MÜTESELSİL SORUMLULUKTA KESİNLEŞEN VE ÖDENMESİ GEREKEN BİR VERGİ BOR-
CUNUN VARLIĞINI ARAMAYA GEREK OLMADIĞI HK.
Davacı şirketin 1990/Ağustos ayında ...'den satın aldığı zirai ürünün
stopajının yapılmadığından bahisle belirlenen matrah farkı üzerinden
adına mütessil sorumlu sıfatıyla re'sen salınan gelir (stopaj) vergisi
ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; 213 sayılı Vergi
Usul Kanununun 11.maddesine 3239 sayılı Kanunun 2.maddesiyle eklenen
fıkrada, mal alım ve satımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesinti-
si yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlü-
lükleri yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden, alım satı-
ma taraf olanlar ile hizmetten yararlananlar, aralarında zımmen dahi
olsa irtibat olduğu tesbit olunanların müteselsilen sorumlu olacakla-
rının hükme bağlandığı, dosyadaki belgelerin incelenmesinden, ... adı-
na yapılan gelir (stopaj) vergisi tarhiyatına karşı açılan davanın ...
Birinci Vergi Mahkemesinin 16.3.1993 gün ve 1993/173 sayılı kararı ile
kabul edilerek tarhiyatın terkin edildiğinin anlaşıldığı, bu nedenle
... adına yapılan tarhiyat kesinleşmeden ve tahsiline imkan bulunup
bulunmadığı hususu saptanmadan verginin davacı şirketten istenemiyece-
ği, müteselsil sorumluluktan bahisle yeniden aynı olay için de ikinci
kez tarhiyat yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle kabul ederek
tarhiyatı terkin eden ... İkinci Vergi Mahkemesinin 6.5.1993 gün ve
1993/173 sayılı kararının; şirketin ...'den aldığı zirai ürünün stopa-
jının yapılmadığı, bu nedenle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11.mad-
desine istinaden yapılan tarhiyatta kanuna aykırılık bulunmadığı ileri
sürülerek bozulması istemidir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3.maddesinin (B) bendinde, ver-
gilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin
gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya iliş-
kin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille is-
patlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık olmayan
şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamıyacağı, yine ay-
nı Kanunun 11.maddesinin 1.fıkrasında, yaptıkları veya yapacakları ö-
demelerden vergi kesmeye mecbur olanların, verginin tam olarak kesilip
ödenmesinden ve bununla ilgili ödevlerini yerine getirmekten sorumlu
oldukları, maddeye 3239 sayılı kanunla eklenen 3.fıkrasında da, mal a-
lım ve satımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve
vergi dairesine yatırmak zorunda olanların bu yükümlülüklerini yerine
getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden, alım satıma taraf olanlar
ile hizmetten yararlananların aralarında zımnen dahi olsa irtibat ol-
duğu tesbit olunanların müteselsilen sorumlu olacaklarının hükme bağ-
lanmıştır.
Olayda, mahkemece, davacı şirketin mal alımında bulunduğu ...
adına yapılan gelir (stopaj) vergisi tarhiyatına karşı açılan davanın
... Birinci Vergi Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kararı ile kabul
edilerek tarhiyatın terkin edildiği, bu nedenle ... adına yapılan
tarhiyat kesinleşmeden ve tahsiline imkan bulunup bulunmadığı hususu
saptanmadan verginin davacı şirketten istenemiyeceği belirtilmekte ise
de, ... hakkında ... Birinci Vergi Mahkemesince verilen karar, Daire-
mizin ... gün ve 1994/3335 sayılı kararı ile; davacının gerçekte müs-
tahsilden aldığı zirai ürünleri müstahsil makbuzu düzenlememek ve
vergi tevkifatında bulunmamak için içeriği itibariyle sahte faturalar-
la kayıtlara intikal ettirdiği gerekçesiyle bozulmuş bulunmaktadır.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11.maddesinin
1.fıkrası ile doğrudan vergi kesintisi yapmak zorunda olanlara üçüncü
fıkra hükmü ile de, vergi kesintisi yapmak zorunda olanlarla alım-sa-
tım veya hizmet ilişkisinde bulunulması nedeniyle vergi kesintisinden
asıl sorumlu ile birlikte müteselsilen sorumlu olanlara ilişkin düzen-
leme getirilmiş olup, bu düzenleme ile müteselsil sorumluluğun ancak
vadesi gelmiş olmasına karşın ödenmemiş vergi borçlarının tahsili ama-
cına yönelik olarak öngörüldüğü düşünülemez. Müteselsil sorumlulukdan
vergi idaresine vergi alacağı için alım-satım ve hizmet ilişkisindeki
sorumluların herbirini ayrı ayrı veya birlikte takip olanağı vermeyi
amaçlandığı açıktır. Mahkemece olayda kesinleşen ve ödenmesi gereken
bir vergi borcu olmadığından müteselsil sorumluluktan söz edilemiyece-
ği gerekçesiyle tarhiyatın terkini yolunda verilen kararda yasal isa-
bet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile ... İkinci
Vergi Mahkemesinin 6.5.1993 gün ve 1993/173 sayılı kararının bozulma-
sına, karar verildi.
(MT/ES)
|