Dairesi
Limited Şirketten Tahsil Edilemeyen Borcun Ortaktan Nasıl Aranacağı
Karar No
2004/682
Esas No
2002/4463
Karar Tarihi
07-04-2004
Danıştay 4. Daire

6183 SK Md. 35, 55

Amme alacağının limited şirket tüzel kişiliğinden tahsil imkanı kalmadığı hususunda idarece yeterli ve gerekli araştırma yapılmadan, amme alacağının asıl ve ferilerinin mahiyetinin ve ortaktan istenmesinin yasal dayanağının gösterilmediği, kanuni unsurları taşımadığından hukuken geçerli olmayan belge niteliğindeki ödeme emri ile şirket ortağından aranamayacağı.

İstemin Özeti: Davacının ortağı olduğu (?) Reklam Dekorasyon Taahhüt Ticaret Limited Şirketinin ödenmeyen 1995 yılı borçlarının tahsili amacıyla adına ödeme emri düzenlenip tebliğ edilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; davacı şirketin 1995 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu yapılan tarhiyatın kesinleştiği ve şirketin bilinen adreslerinde aranmış olmasına rağmen bulunamaması üzerine şirketin kurucu ortaklarından tahsili yoluna gidildiği, davacının şirketteki hissesini 11.11.1996 tarihinde devrettiği, şirketten tahsil imkanı kalmayan vergi borçlarının tahsili için düzenlenen ödeme emrinin kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı, şirketteki hissesini devrettiğini ve hisse miktarının dikkate alınmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.

Karar: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemiyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı belirtildikten sonra ikinci fıkrasında; ödeme emrinde borcun aslı ve ferilerinin mahiyet ve miktarı, nereye ödeneceği, müddetinde ödenmediği veya mal bildiriminde bulunmadığı takdirde borcun cebren tahsili ve borçlunun mal bildiriminde bulununcaya kadar üç ayı geçmemek üzere hapis ile tazyik olunacağı, gerçeğe aykırı bildirimde bulunulduğu takdirde hapis ile cezalandırılacağının kayıtlı bulunacağı düzenlenmiştir.

Ödeme emirlerinin bu madde uyarınca kanunda yazılı unsurları ihtiva etmesi gerekir. Genellikle takibe konu amme alacağının niteliğinin tayinine yarayacak bu hususların ödeme emriyle borçlunun bilgisine sunulmasıyla amme borçlusu, hangi alacak için takip edildiğini öğrenerek buna karşı kullanabileceği savunma sebeblerine göre mercilere başvurmak veya takibin devamına izin vermek yollarını kullanabilecektir Alacağın niteliği ve yasal dayanağının tayinine imkan verecek gerekli bilgileri taşımayan ödeme emrinin, borçluya bu olanağı sağlayacağını ve kanuna uygun olduğunu söylemek mümkün değildir, özellikle, bir limited şirketin vadesinde ödenmeyen borçlarının takibinde, ödeme emri tebliğ edilen şahsın, hangi sıfatla takip edildiğini bilmesi ancak bu yolla mümkün olacağından, alacağın türü ve niteliği ile yasal dayanağının ödeme emrinde yer alması ayrıca önem taşımaktadır.

Olayda ise davalı İdare savunmasından ortağı olduğu limited şirketin 1995 yılı için re'sen salınan vergi ve kesilen cezalara ilişkin vadesinde ödenmeyen borçlarının tahsili amacıyla davacı adına ödeme emri düzenlenip tebliğ edildiği anlaşılmakta ise de, dosyaya ekli ödeme emirlerinde şirket ortağı olarak davacının adının, vergilerin türü, dönem ve taksitleri ile vade ve miktarlarının yazılı olduğu, ancak bu borçlardan dolayı davacının ortak olarak mı, kanuni temsilci olarak mı sorumlu tutulduğuna dair bir şerh bulunmadığı gibi borcun tamamının mı yoksa sermayeye miktarına göre mi istendiği de anlaşılmamaktadır. Bu durumda, dava konusu edilen ödeme emirlerinin, gerçekte mevcut amme alacağının asıl ve ferilerinin mahiyetinin ve davacıdan istenilmesinin yasal dayanağının gösterilmemiş olması nedeniyle kanuni unsurları taşıyan hukuken geçerli bir belge olarak nitelendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Ödeme emirlerindeki bu eksikliğin, savunmada getirilen açıklamalarla ve mahkemece bu açıklamalara dayanılarak karar verilmesiyle düzeltilerek geçerlilik kazandırılması kabul edilemez. Kaldı ki, amme alacağının şirket tüzel kişiliğinden tahsili imkanı kalmadığı hususunda İdarece yeterli ve gerekli araştırmaların yapılmadığı da dosya içeriğinden anlaşıldığından aksi yöndeki mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacı temyiz isteminin kabulüyle Vergi Mahkemesi'nin Kararının bozulmasına oyçokluğuyla karar verildi (*).

(*) AZLIK OYU: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar mahkeme kararını bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara karşıyım.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı