İKRAZATÇILIK YAPAN DAVACI ADINA SALINAN KAÇAKÇILIK CEZALI BANKA VE Sİ-
GORTA MUAMELELERİ VERGİSİNDE YASAYA AYKIRILIK BULUNMADIĞI HK.
Mali polis tarafından iki ayrı limited şirketin işyerinde yapılan ara-
mada ele geçen özel defterlerin bu şirketlerin paydaşı bulunan davacı-
ya ait olduğu ve ikrazatçılık yapmasına karşın kazancını vergi daire-
sinin bilgisi dışında bıraktığı görüşüyle adına 1993 yılı için kaçak-
çılık cezalı banka ve sigorta muameleleri vergisi salınmıştır.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen ... Vergi Mahkemesi,
... günlü, 1995/2259 sayılı kararıyla tarhiyatı kaldırmıştır.
Vergi idaresinin temyiz istemini inceleyen ... Yedinci Dairesi,
... günlü, 1997/919 sayılı kararıyla; 6802 sayılı Kanunun 28 inci mad-
desinin 3 üncü fıkrası gereğince, ikraz işleriyle uğraşanların bu ka-
nun uygulamasında banker sayılacağı, aralarında yakın akrabalık ve iş
münasebeti bulunmayan kimseler arasında karşılıksız borç para alınıp
verilemeyeceğinin ve bir takvim yılında bir kaç kişiye veya bir kişiye
birden çok yılda borç para verilmesinin ikrazatçılık sayılacağı ve el-
de edilen faizin banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi tutulması
gerekeceğinin Dairenin yerleşik içtihatlarından olduğu, mali polis ta-
rafından davacının ortağı olduğu şirketlerin iş yerlerinde yapılan a-
ramada, çek ve senetler, üzerinde notlar yazılı kağıtlar, cari hesap
takibinde kullanılan defterler bulunduğu, inceleme raporu ve eki tu-
tanaklardaki tespitlerden ikrazatçılık faaliyetinin varlığının saptan-
dığı, her ne kadar bu faaliyetin davacının yeğeni tarafından yürütül-
düğü iddia edilmekteyse de, belgelerin, davacının denetimindeki işye-
rinde ele geçirilmesi, faiz karşılığı borç verilen paraların davacıya
ait banka hesaplarından çekilmesi, belgelerde davacının ortağı bulun-
duğu şirketlere ait kayıtların ve davacıyı ilgilendiren notların bu-
lunması karşısında, söz konusu faaliyetin davacı tarafından yürütüldü-
ğü sonucuna varıldığı, yıllarca devam eden bu faaliyete ait bilgilerin
el çantasıyla ve başkasına ait işyeri ve banka hesapları kullanılarak
yürütülmesinin ekonomik ve ticari icaplara aykırı düştüğü, davacının,
bu şirketlerle parasal ilişkisi bulunduğu ve şirketlere yeğeni tara-
fından finansman sağlandığı iddiasının ancak, şirket kayıtlarıyla or-
taya konulabileceği, ele geçirilen defterlerde borç verilen miktarlar,
vadeleri ve faiz tutarları belli olduğundan, karşıt inceleme yapılma-
mış olmasının eksiklik teşkil etmeyeceği, davacının ceza mahkemesinde
beraat etmesinin cezai sorumlulukla ilgili olduğu ve bu davanın çözü-
müne esas alınamayacağı gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan ... Vergi Mahkemesi ... günlü, 1998/370
sayılı kararıyla; davacının ikrazatçılık yaptığına dair somut tespit
bulunmadığı, ele geçirilen defter ve belgelerin ...'a ait olduğunun
hem ... hem de davacı tarafından ifade edildiği, ele geçen belgelerde
kime kaç lira ödünç para verildiği belli olmasına karşın bu kişiler
nezdinde karşıt inceleme yapılmadığı, varsayıma dayalı olarak yapılan
tarhiyatta yasal isabet görülmediği, ayrıca ceza mahkemesi kararı ile
davacının ikrazatçılık yapmadığının tespitli olduğu gerekçesiyle ilk
kararında ısrar etmiştir.
Direnme kararı vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edil-
miş ve vergi inceleme raporundaki tespitlere göre salınan vergide ve
kesilen cezada yasaya ve usule aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek
kararın bozulması istenmiştir.
İhtilaflı yılda ikrazatçılık faaliyetinden dolayı elde ettiği
geliri beyan dışı bıraktığı görüşüyle davacı adına resen salınan banka
ve sigorta muameleleri vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasını kaldı-
ran vergi mahkemesi ısrar kararı, vergi idaresince temyiz edilmiştir.
Davacının paydaşı olduğu şirketlerin işyerinde yapılan aramada
ele geçen el defterlerinin değerlendirilmesi üzerine düzenlenen vergi
inceleme raporu ve eki tutanakların incelenmesinden, taraflar arasın-
daki tartışmanın ikrazatçılık faaliyetinin varlığı yönünden değil, bu
faaliyetin kimin tarafından yürütüldüğü noktasında olduğu anlaşılmak-
tadır.
Vergi Usul Kanununun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi
doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas
olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek
mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi,
ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal
ve mutad olmayan bir durumun iddia olunmasi halinde ispat külfetinin,
bunu iddia eden tarafa ait olacağı öngörülmüştür.
Tarhiyata dayanak alınan defterlerin davacının kontrolündeki
işyerinde ele geçirildiği, bu defterlerden siyah kaplı mini klamoza
yazılı defterde özel harcamaları ile bazı şahıslara verilen borç para-
ların tarihi ve miktarının yazılı olduğu, bu ödemelerin davacının ban-
ka hesabından çekilerek yapıldığının tesbit edildiği, davacının şir-
ketlerine verdiği borç paraların da bu deftere yazıldığı, kırmızı kap-
lı mini defterde, ödemelere ait ve davacıya hitaben çekilmiş faks bil-
gilerinin yer aldığı, davacının şahsi harcamalarının bulunduğu mavi
kaplı defter ve ece ajandasında da yine aynı nitelikte tespitler ya-
pıldığı anlaşılmaktadır.
Bu tespitler karşısında davacının yeğeni olan ...'ın herhangi
bir işyeri, banka hesabı, yeterli maddi gücü olmaksızın, bu faaliyeti
sürdürdüğü iddiası ekonomik icaplara uymamaktadır.
Tüm bu tespitler, ikrazatçılık faaliyetinin davacı tarafından
yürütüldüğünün kabulünü gerektirdiği gibi söz konusu defterlerde borç
verilen paralarla vadeleri ve alınan faiz tutarlarında belirsizlik bu-
lunmadığı da görülmektedir. Öte yandan, suçun maddi unsurunun oluşma-
dığından bahisle verilen beraat kararının, bu davanın çözümüne herhan-
gi bir etkisi bulunmadığından, ısrar kararında hukuka uygunluk görül-
memiştir.
Bu nedenle temyiz isteminin kabulüne, ... Vergi Mahkemesinin
... günlü ve 1998/370 sayılı ısrar kararının bozulmasına, karar veril-
di.
(MT/ES)
|