vergi alacağı vergi ka-
nunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekem
mülü ile doğar şeklinde tanımlanmıştır.
Bu tanıma göre; herhangi bir kişi veya kurumun gelir getirici veya ver
gi mevzuuna giren bir faaliyette bulunması durumunda; bir takvim yılı
içerisinde yapılan her işlemin vergiyi doğuran olayın vukuu gibi kabul
edilmesi olanaksızdır. Ancak, dönemin bittiği veya kapandığı tarihde,
kar zarar saptanacağı için, dönemsellik ilkesinin bir sonucu olarak
vergiyi doğuran olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ancak döne-
min sonunda gerçekleşmiş olacaktır.
Vergilendirme işleminin yapılabilmesi, dönemin sonunun beklenmesine
veya dönemin kapanmasına bağlı olduğuna göre; dönemin bitmesinden önce
vergi alacağının doğduğundan veya vergiyi doğuran olayın vukuundan söz
edilemez.
Bu açıklamalar gözönünde bulundurulduğunda; Vergilendirme dönemi 1988
olmakla birlikte, dönem 3505 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği
10.12.1988 tarihinden önce kapanmış veya sona ermişse, o döneme iliş-
kin tarhiyat öncesi uzlaşılan vergilere gecikme faizi uygulanamıyacak,
dönem 10.12.1988 tarihinden sonra kapanmış veya sona ermişse o takdir-
de 1988 dönemine ilişkin tarhiyat öncesi uzlaşılan vergilere gecikme
faizi uygulanması gerekecektir.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacı kurumun 1988 takvim yılı işlemlerinin
incelenmesi sonucu saptanan ve tarhiyat öncesi uzlaşılan Gelir Vergi-
sinde, ilgili dönem takvim yılı sonu olan 31.12.1988 tarihinde kapan-
dığından ve vergi alacağının doğduğu bu tarihte de, gecikme faizi uy-
gulanmasına ilişkin düzenlemeyi getiren 3505 sayılı kanun yürürlüğe
girmiş bulunduğundan, sözü edilen verginin normal vade tarihinden iti-
baren uzlaşmaya varıldığı tarihe kadar gecikme faizi uygulanmasında
yasaya aykırılık görülmediği cihetle, gecikme faizi uygulanmasına iliş
kin işlemi iptal eden vergi mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulun-
mamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne Vergi Mahkemesi kara-
rının bozulmasına karar verildi.
(DAN-DER, SAYI:84-85)
(MT/SE)
|