5422 SAYILI KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNUN 17.MADDESİ HÜKMÜ UYARINCA; KU-
RUM KAZANCININ KISMEN VEYA TAMAMEN ÖRTÜLÜ OLARAK DAĞITILMIŞ SAYILABİL-
MESİ İÇİN YAPILACAK EMSAL MUKAYESESİNDE, UĞRAŞ KONULARI FARKLI OLAN
ŞİRKETLERİN BAĞLI BULUNDUĞU HOLDİNG ŞİRKETLERİN OLDUĞU, HİZMET BEDEL-
LERİNİN ESAS ALINAMAYACAĞI HK.
Uyuşmazlık, davacı şirketin 1981 dönemi hesaplarının incelenmesi sonu-
cu ortağı olan A.Ş.nin kendisine sunduğu çeşitli hizmetler karşılığı
ödediği hizmet bedellerinin emsal kuruluşlara göre göze çarpacak dere-
cede yüksek olduğu, bu yolla örtülü kazanç dağıtıldığı gerekçesiyle
inceleme elemanınca saptanan matrah farkı üzerinden re'sen salınan ku-
rumlar vergisi ile kesilen kusur cezasına karşı açılan davayı; 5422 sa
yılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2362 sayılı kanunun 12.maddesiyle deği
şik 17.maddesinin 1.bendinde, şirketlerin kendi ortakları, ortakları-
nın ilgili bulunduğu, gerçek ve tüzel kişiler ile idaresi, murakabesi
veya sermayesi bakımından vasıtalı vasıtasız olarak bağlı bulunduğu ve
ya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek ve tüzel kişilerle olan münsabet
lerinde emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük fiyat
veya bedeller üzerinden yahut bedelsiz olarak alım, satım, imalat, in-
şaat muamelelerinde ve hizmet ilişkilerinde bulunması halinde kazancın
tamamen veya kısmen örtülü olarak dağıtılmış sayılacağının hükme bağ-
landığı, bu hükme göre yapılacak emsal mukayesesinde ilgili şirketin
faaliyet nev'i, iş hacmi, karlılığı, öz varlığı, gelişmesindeki çabuk-
luk ve istikrar gibi unsurların dikkate alınması ve uğraş konuları ben
zer olan şirketlerle somut olarak ölçülebilir ve kavranabilir madde ve
ya hizmetlerin mukayese edilmesi gerektiği; oysa olayda üzerinde değer
leme yapılan şirket değil, o şirketin bağlı bulunduğu holdingin emsal
olarak seçildiği ve bu holdinglerin almış olduğu hizmet bedellerinin
global tutarlarının mukayese edildiği, ara kararı ile getirtilen belge
lerin incelenmesinden, A.Ş.ile mukayeseye esas alınan Koç ve Sabancı
Holdinglere bağlı şirketlerin uğraş konularının birbirinden farklı ol-
duğu, emsal holdinglerin uğraş konularında rakipsiz ve senelerden beri
iç ve dış piyasada belli bir yerde bulunduğu, A.Ş.ise bu şirketlere gö
re henüz gelişme ve güçlenme safhasında olduğu, emsal holdinglerce ve-
rilen hizmetlerin bağlı şirketlere dağılımında genel kabul görmüş hiç
bir dağılım kriterinin söz konusu olmadığı, sadece tecrubi ve takdiri
olarak yapıldığı, A.Ş.nin ise, sermaye ve dönem karı kriterinin baz
olarak alınmasının daha objektif davranıldığı sonucunu ortaya koyduğu;
hizmet üreterek kar elde etmeyi amaçlayan holding şirketin bağlı şir-
ketlere yaptığı hizmetler karşılığı aldığı hizmet bedelleri dolayısıy-
la kar elde etmesi bunun için yapılan giderleride hizmet gelirlerinden
masetmesi yerinde bulunduğu gibi, bu hizmetleri maliyet-kar olarak ver
mesininde ticari faaliyetin doğal bir sonucu olduğu, hizmet bedelleri-
nin düzenlenen belgelerde tek bir tutarda ifade edildiği, hizmet türle
rinin ayrılmadığı ve yapılan birim hizmetin karşılığında ne tutarda üc
ret alındığının belirtilmediği, bu duruma göre birim hizmet karşılığın
da ne tutarda ücret ödenmiş olabileceği hesaplanmadan ve bu konuda in-
celeme yapılmadan emsal mukayesesi yapılmasının doğru sonuç vermiyece-
ği; emsal holdinglerin bünyelerinde oluşan giderlerin A.Ş.den daha dü-
şük olmasının hangi nedenlerden kaynaklandığı hakkında bir araştırma
inceleme yapılmadığı, ortaya konulan durumun noksan incelemeye dayalı
olduğu, emsal holdinglerin eski kendi sahasında oturmuş ve piyasada
belli bir yere ulaşmış olması bakımından bu holdinglere bağlı şirketle
rin hizmet gereksinimlerini kendi kadrolarıyla karşılama olanaklarının
bulunabileceği, ayrıca emsali şirketlerin iştiraki olan şirketlere da-
ha azmı hizmet sunduğu veya giderlerinin bir kısmını iştiraki olan şir
ketlere mi fatura ettiği konularının araştırılmadığı; davacı şirket ta
rafından A.Ş.ne ödenen hizmet bedellerinin bu holding tarafından kurum
kazancına eklenerek vergilendirildiği, ortada vergilendirilmemiş gelir
veya vergi ziyaının söz konusu olmamasının olayda vergi kaçırma kasıt
ve amacının bulunmadığını gösterdiği; bütün bu hususlar dikkate alın-
dığında, olayda örtülü kazanç dağıtımını geçerli kılacak bulguların
var olmadığı anlaşıldığından yapılan tarhiyatta yasal isabet görülmedi
ği gerekçesiyle kabul ederek cezalı tarhiyatı terkin eden Vergi Mahke-
mesi kararının, bozulması isteminden ibarettir.
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Ver
gi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun
görülmüş olup temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar
sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından tem-
yiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verildi.
(DAN-DER SAYI:72-73) BŞ/YÖ
|