Dairesi
ZAMANAŞIMININ, TARHİYATIN UYGULANDIĞI TAKVİM YILINA GÖRE HESAPLANACAĞI HK
Karar No
284
Esas No
296
Karar Tarihi
19-06-1992
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
VERGİ DAVA DAİRELERİ
1992
284
1991
296
19/06/1992
 
KARAR METNİ

ZAMANAŞIMININ, TARHİYATIN UYGULANDIĞI TAKVİM YILINA GÖRE HESAPLANACAĞI HK.

Gayrimenkil alım satımı ve yapımı ile uğraşan yükümlü anonim şirket,
sahibi olduğu arsa karşılığı sekiz bloktan oluşan bir inşaat yaptırmak
ve bağımsız bölümlerin yüzde 24'ü kendisine ait olmak üzere ortağı o-
lan bir kollektif şirketle 21.4.1974 tarihinde sözleşme imzalamıştır.
Sözleşme gereği bağımsız bölümler tamamlandıktan yükümlü şirkete dev-
redilmiş, şirketin 1976-1980 takvim yılları hesaplarının incelenmesi
üzerine, bağımsız bölümlerin teslim edildikleri yıllarda şirketin mal
varlığına dahil edilmediği gerekçesiyle salınan vergiler, 2801 sayılı
kanundan yararlanılarak ödenmiştir.

Daha sonra şirketin 1982 takvim yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu
düzenlenen inceleme raporuyla; 31.12.1982 tarihli yevmiye kayıtlarıyla
bir kısım dairelerin şirket malvarlığına dahil edildiği ve aynı tarih-
te bu dairelerden B/2 bloktan sekiz ve D/1 bloktan bir bağımsız bölü-
mün maliyet bedeliyle ortaklara satılarak örtülü kazanç dağıtıldığı,
ayrıca 1979 ve 1980 takvim yılı zararı olarak indirilen miktarın dönem
kazancına ilavesi gerektiği görüşüyle cezalı tarhiyat önerilmiş, Vergi
Dairesi Müdürlüğünce de, daire satışlarına ilişkin matrah farkı üze-
rinden kaçakçılık cezalı, kabul edilmeyen geçmiş yıl zararları nede-
niyle doğan matrah farkı üzerinden de kusur cezalı olarak, ikmalen ku-
rumlar vergisi salınmıştır.

Bu tarhiyata karşı açılan dava Vergi Mahkemesince kısmen kabul edilmiş
ve 1978 yılında arsa payı üzerinden satılan dairelere ilişkin vergiyi
doğuran olayın, dairelerin alıcıların ekonomik istifadelerine bırakıl-
dığı 1979 yılında meydana geldiğinin kabulü ve ihbarnamelerin tebliğ
tarihine göre olayda zamanaşımı bulunduğu gerekçesiyle, tarhiyatın bu
farka ilişkin kısmı kaldırılmış, zarar mahsubuyla ilgili bulunan kusur
cezalı kısmı ise onanmıştır.

Vergi Dairesi Müdürlüğünün Kararın; tarhiyatın kaldırılan kısmına
ilişkin hüküm faıkrasına karşı temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay
Dördüncü Dairesi, yapımcı kollektif şirket tarafından yükümlü şirkete
teslim edilen dairelerin 31.12.1982 tarihinde şirketin mal varlığına
dahil edildiği ve aynı tarihte de ortaklara maliyet bedeli üzerinden
satıldığı, bu satışla ilgili işlemlerin yine aynı tarih itibarıyla
şirketin yasal defterlerine intikal ettirildiği, bu durumda 5 yıllık
zamanaşımı süresinin son günü olan 31.12.1987 tarihinden önce ve
1.8.1985 tarihinde tebliğ edilen ihbarnamelere göre olayda zamanaşımı
bulunmadığı, gerekçesiyle vergi mahkemesi kararını bozmuştur.

Bozma kararına uymayan Vergi Mahkemesi dava dosyasının incelenmesin-
den, dokuz adet dairenin arsa payının 24.2.1978 ve 21.3.1978 tarihle-
rinde satıldığının anlaşıldığı, tüm daireler için yapı kullanma izin
kağıdının 1.6.1978 tarihinde alındığı, satılan bir kısım dairelerin
alıcıları tarafından Emlak Alım Vergisi beyannamelerinin 19.9.1977
ila 29.8.1980 tarihleri arasındaverildiği, bir kısım dairelerin elek-
triklerinin 1981 yılında bağlandığı, arsa payı üzerinden satılan dai-
relerin 1982 yılından önce alıcıların ekonomik istifadesine sunulduğu,
1979 yılı işlemleri 1982 yılında incelenen şirket hakkında düzenlenen
inceleme raporunda, B/2 ve D/1 bloklardaki bağımsız bölümlerin 1979
yılında arsa sahibi durumunda bulunan yükümlü şirkete verilmesine rağ-
men şirket aktifine alınmamasının eleştiri konusu yapılması nedeniyle,
dairelerin 1982 yılında aktife alınarak maliyet bedeli üzerinden satış
gösterildiği, bunun 1979 yılında yapılamayan işlemlerin 1982 yılında
tamamlanmasına yönelik olduğu, esasen şirket ortaklarına 1978 yılında
satılan dokuz bağımsız bölümden beşinin 1978 ve 1979 yıllarında ortak-
larca üçüncü şahıslara tekrar satıldığı dikkate laındığında, sözkonusu
bağımsız bölümlerin 1982 yılında şirket malvarlığına dahil edilmesinin
mümkün olmadığının kendiliğinden ortaya çıkacağı, bu nedenle vergiyi
doğuran olayın, dairelerin alıcıların ekonomik istifadesine bırakıldı-
ğı 1979 yılında meydana geldiğini kabulü gerektiği, Vergi Usul Kanunu-
nun 114.maddesine göre, 1979 yılını izleyen takvim yılı başından iti-
baren beş yıl içinde mükellefe ihbarname ile tebliğ edilmesi gerekir-
ken, vergilerin bu süre geçirildikten sonra ve 1.8.1985 tarihinde teb-
liğ edilen ihbarname ile duyurulmasından dolayı tarihatın zamanaşımına
uğradığı, gerekçesiyle ilk kararda ısrar etmiştir.

Israr Kararı, vergiyi doğuran olayın 1982 yılında meydana geldiği ile-
ri sürülerek Vergi Dairesi Müdürlüğünce temyiz edilmiştir.

Vergi ve ceza ihbarnamelerinin incelenmesinden tarhiyatın, 1982 takvim
yılı için uygulandığı anlaşılmaktadır. İhbarnamelerin 1985 yılında du-
yurulmuş olması karşısında, tarhiyatın zamanaşımına uğradığından söz
edilemez. Ancak, Vergi Usul Kanununun 19.maddesinde vergi alacağının,
vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları hukuki durum veya olayın te-
kemmülü ile doğması öngörüldüğünden, 1978 yılında bitirilerek şirkete
teslim edilen ve aynı yıl paydaşlara satıldığı ileri sürülen bağımsız
bölümlerin, salt kayden 1982 yılında şirket aktifine alınarak satılmış
gösterilmesinden doğan tarhiyatın esası incelenerek sonuca varılması
gerekirken, zamanaşımına uğradığından bahisle kaldırılması yolundaki
Israr Kararında yasaya uygunluk görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, Eskişehir 2.Vergi Mahkemesinin 16.5.1991 tarih
ve 1991/231 sayılı ısrar kararının bozulmasına karar verildi.

KARŞI OY:

Uyuşmazlık konusu olaydagayrımenkullerin 1978 yılında inşaat şirketi
tarafından yükümlü kuruma devredildiği ve aynı gayrımenkullerin aynı
şirket tarafından ortaklarına satıldığı ihtilafsızdır.

Sözkonusu gayrımenkullerin 1982 yılında şirkete ve şirketçe ortakları-
na satıldığına ilişkin herhangi bir kanıt da bulunmamaktadır. Salt in-
celeme elemanının eleştirisini karşılamak üzere 1982 takvim yılı def-
ter kayıtlarında gayrımenkullerin aktife alınması ve ortaklara satıl-
ması yolunda yapılan işlem, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3.maddesi-
nin, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamele-
lerin gerçek mahiyetinin esas olduğu yolundaki hükmü karşısında vergi-
yi doğurmaz.

Bu nedenlerle vergi mahkemesi ısrar kararı sonucu itibariyle yasaya
uygun olduğundan, temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle aksi yol-
daki çoğunluk kararına karşıyız.

(DAN-DER, SAYI:87)


(MT/SE)
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı