İMALAT RANDIMANI YÖNÜNDEN TÜM FAKTÖRLER GÖZÖNÜNE ALINARAK YAPILAN İN-
CELEME SONUCUNDA KAZANCIN BİR KISMININ KAYIT VE BEYAN DIŞI BIRAKILDIĞI
SAPTANAN DURUMLARDA, DEFTER KAYITLARI VE BUNUNLA İLGİLİ BELGELERİN
VERGİ MATRAHININ DOĞRU OLARAK TESPİTİNİ ELVERİŞSİZ KILACAK ÖLÇÜDE KA-
RIŞIK OLDUĞUNUN DA KABUL EDİLMESİ GEREKTİĞİ HK.
Lokantacılık yapan yükümlü adına, 1990 yılına ilişkin işlemlerinin i-
malat randımanı yönünden incelenmesi sonucunda bir kısım hasılatı ka-
yıt ve beyan dışı bıraktığı görüşüyle resen gelir vergisi ve fonlar
salınmış kaçakçılık cezası kesilmiştir.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen ... Vergi Mahkemesi,
... günlü ve 1994/1582 sayılı kararıyla, vergi aslı yönünden davayı
reddetmiş, gelir vergisi üzerinden kesilen kaçakçılık cezasını kusura
çevirmiş, fonlar ve cezalarını kaldırmıştır.
Karara karşı tarafların temyiz başvurularını inceleyen Danıştay
Dördüncü Dairesi, ... günlü, 1995/3856 sayılı kararıyla; 213 sayılı
Vergi Usul Kanununun 30 uncu maddesi uyarınca vergi matrahının tamamen
veya kısmen defter, kayıt ve belgelere dayanılarak saptanmasına olanak
bulunmayan hallerde resen takdir yoluna başvurulabileceği, yeterli
tespit yapılmaksızın tahmin ve varsayımlarla resen vergi salınamayaca-
ğı, resen tarh sebebinin bir karineye dayanılmadan açık ve kesin ola-
rak ortaya konulması gerektiği, inceleme elemanı tarafından Çankaya
Belediye Başkanlığından alınan randıman oranları, dönem başı ve sonu
stokları, yıl içi alışlar, yükümlünün beyanı ve çalışılan süreye bakı-
larak resen takdir nedeni yaratıldığı, başkaca açık ve inandırıcı bir
tespit ve hukuken geçerli deliller bulunmadan yasada öngörülen anlamda
bir resen tarh nedeninin varlığından söz edilemeyeceği, salt randıman
incelemesi sonucu bulunan matrah farkı üzerinden resen tarh yoluna gi-
dilerek yapılan tarhiyatta isabet görülmediği gerekçesiyle vergi mah-
kemesi kararını bozmuş, vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini
reddetmiştir.
Bozma kararına uymayan ... Vergi Mahkemesi, ... günlü ve 1996/-
154 sayılı kararıyla; inceleme raporunda işletmenin uğraş konusuna gö-
re randıman incelemesi yapıldığı, bulunan sonuçların 213 sayılı Vergi
Usul Kanununun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrasının dördüncü bendinde
yer aldığı üzere defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların vergi
matrahının doğru ve kesin olarak tespitine olanak vermeyecek derecede
noksan, usulsüz ve karışık olduğunu, dolayısıyla ihticaca salih bulun-
madığını ortaya koyduğu, olayda resen takdir nedeni bulunduğu, incele-
me raporunda yükümlünün 1990 yılı satış hasılatının yılbaşı ve yılsonu
mevcutları, dönem içi alışlar ile mükellef beyanına göre randıman ve
fire oranları dikkate alınarak, tüketilen et ve un miktarına göre sa-
tılması gereken pide, kebap, baklava ve kadayıf miktarlarının ayrı ay-
rı saptandığı anlaşıldığından, salınan gelir vergisinde isabetsizlik
bulunmadığı, aynı matrah farkı üzerinden 1990 yılı için yapılan kaçak-
çılık cezalı katma değer vergisinin, kaçakçılık cezası kusura çeviril-
mek suretiyle değişiklikle onanması yolundaki kararlarına karşı yapı-
lan temyiz başvurularının Danıştay Onbirinci Dairesinin ... günlü
1996/590 sayılı kararıyla reddedildiği gerekçesiyle, davanın vergi as-
lı yönünden reddi, cezanın kusura çevirilmesi, fonlar ve bu nedenle
kesilen cezanın kaldırılması yolundaki kararında ısrar etmiştir.
Direnme kararı, taraflarca temyiz edilmiş; yükümlü tarafından,
olayda resen takdir nedeni bulunmadığı, bir lokantaya giren malzemeler
üzerinde kaydi envanter yapılmasının mümkün olmadığı, fire miktarının
noksan hesaplandığı, defter ve belgelerinin incelemeye elverişli ve u-
sulüne uygun tutulduğu, satışların belgeli olduğu, vergi dairesi mü-
dürlüğü tarafından ise cezalı tarhiyatın hukuka uygun olduğu ileri sü-
rülerek kararın bozulması istenmiştir.
1990 yılına ilişkin işlemleri imalat randımanı yönünden incele-
nen davacı adına, bulunan matrah farkı üzerinden resen salınan gelir
vergisini onayan, kaçakçılık cezasını kusura çeviren, fon ve cezaları-
nı kaldıran vergi mahkemesi direnme kararı taraflarca temyiz edilmiş-
tir.
Vergi mahkemesinin ilk kararının gelir vergisi üzerinden kesi-
len kaçakçılık cezasının kusura çevirilmesi, fon ve cezalarının kaldı-
rılması yolundaki hüküm fıkralarına karşı vergi idaresince yapılan
temyiz başvurusu Danıştay Dördüncü Dairesince reddedilmiş ve karar dü-
zeltme yoluna başvurulmaksızın anılan hüküm fıkraları kesinleşmiş ol-
duğundan, aynı kararın diğer yan aleyhine olan hüküm fıkrasının bozul-
masından sonra verilen ısrar kararının varlığı, idare yönünden kesin-
leşen söz konusu hüküm fıkralarının yeniden temyiz incelemesine tabi
tutulmasına olanak vermeyeceğinden, vergi dairesi müdürlüğü isteminin
incelenmesine imkan bulunmamaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30 uncu maddesinde resen vergi
tarhı; vergi matrahının tamamen veya kısmen defter kayıt ve belgelere
veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde
takdir edilen veya inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah
kısmı üzerinden vergi tarholunması şeklinde tanımlanmış, maddenin 2
nci fıkrasının 4 üncü bendinde, defter kayıtları ve bunlarla ilgili
vesikaların vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan
vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ih-
ticaca salih bulunmaması resen takdir nedeni kabul edilmiştir.
İmalatçı işletmeler yönünden randıman (verimlilik) esası, üre-
time sevk edilen hammadde, yarı mamul ve yardımcı madde miktarından
yola çıkarak, üretilmesi gereken mamul miktarının saptanmasını ifade
etmektedir. İşletmenin dönem başı ve sonu stokları, yıl içi hammadde,
yarı mamul ve yardımcı madde alışları ile üretim teknolojisi ve diğer
üretim araçları gözönüne alındığında, hasılatın bir kısmının kayıt ve
beyan dışı bırakıldığı sonucuna ulaşılması, aynı zamanda defter kayıt-
ları ve belgelerin, vergi matrahının doğru olarak saptanmasını elve-
rişsiz kılacak ölçüde karışık olduğunun kabulünü de gerektirecektir.
Bu ise Vergi Usul Kanununun 30 uncu maddesi uyarınca vergi matrahının
resen takdirini gerektiren bir nedendir.
Döner ve pide salonu işletmekte olan davacının dönem başı ve
sonu et ve un stoku bulunmadığı, yıl içi et ve un alışlarının tümünü
üretimde kullandığı, bu şekilde tüketilen et miktarından pide ve döner
üretimine isabet eden miktarın defter kayıtlarından çıkarıldığı, döner
üretimi için pişirme firesinin gözönüne alındığı, tüketilen un mikta-
rından baklava ve kadayıf üretiminde kullanılan kısmın yükümlü beyanı-
na göre saptandığı, yükümlünün imzasıyla doğruladığı inceleme tutana-
ğında fire olarak gözönüne alınması gereken başka bir üretim kaybından
söz edilmediği, matrah farkının gayrısafi hasılatların karşılaştırıl-
ması yoluyla bulunması nedeniyle genel giderlerin de dikkate alındığı
anlaşıldığından ısrar kararının; tarhiyatın kusur cezalı olarak deği-
şiklikle onanması yolundaki hüküm fıkrasında hukuka aykırılık görülme-
miştir.
Bu nedenlerle taraflar temyiz isteminin reddine, karar verildi.
(MT/ES)
|