YURTDIŞINDA İNŞAAT İHALESİNE KATILMAK İÇİN YAPILAN MASRAFLAR İŞLETME
GİDERİ NİTELİĞİNDEDİR. İHALENİN TAMAMLANMASI HALİNDE YURT DIŞINDAN GE-
LİR ELDE EDİLMESİ MÜMKÜN OLMAYACAĞINA GÖRE, BU GİDERİN, GELİRİ VERGİ-
DEN MÜSTESNA YADA MUAF FAALİYETLE İLGİLİ OLDUĞUNUN KABULÜ İLE K.V.K.
15/8, 14/7.MADDELERİ UYARINCA HASILATTAN DÜŞÜLEMİYECEĞİ HK.
Davacı kurum tarafından; Suudi Arabistan Kralllığından taahhüt işi ala
bilmek için 1984,1985 ve 1986 yıllarında bu ülkeye yapılan seyahat gi-
derleri ile bu ülkeden gelenlerin konaklama ve ağırlama giderlerinin
1986 takvim yılında aktifleştirilmesi ve 1986 yılı gelirinden mahsup
edilmesinin kabul edilmemesi nedeniyle yükümlü kurum adına ikmalen ku-
rumlar vergisi salınıp, kaçakçılık cezası kesilmiştir. Ankara 6.Vergi
Mahkemesinin 8.11.1990 günlü ve 1990/740 sayılı kararıyla, Kurumlar
Vergisi Kanununun ilgili yasa hükmüne göre yurt dışı, müteahhitlik fa-
aliyetlerinden elde edilen kazançlar kurumlar vergisinden istisna edil
mek suretiyle yurt dışı müteahhitlik faaliyetlerine bir teşvik unsuru
sağlanmak istenmesi ve hatta yurt dışı faaliyetlerinden doğan zararla-
rın bile mahsubuna imkan verilmesi karşısında, ihale çalışmaları için
yapılan harcamaların, ticari kazancın elde edilmesi için yapılan gider
lerden sayılması gerektiği, ayrıca yapılan harcamalar ticari hayatın
bir gereği olduğundan keyfiliğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle tar
hiyatın kaldırılmasına karar verilmiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü ta-
rafından, davacı şirket yurt dışında faaliyette bulunmadığı gibi her-
hangi bir hesapta tutmadığı, Türkiye'de Kurumlar Vergisinden istisna
edilen kazançlarla ilgili yurt dışı zararların yurt içindeki kazançlar
dan indirilemeyeceği, ayrıca keyfi masrafların yurt dışı işiyle ilgili
olmaması halinde dahi Türkiye'deki hesaplara gider olarak intikal etti
rilmesinin 193 sayılı Kanunun ticari kazancın tespiti ile ilgili 40.
maddesine aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmekte-
dir.
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun istisnalarla ilgili 8.maddesi-
nin 4 no'lu bendinde, kambiyo mevzuatı gereğince Türkiye'ye getirildi-
ğinin tevsik edilmesi kaydıyla, yurt dışında yapılan inşaat, onarım ve
montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançların kurumlar
vergisinden müstesna olduğu, Kanunun 15.maddesinin 8'no'lu bendinde
ise, 8.maddenin 4 no'lu bendinde yer alan istisna kapsamına giren ku-
rum kazançlarının elde edilmesi için yapılan bilumum giderlerin kurum
kazancının tespitinde gider olarak indirilmesinin kabul edilemeyeceği
belirtilmiştir.
Kurumlar Vergisi Kanunun'da sözü edilen 8.maddenin 4.bendinde yer alan
istisnadan yararlanmak, elde edilen döviz hasılatının Türkiye'ye geti-
rildiğinin tevsiki şartına bağlı bulunduğuna göre, bu şartın yerine ge
tirilmemesi halinde yurt dışından elde edilen gelirlerin Türkiye'de
vergilendirilmesi gerekecektir. Henüz yurt dışında faaliyete geçilme-
den ancak yurt dışından gelir elde edilmesi amacıyla yapılan harcamala
ra, ticari teşebbüs ile ilgili bulunduğundan ve 8.maddenin 4 no'lu ben
dindeki şartlarda gerçekleşmediğinden, vergiden müstesna bir gelirin
elde edilmesi için yapılmış giderler olarak düşünülemez.
Öte yandan, Kurumlar Vergisi Kanununun 14.maddesinin 7 no'lu bendine
3380 sayılı Kanunun ile eklenen hükme göre tam mükellefiyette yurt dı-
şı faaliyetlerden doğan zararların, faaliyette bulunulan ülkenin vergi
kanunlarına göre beyan edilen vergi matrahlarının (zarar dahil) her
yıl o ülke mevzuatına göre denetim yetkisi verilen kuruluşlarca rapora
bağlanması ve bu raporun aslı ile tercüme edilmiş bir örneğinin Türki-
ye'deki ilgili vergi dairesine ibrazı halinde gider olarak indirilebi-
leceği belirtilmiş ise de, yine aynı bende 3380 sayılı Kanunun 7.madde
siyle eklenen bölümde, Türkiye'de kurumlar vergisinden istisna edilen
kazançlarla ilgili yurt dışı zararların, yurt içindeki kazançlardan in
dirilemiyeceği ifade edilmiştir.
Olayımızda, davacı şirket tarafından ilgili yasa hükmüne göre istisna
kapsamında değerlendirilebilecek bir kazancın elde edilmesi sözkonusu
olmadığından, fıkrada sözü edilen yabancı ülkede yapılan beyandan ve
bu beyanda yer alan matrahların yetkili kuruluşlarca rapora bağlanma-
sından söz etmek de mümkün değildir. Bununla beraber, maddede kural
olarak yurt dışı zararlarının, yurt içi gelirlerinden mahsubuna olanak
tanındığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık döneminde Türkiye'de kurumlar
vergisinden istisna edilmiş bir kazanç yada böyle bir faaliyet sonunda
mevcut bir yurt dışı zararı sözkonusu olmadığından Kurumlar Vergisi Ka
nununun 14.maddesinin 7.bendi hükmünün yurt dışında inşaat taahhüdünde
bulunulabilmek için yapılan harcamaların işletmenin gideri sayılmasını
engellediği kabul edilemez.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine karar verildi.
BŞ/SE
|