VERGİ USUL KANUNUNUN 10.MADDESİ UYARINCA ŞİRKET BORCUNDAN SORUMLU TUTU
LAN ŞİRKET ORTAKLARININ HERBİRİNE AYRI AYRI GÖNDERİLEN ÖDEME EMİRLERİ-
NE KARŞI MÜŞTEREK DİLEKÇEYLE DAVA AÇILAMAYACAĞI HK.
Uyuşmazlık; öndeks Anonim şirketinin muhtelif dönemlere ait vergi borç
larının tahsili için, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10.maddesi uya-
rınca Yönetim Kurulu üyesi olan yükümlüler adına düzenlenip bildirimi
yapılan ödeme emirlerine karşı müşterek imzalı dilekçe ile açılan dava
yı; davadilekçesinin, her şahıs adına düzenlenen ödeme emrinin ayrı
bir idari işlem niteliği taşıması ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 5.maddesinin 1 ve 2.fıkralarında belirtilen tek dilekçe ile
dava açılabilecek hallere uymaması nedeniyle, davacıların her ödeme em
ri ve şahıs için ayrı ayrı düzenleyecekleri dava dilekçeleriyle yeni-
den dava açmakta nuhtar olmak üzere reddeden Vergi Mahkemesi kararının
yükümlüler tarafından temyizi üzerine Danıştay Dördüncü Dairesinin ka-
rarıyla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 5.maddesinin 1.
fıkrasında, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı genel ku
ral olarak getirildikten sonra 2.fıkrasında ise, birden fazla şahsı il
gilendiren işlemden dolayı müşterek dilekçe ile dava açılabilmesinin,
hak veya menfaatte iştirak ile maddi ve hukuki sebeplerde birlik bulun
masına bağlı olduğu hükmü getirilerek, genel kurala istisna olan iki
ilkeden birisinin düzenlediği, ödeme emirlerine konu olan kamu alacağı
nın, yükümlülerin yönetim kurulu üyesi bulundukları Önteks A.Ş. nin
muhtelif dönemlere ilişkin vergi borçlarından kaynaklandığı, söz konu-
su kamu alacağının, anılan şirketten tahsil edilemediği nedeniyle ya-
sal temsilci sıfatını taşıyan yükümlülerden tahsili amacıyla ayni gün
ve aynı takip numarasını taşıyan, dönemler itibarıyle aynı miktar kamu
alacağını içeren 7 adet ödeme emrinin düzenlendiğinin dosyanın incelen
mesinden anlaşıldığı, bu durumda ihtilafa konu alacak bakımından, ala-
cağın niteliği, dönemlerinin aynı olması sebebiyle tek bir işlemden
kaynaklanmasından dolayı aralarında maddi ve hukuki birliğin bulunduğu
kuşkusuz olduğu gibi, yükümlüler açısından hak veya menfaatte iştirak
unsurunun mevcudiyetinin de açık bulunduğu, bu nedenle söz konusu öde-
me emirlerine karşı müşterek dilekçeyle dava açılmasında isabetsizlik
olmadığı aksi halde aynı nedene dayalı işlemlerin ayrı ayrı dava açıl-
mak suretiyle incelenmesinin, hem gereksiz yere yargı mercilerinin iş
yükünün artmasına neden olacağı ve hem de uyuşmazlıkların en az gider-
le ve en kısa sürede çözümlenmesine ilişkin Anayasa ilkesiyle bağdaşma
yacağı gerekçesiyle davanın esastan incelenerek karara bağlanmak üzere
bozulmasından sonra, Vergi Mahkemesince; 2577 sayılı İdari Yargılama
Usulü Kanununun 5.maddesinin 1 ve 2 numaralı fıkralarında, tek dilekçe
ile dava açılabilmesi için gerekli koşulların açıklandığı, buna göre
ise birden fazla şahsı ilgilendiren bir işlemden dolayı müşterek dilek
çe ile dava açılabilmesinin, hak veya menfaatte iştirak ile maddi ve
hukuki sebeplerde birlik bulunmasına bağlı olduğu, olayda 213 sayılı
Vergi Usul Kanununun 10.maddesi uyarınca Önteks A.Ş. Yönetim Kurulu
üyesi olan 7 ayrı kişi adına düzenlenen 7 ayrı ödeme emrine karşı müş-
terek imzalı tek dilekçeyle dava açıldığının görüldüğü, bu durumda ise
ortada birden fazla şahsı ilgilendiren bir işlem değil 7 ayrı işlem bu
lunması nedeniyle, 7 ayrı şahsın 7 ayrı işleme karşı tek dilekçeyle da
va açmasının anılan 5.madde hükümlerine uygun olmadığı gibi, her şahıs
adına düzenlenerek ayrı ayrı tebliğ edilen ödeme emirleri arasında mad
di birlik bulunduğundan da söz edilemiyeceği ve söz konusu borcun öden
mesinin her şahsın kendi mal varlığını ilgilendirmesi sebebiyle dava
konusu işlemlerin davacıların her birinin menfaatini ayrı ayrı ihlal
edeceğinden hak veya menfaatte de iştirakin söz konusu olmadığı gerek-
çesiyle kararlarında ısrar edilmesi yolunda verilen kararının bozulma-
sı isteminden ibarettir.
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle, gerekçesi yukarıda yazılı Vergi
Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle kurulumuzca de uygun gö-
rülmüş olup, temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar
sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, tem
yiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verildi.
KARŞI OY: 2575 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 5.maddesinin 2.
fıkrasıyla; "Birden fazla şahsı ilgilendiren işlemden dolayı müşterek
dilekçe ile dava açılabilmesi hak veya menfaatte iştirak ile maddi ve
hukuki sebeplerde birlik bulunmasına bağlıdır" hükmü getirilmiştir.
Olayda, Önteks A.ş.nin muhtelif dönemlere ilişkin vergi borçlarının
ödenmemesi nedeniyle, her döneme ait borç miktarının tamamı için şirke
tin yönetim kurulu üyesi 7 kişi adına ayrı ayrı aynı gün ve aynı takip
numaralı ödeme emirleri düzenlendiği, 7 yönetim kurulu üyesinin bu öde
me emirlerine karşı müşterek imzayla ve her dönem için ayrı bir dilek-
çeyle dava açtığı görülmektedir.
Vergi Usul Kanunun 10.maddesi uyarınca vergi alacağının şirket temsil-
cilerinden alınması amacıyla, yönetim kurulu üyelerine ayrı ayrı ödeme
emri gönderilmesi birden fazla işlem yapıldığını göstermez. Aynı gün
ve aynı takip numaralarını taşıyan her ödeme emriyle vergi alacağının
tamamı istendiğinden ortada birden fazla şahsı ilgilendiren sadece bir
işlem mevcuttur.
şirket borcunun tamamının veya bir kısmının şu veya bu şekilde tahsili
ödemne emrinin muhatabı olanların hepsini ilgilendirdiğinden davacılar
arasında hak veya menfaatte iştirak bulunduğu açıktır.
Ödeme emirleri aynı yasa hükmüne ve aynı maddi olaya dayandığı, şirket
yöneticilerinin sorumluluk dereceleriyle ilgili hiçbir ayırım yapılma-
dığı ve dava dilekçesinde, davacıların ortak iddiaları dışında kişisel
durumlarıyla ilgili farklı iddialar yer almadığından, olayda-maddi ve
hukuki sebeplerde-birlik bulunduğu kuşkusuzdur.
Bu haliyle şirketin yönetim kurulu üyelerinin herbirinden her ödeme em
ri için ayrı dilekçe istenmesi, İdari Yargılama Usulü Kanununun 5/2
maddesine aykırı olduğu gibi, dönem ayrımları ve bazı mükerrerlikler
nedeniyle 27 dosya teşkili ile başlayan uyuşmazlığın bu defa 27x7=189
dosyada incelenmesine ve yıllarca uzamasına yol açarak, Anayasamızın
141.maddesinin son fıkrası hükmüyle getirilen; "Davaların en az gider-
le ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir" şeklin
deki Anayasal ilkeye de aykırıdır.
Yukarıda açıkladığımız nedenlerle karara katılmıyoruz.
(DAN-DER SAYI:72-73)
RD/YÖ
|