LİMİTED ŞİRKET ORTAKLARININ 6183 SAYILI AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUNUN 4369 SAYILI KANUNUN 21 INCİ MADDESİYLE DEĞİŞİK 35 İNCİ MADDESİ UYARINCA ŞİRKETTEN TAHSİL EDİLMEYEN AMME ALACAKLARINDAN KOYDUKLARI SERMAYE HİSSESİ ORANINDA SORUMLU OLMASI GEREKTİĞİ HK.
Temyiz Eden : ... Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : ...
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : Ortağı olduğu limited şirketin vadesinde ödenmeyen 1998 yılına ilişkin muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 ncu maddesi ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun mükerrer 35 nci maddesi uyarınca davacı adına düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrinin iptali ve fazla ödenen verginin iadesi istenilmektedir. ... Vergi Mahkemesi ... günlü ve ... sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, davacının % 10 hisse oranında ortağı olduğu ... Promasyon Ürünleri Pazarlama Hizmetleri ve Dış Ticaret Limited Şirketinin vadesinde ödenmeyen 1998 yılının muhtelif dönemlerine ait vergi borçlarının; idarece yapılan tespitler sonucu şirketten tahsil olanağı kalmadığının belirlenmesi üzerine borcun şirket ortağı olan davacıdan tahsili amacıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 ncu maddesi ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun mükerrer 35 nci maddesi uyarınca ödeme emri düzenlendiği, davacının şirketteki % 10 oranındaki hissesine isabet eden vergi borcunu ödeme talebiyle başvurmasından dolayı 19.2.1999 ve 25.2.1999 tarihlerine kadar tahakkuk eden vadesi geçmiş vergi borçlarından hissesine isabet eden tutarın tahsil edildiği, bu surette davacının borcu kalmadığına ilişkin 4.3.1999 günlü yazının verildiğinin anlaşıldığı, bu durumda anılan şirketin kanuni temsilcisi olmayan davacı adına şirketin vergi ve diğer borçlarına ilişkin kanuni temsilcilerin sorumluluğunun düzenlendiği yukarıda belirtilen Kanun maddesine dayanılarak vergi alacağının takibinde isabet görülmediği, öte yandan şirketin bilinen adreslerinde bulunmadığı belirtilmiş ise de; dava konusu ödeme emirleri içeriği borcun şirketten tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenip tebliğ yoluna gidildiğine ilişkin dosya içeriğinde somut bir bilgi ve belge olmaması nedeniyle Kanun ve usule aykırı olarak düzenlenen ödeme emrinin iptaline ve davacının hissesine isabet eden vergi borçunun aslında 50.000.000 lira olduğu kabul edilmek suretiyle anılan tutarı aşan ödemeye ilişkin kısmının iadesine karar vermiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü, davacının ortağı olduğu şirkete ait vergi borçlarının şirketin bilinen adresinde bulunamaması ve tespit edilen mal varlığının borç miktarını karşılamaması nedeniyle şirket tüzel kişiliğinden tahsil imkanının olmadığından tahsili amacıyla şirket ortağı olan davacı adına düzenlenen ödeme emrinin yasal olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti: Cevap verilmemiştir.
Tetkik Hakimi Fikret Erkan'ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Yakup Kaya'nın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık ortağı olduğu limited şirketin 1998 yılına ilişkin muhtelif vergi borçlarının vadesinde ödenmemesi üzerine tahsili amacıyla davacı adına 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesi ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun mükerrer 35. maddesi uyarınca düzenlenen ödeme emrinin iptali ve ödenen paraların iadesi istemiyle açılan davayı kabul ederek ödeme emrini iptal edip bu meblağın red ve iadesine ait vergi mahkemesi kararının bozulmasına ilişkindir.
Davalı İdarenin ödeme emrinin iptaline ilişkin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 4369 sayılı Kanunun 21. maddesiyle değişik 35 inci maddesinde, limited şirket ortaklarının şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibata tabi tutulacağı öngörülmüştür.Maddenin gerekçesinde, "anılan Kanunun 35 inci maddesinde amme alacağını koruma hükmü olarak limited şirketin ödenmeyen amme borçlarından ortakların koydukları veya koymayı taahhüt ettikleri sermaye miktarında sorumlu tutulacaklarının düzenlendiği, limited şirketlerin Türk Ticaret Kanununa göre en az 2,en fazla 50 ortakla ve 500 milyon lira gibi küçük sayılabilecek bir sermaye ile kurulabilmekte olması nedeniyle limited şirketin mal varlığından tahsil edilemeyen amme alacağı için ortakların koydukları sermaye miktarı kadar sorumlu tutulabildiğinden, şirket sermayesinin üzerinde olan amme alacağının tahsil edilemediği mevcut hükmün koruma işlevini görmemekte olduğu, yapılan yeni düzenleme ile şirketten tahsil edilemeyen amme alacacağı için ortaklara şirkete koydukları sermayeleri oranında sorumluluk getirilmekle amme alacağının tamamının güvence altına alındığı" ifade edilmektedir.
Söz konusu gerekçeden de anlaşılacağı üzere maddenin yeni düzenlemesinde şirket sermayesinin üzerinde olan ve şirketten tahsil edilmeyen amme alacaklarının güvence altına alınması için ortakların koydukları sermaye hissesi oranında sorumlu olmaları amaçlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının % 10 hisse ile ortağı olduğu limited şirketin vadesinde ödenmeyen 1998 yılına ait muhtelif amme borçlarının şirketten tahsil olanağı kalmadığı ileri sürülerek davacıdan tahsili amacıyla 23.12.1998 günlü ödeme emirlerinin düzenlendiği, davacının 18.2.1999 günlü dilekçesiyle söz konusu vergi borçlarından % 10 oranındaki hissesine isabet eden kısmını ödeme talebiyle başvurması üzerine 19.2.1999 ve 25.2.1999 tarihlerine kadar tahakkuk eden vadesi geçmiş vergi borçlarından hissesine isabet eden tutarın tahsil edildiği, bu surette davacının borçu kalmadığına ilişkin 4.3.1999 günlü yazının verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda ortağı olduğu limited şirketin ihtilaflı dönem vergi borçlarından % 10 oranına göre hisesine düşen kısmını rızası ile ödeyen davacının şirkete koyduğu sermaye miktarında sorumlu tutulabileceğinden bahisle bu tutarı aşan kısmın ret ve iadesi yolunda verilen mahkeme kararında isabet görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kısmen kabulüyle ... Vergi Mahkemesinin ... günlü ve ... sayılı kararının davacıdan ödeme emri içeriği borca ilişkin olarak tahsil edilen tutarın sermaye miktarını aşan kısmının red ve iadesine ilişkin kısmının bozulmasına, diğer temyiz isteminin reddine, 25.6.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.
BŞ/ŞGK
|