Dairesi
ADİ ORTAKLIĞIN ORTAKLARININ YIL İÇİNDE KESİNTİ YOLUYLA ÖDEDİKLERİ VERGİLERİN ADİ ORTAKLIĞIN VERGİ BORÇLARINA MAHSUP EDİLEBİLECEĞİ HK.
Karar No
2533
Esas No
1814
Karar Tarihi
13-12-2004
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
DÖRDÜNCÜ DAİRE
2004
2533
2004
1814
13/12/2004
 
KARAR METNİ

ADİ ORTAKLIĞIN ORTAKLARININ YIL İÇİNDE KESİNTİ YOLUYLA ÖDEDİKLERİ VERGİLERİN ADİ ORTAKLIĞIN VERGİ BORÇLARINA MAHSUP EDİLEBİLECEĞİ HK.

Kararın Düzeltilmesini İsteyen : ... Serbest Muhasebecilik-Mali Müşavirlik Adi Ortaklığı

Karşı Taraf : Mithatpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü / ANKARA

İstemin Özeti : Davacı adi ortaklığın ortaklarının yıl içinde kesinti yoluyla ödedikleri vergilerin adi ortaklığın vergi borçlarına mahsup edilmesi talebinin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır. Ankara 5. Vergi Mahkemesinin; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 121 inci maddesinde yıllık beyannamede gösterilen gelire dahil kazanç ve iratlardan bu Kanuna göre kesilmiş bulunan vergilerin, beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisine mahsup edileceği, mahsubu yapılan miktarın gelir vergisinden fazla olduğu takdirde aradaki farkın vergi dairesince mükellefe bildirileceği ve mükellefin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde müracaatı üzerine kendisine ret ve iade olunacağının açıklandığı, uyuşmazlık konusu olayda, davalı İdarenin mükellefleri olan ...'un yıl içerisinde kesinti yoluyla ödedikleri vergilerden hesaplanan yıllık gelir vergisinin mahsup edilmesinden sonra kendilerine iadesi gereken verginin, ortağı oldukları davacı adi ortaklığın gelir (stopaj) vergisi ve katma değer vergisi borçlarına mahsubunu talep ettikleri, ancak iadesi gereken verginin sadece mükelleflerin kendi borçlarına mahsup edilebileceği belirtilerek mahsup isteminin reddedildiğinin anlaşıldığı, anılan Yasa hükmüne göre mahsup işlemi iade hakkı bulunan mükelleflerin kendi vergi borçlarına yapabileceğinden, ayrı bir mükellefiyet kaydı bulunan adi ortaklığın vergi borçlarına mahsubuna olanak bulunmadığı,bu durumda mahsup isteminin reddi yolunda tesis edilen işlemde yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacının temyiz istemi Danıştay Dördüncü Dairesinin 22.3.2004 günlü ve E:2003/1478, K:2004/555 sayılı kararıyla reddedilmiştir. Davacı, mahsup işleminin yapılmamasının yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın düzeltilmesini istemektedir.

Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan karar düzeltme isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Tetkik Hakimi Kumru Örnek Demirtaş'ın Düşüncesi : Vergi idaresinden alacaklı olan davalı adi ortaklığın bu alacağının ödemekten sorumlu olduğu ortaklık vergi borçlarından mahsubunu engelleyen herhangi bir kanun hükmü bulunmamakta olup, ayrı bir gelir vergisi mükellefiyeti bulunmayan adi ortaklığın sadece katma değer vergisi ve muhtasar beyannameler yönünden tesis edilen mükellefiyeti ayrı bir mükellefiyet olarak kabul edilemeyeceğinden mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı Ahmet Alaybeyoğlu'nun Düşüncesi : Davacı adi ortaklığın ortaklarının yıl içinde kesinti yoluyla ödedikleri vergilerden iadesi gereken tutarın, adi ortaklığın vergi borçlarına mahsup edilmesi isteminin reddi yolundaki işleme yönelik davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının temyiz talebinin reddine dair Danıştay 4 üncü Dairesinin K:2004/555 sayılı kararının düzeltilmesi Davacı tarafından istenmekte olup, bozma kararında yer alan Savcı düşüncesi doğrultusunda karar düzeltme isteminin kabulüyle Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:

Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen nedenler yerinde görüldüğünden, Dairemizin 22.3.2004 günlü ve E:2003/1478, K:2004/555 sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek , Ankara 5. Vergi Mahkemesinin 20.5.2003 günlü ve E:2002/831, K:2003/527 sayılı kararına yönelik temyiz istemi yeniden incelendi:

Gelir Vergisi Kanununun 121 inci maddesinde, yıllık beyannamede gösterilen gelire dahil kazanç ve iratlardan gelir vergisi Kanununa göre kesilmiş bulunan vergilerin, beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisine mahsup edileceği, mahsubu yapılan miktarın gelir vergisinden fazla olması halinde aradaki farkın vergi dairesince mükellefe bildirileceği ve mükellefin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde müracaatı üzerine kendisine red ve iade olunacağı belirtilmiştir.

5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 2 nci maddesine göre Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş olan anonim, eshamlı komandit ve limited şirketler ile aynı mahiyetteki yabancı kurumların sermaye şirketleri olduğu, bu şirketlerin aynı Kanunun birinci maddesine göre kurumlar vergisine tabi oldukları, kurum olarak vergi mükellefi oldukları açıktır. Borçlar Kanunu hükümlerine göre kurulan, kuruluşu şekle bağlı olmayan adi ortaklıkların ise tüzel kişiliği ve ünvanı bulunmadığı gibi, vergi hukuku açısından elde ettikleri gelir, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre ortaklarının şahsi gelirleri olarak vergilenir. Yani ortaklığın elde ettiği kazancın vergilenmesi yönünden ayrı bir mükellefiyeti bulunmayıp, bu gelir hisseleri nispetinde ortakların geliri olarak vergilendirilmektedir.

Ancak ortaklık, ticari faaliyetini yürütürken iş yeri kirası, işçi ücreti ödemesi yapmak zorunda ise sorumlu sıfatıyla muhtasar beyannamelerini, öte yandan katma değer vergisi beyannamelerini ortaklık adına vermek ve bu beyannamelere ilişkin işlemleri bunlara ait tek vergi kaydı üzerinden izlemek zorundadır. Bu zorunluluk ortaklığın elde ettiği gelir yönünden de tek bir mükellefiyete sahip olduğunu göstermez.

Adi ortaklığın ortakları tüm vergi borçlarından müteselsilen sorumlu olduklarına göre, ortakların adi ortaklık nedeniyle elde ettikleri, ancak müstakilen beyan ettikleri gelir vergisi nedeniyle, yıl içinde kesinti yoluyla ödedikleri vergilerin mahsubu sonucunda vergi dairesinden alacaklı olmaları durumunda, bu alacaklarının sonuç olarak şahsen sorumlu oldukları ortaklığın katma değer vergisi ve gelir (stopaj) vergisi borçlarına mahsubunun istenilmesinde sonuçta, bu borçlarında kendi borçları olması karşısında, 193 sayılı Kanunun 121 nci maddesine aykırılık bulunmamaktadır. Bu itibarla mahsup isteminin reddi yolundaki işlemde yasalara uyarlık bulunmadığından aksi yöndeki mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenle, Ankara 5. Vergi Mahkemesinin 20.5.2003 günlü ve E:2002/831, K:2003/527 sayılı kararının bozulmasına 13.12.2004 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

A Z L I K O Y U

Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen nedenler, daire kararının kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden karar düzeltme isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara karşıyız.

YÖ/ÖEK
 
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı