ÜRETİCİDEN SATIN ALDIĞI ZİRAİ ÜRÜNLER İÇİN MÜSTAHSİL MAKBUZU DÜZENLE-
MEYİP, ALIMLARINI GERÇEĞİ İFADE ETMEYEN FATURALARLA BELGELEYEN DAVACI
ADINA RESEN SALINAN GELİR (STOPAJ) VERGİSİNDE HUKUKA AYKIRILIK BULUN-
MADIĞI HK.
Tarım ürünleri ve canlı hayvan ithalat-ihracatı ile uğraşan yükümlü
şirketin müstahsilden yaptığı alımları, muhteviyatı itibarıyla gerçeği
ifade etmeyen faturalarla gizlediğinin tespiti üzerine adına 1991 tak-
vim yılının Temmuz ayına ilişkin olarak gelir (stopaj) vergisi salın-
mış, kaçakçılık cezası kesilmiştir.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen Adana 1.Vergi Mahkeme-
si, 22.4.1993 günlü ve 1993/495 sayılı kararıyla; 193 sayılı Gelir
Vergisi Kanununun 94.maddesine göre satın alınan tarımsal ürünler için
yapılan ödemelerin vergi kesintisine tabi tutulabilmesinin, bu ürünle-
rin çiftçilerden satın alınmış olması koşuluna bağlı olduğu, canlı
hayvanları satan şirketin düzenlediği faturaların, 213 sayılı Vergi
Usul Kanununun fatura düzenine ilişkin hükümlerine aykırı olduğu yo-
lunda herhangi bir tartışmanın bulunmadığı, bu durumda sıhhatinden
kuşku duyulmayan bir faturaya dayalı olarak yapılan alım-satım için
alıcıya; satıcının ticari faaliyetini diğer boyutları ile araştırmak
görev ve sorumluluğunun yüklenemeyeceği, satıcı şirketten satın alınan
canlı hayvanların Gaziantep ve Adana Ticaret Borsalarında tescil edil-
diği, bu alımlar için sevk irsaliyelerinin düzenlendiği, satıcı şirke-
tin kurumlar vergisi, katma değer vergisi, gelir (stopaj) vergisi be-
yannamelerini verdiği, yükümlü şirkete yaptığı satışların tümünü def-
terlerine kaydettiği, İstanbul'dan başka Gaziantep'de de işyerinin ol-
duğu, alış bedellerinin satıcı şirketin kaşe ve yetkililerinin imzası-
nı taşıyan tediye makbuzları ile ödendiği, dosyadaki belgelerin ince-
lenmesinden anlaşıldığından, uyuşmazlığa konu faturaların gerçeği yan-
sıttığı, 213 sayılı Kanunun 11.maddesine 3418 sayılı Kanunla eklenen
fıkra ile tanınan yetkiye dayanılarak Maliye Bakanlığınca yayımlanan
164 sıra nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, 5590 sayılı Kanuna göre
kurulmuş olan ticaret borsalarında işlem gören ziari ürünlerin tescil
ettirilerek çiftçi dışındaki kişi ve kuruluşlardan satın alınması ha-
linde bu zirai ürün bedellerine ait gelir (stopaj) vergisinden satın
alanların sorumlu olamayacağının belirtildiği, olayda borsaya tescil
edilerek işlem gören canlı hayvanların yükümlü şirketçe çiftçi olmayan
anonim şirketten satın alındığı anlaşıldığından, bu alımlarla ilgili
olarak yapılan ödemelerden gelir (stopaj) vergisini kesip vergi daire-
sine yatırılmasından sorumlu bulunmayan yükümlü şirket adına yapılan
tarhiyatta yasal isabet görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne
karar vermiştir.
Vergi Dairesi Müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay
Üçüncü Dairesi, 27.12.1994 günlü ve 1994/4572 sayılı kararıyla; yüküm-
lü şirket adına fatura düzenleyen şirketler hakkında yapılan tesbit-
lerle, bu şirketlerin mükellefiyet kaydı yaptırmasına rağmen beyanname
vermedikleri beyanları üzerinden tahakkuk eden vergileri ödemedikleri,
gösterilen adreslerde yapılan aramalara rağmen bulunamadıkları anla-
şıldığından, bu şirketlerden temin edilen faturaların gerçeği yansıt-
tığının kabul edilemeyeceği, öte yandan, 164 nolu Gelir Vergisi Genel
Tebliği müteselsil sorumlulukla ilgili düzenlemeye yer verdiğinden ve
dosyada mevcut vergi inceleme raporu, müteselsil sorumluluk açısından
düzenlenmeyip, aslında müstahsilden yapılan alımların sahte ve muhte-
viyatı itibariyle yanıltıcı faturalarla belgelendirildiği iddiası ile
düzenlendiğinden, karardaki aksi yöndeki gerekçede de isabet bulunma-
dığı gerekçesiyle vergi mahkemesi kararını bozmuştur.
Bozma kararına uymayan Adana 1.Vergi Mahkemesi, 23.3.1995 günlü
ve 1995/261 sayılı kararıyla; ilk kararında yer alan hukuksal nedenle-
re ek olarak, 164 nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde müteselsil so-
rumlulukla ilgili düzenleme yanında, tarımsal ürünlerin alış bedelle-
rinin kimler tarafından ve hangi hallerde vergi kesintisine tabi tutu-
lacağına ilişkin düzenlemelere de yer verildiği, Tebliğin 4.kesiminin
ikinci paragrafında, vergi tevkifatı yapmak zorunda olanların çiftçi
dışında kalan kişi, kurum ve kuruluşlardan, 5590 sayılı Kanuna göre
kurulmuş bulunan ticaret borsalarında tescil ettirerek satın aldıkları
zirai ürün bedelleri üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapmayacakları
belirtildiğinden, çiftçi dışında kalan şirketten satın aldığı canlı
hayvanlar için yaptığı ödemelerden yükümlü şirketin vergi kesintisi
yapma zorunluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle ilk kararında direnmiş-
tir.
Direnme kararı, vergi dairesi müdürlüğünce temyiz edilmiş ve
tarhiyatın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması
istenmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2365 sayılı Kanunla değişik 3.
maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin
işlemlerin gerçek niteliğinin esas olduğu kurala bağlandığından, ver-
gilendirme ile ilgili belgelerin biçimsel kurallara uygun düzenlenmiş
olması, olayın gerçek niteliğinin araştırılmasına ve sonucuna göre iş-
lem yapılmasına engel değildir. Bu tür belgelerin gerçeğe aykırı veya
içeriği yönünden yanıltıcı olduğu, usulen geçerli başka kanıtlarla
ispatlanabilir.
Yükümlünün uyuşmazlık konusu dönemde fatura aldığı kişilerle
ilgili olarak yapılan tespitler, bu kişilerin gerçekte tacir olmadık-
larını ve şeklen vergi yükümlülüklerini tesis ettirip, ihtiyaç duyan-
lara belli bir bedel karşılığında fatura sağladıklarını ortaya koymak-
tadır. Dolayısıyla, faturaların biçimsel kurallara uygun olması, sevk
irsaliyesi ve çek düzenlenmesi, borsada tescil yapılması gibi işlem-
ler, faturalarda gösterilen emtianın gerçekten faturaların düzenleyi-
cisi görünen kimselerden satın alındığını kanıtlamaya yeterli değil-
dir. Esasen, gerçeğe aykırı fatura gibi sevk irsaliyesi düzenlenerek
de işlemlere gerçek görüntüsü verilebileceği için kimi kişilere çekle
ödeme yapılıp, tahsil edilen paranın geri alınması da mümkün olmakta-
tadır.
Uyuşmazlık konusu dönemde yükümlünün gerçeğe aykırı fatura al-
dığı ileri sürülen kişilerle ilgili tespitlerin değerlendirilmesinden,
müstahsilden satın alınan tarımsal ürünlerin, bu kişilerden sağlanan
faturalarla belgelendirildiği sonucuna varıldığından, tarhiyatın kal-
dırılması yolundaki direnme kararında yasaya uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemi-
nin kabulüyle Vergi Mahkemesinin 1995/261 sayılı direnme kararının bo-
zulmasına karar verildi.
(MT/ES)
|