Dairesi
MERKEZİ LONDRA'DA BULUNAN DAR MÜKELLEF KURUMUN, MERKEZİN YAPTIĞI
Karar No
311
Esas No
739
Karar Tarihi
26-01-1988
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
DÖRDÜNCÜ DAİRE
1988
311
1986
739
26/01/1988
 
KARAR METNİ

MERKEZİ LONDRA'DA BULUNAN DAR MÜKELLEF KURUMUN, MERKEZİN YAPTIĞI HİZ-
METLER KARŞILIĞI ÖDENEN MEBLAĞI, KAZANCINDAN İNDİREMİYECEĞİ HK.

Uyuşmazlık; dar mükellef kurumun 1984 Nisan ayına ilişkin ihtirazi ka-
yıtla verdiği muhtasar beyannamedeki kaydın kabul edilmeyerek adına
tahakkuk eden gelir (stopaj) vergisini kaldıran Vergi Mahkemesi kara-
rının bozulması isteminden ibarettir.

Kurumlar Vergisi Kanunu uygulaması yönünden dar mükellefiyet, kanuni
ve iş merkezinden her ikisi de Türkiye dışında bulunan ve fakat kazanç
larının bir bölümünü Türkiye'de elde eden kurumların yalnız bu kazanç-
larını vergilendirmeyi öngören bir mükellefiyet şeklidir. Dar mükelle-
fiyette, ticari kazancın Türkiye'de elde edilmiş sayılarak vergiye ta-
bi tutulması için, yabancı kurumun Türkiye'de Vergi Usul Kanunu hüküm-
lerine uygun işyeri ve daimi temsilci bulundurması ve kazancın bu yer-
lerde veya bu temsilciler aracılığıyla yapılan işlerden elde edilmesi
gerekmektedir. Gelir Vergisi Kanununun 8.maddesinde daimi temsilci,
"bir hizmet veya vekalet akdi ile temsil edilene bağlı olup, onun nam
ve hesabına muayyen veya gayrımuayyen bir müddetle veya müteaddit ti-
cari muameleler ifasına yetkili kimsedir" denilmek suretiyle tarif e-
dildiğine göre, davacı kurumun Türkiye'deki işyerinde ve daimi temsil-
ci vasıtasıyla sağladığı gelirin vergilendirilmesinde, verginin tek
muhatabını teşkil ettiği, Türkiye'de işyerinin ve temsilcisinin ondan
ayrı müstakil bir varlığının bulunmadığı kuşkusuzdur. Kurumlar Vergisi
Kanununun 11.maddesi uyarınca dar mükellefiyete tabi kurumların, yal-
nız Türkiye'de elde ettikleri kurum kazançları üzerinden vergilendiri-
lecekleri öngörüldüğünden kurumun Türkiye'de elde ettiği hasılattan an
cak Türkiye'deki işletme ve genel giderlerinin düşülmesi söz konusu
olabilir. Esasen Kurumlar Vergisi Kanununun 15.maddesinin 5 numaralı
bendinde, dar mükellefiyete tabi kurumların, ana merkeze veya Türkiye
dışındaki şubelere verilen faiz, komisyon ve benzerleri ile bunların
giderlerine veya zararlarına iştirak etmek üzere ayrılan hisselerin
kurum kazancının tesbitinde hasılattan indirilmesinin kabul edilmeyece
ği belirtilmiştir. Nitekim bu dönem için ihtirazi kayıtla verilen be-
yanname üzerine salınan kurumlar vergisi, kararın düzeltilmesi safha-
sında, Dairemizin 22.6.1987 günlü ve 1987/2185 sayılı kararıyla, hiz-
metin bir bölümünün yurt dışındaki merkez tarafından yapılmış olması-
nın kazancın bir kısmının masraf payı olarak ayrılmasını ve hasılattan
indirilmesini gerektirmeyeceği gerekçesiyle tasdik edilmiş bulunmakta-
dır.

Gelir Vergisi Kanununun ikinci fıkrasının 4 numaralı bendinde, Kurum-
lar Vergisi Kanunu uyarınca yıllık veya özel beyanname veren dar mükel
lefiyete tabi kurumların ticari bilançolarına göre doğan kardan kurum-
lar vergisi düşüldükten sonra kalan kısım menkul sermaye iradı sayıl-
mış, 94.maddesinin 7 numaralı bendinde de dağıtılsın veya dağıtılmasın
bu iratların gelir vergisi tevkifatına tabi tutulacağı belirtilmiştir.

Böylece dar mükellefiyete tabi kurumların, kurumlar vergisine tabi ol-
mayan gelirleri de gelir vergisi tevkifatına tabi tutulmak istenmiş-
tir. Kurumlar vergisi matrahının hesaplanması yönünden gider olarak
kabul edilmeyen merkeze ödenen masraf payı kurum varlığından çıkan ger
çek bir gider niteliği taşımadığından, Türkiye'de elde edilen kazanç-
tan, şirket ortaklarına dağıtılacak kar miktarını hesaplamak üzere dü-
zenlenen şubenin ticari bilançosunun pasifinde yer alacağı da düşünüle
mez. Söz konusu meblağın, kurumlar vergisi matrahı yönünden kabul edil
meyen gerçek bir gider gibi düşünülerek gelir (stopaj) vergisi matra-
hından indirilmesine karar verilmesinde isabet yoktur.

Davacı şirket, söz konusu meblağın, merkeze hizmet karşılığı yapılmış
bir ödeme sayılarak Kurumlar Vergisi Kanununun 24.maddesi uyarınca
transfer sırasında esasen kurumlar vergisi tevkifatına tabi tutulduğu-
nu, bu takdirde mükerrer vergilemenin söz konusu olacağını da iddia
etmiştir. Bu yoldaki iddia, idareden vergilendirme hatası yoluyla bir
iade talebine esas olabilirse de, yukarıda açıklanan gerekçeler karşı-
sında, tarhiyatı kusurlandırıcı nitelikte sayılamaz.

Bu sebeplerle Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, ihtirazi kayıtla
beyan üzerinden salınan verginin tasdikine karar verildi.

(DAN-DER SAYI:72-73)



(MT/YÖ)
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı