Dairesi
İhtiyati Haciz Kararının Defterdar Veya Yetkilendirdiği Kişi Tarafından Alınabileceği
Karar No
2004/467
Esas No
2003/2119
Karar Tarihi
15-03-2004
Danıştay 4. Daire 

6183 SK Md. 13, 64

Defterdar yardımcısına vekalet eden kişi tarafından, ihtiyati haciz kararı alınabilmesi için, defterdar tarafından yetkilendirilmiş olması gerektiği.

İstemin Özeti: Hakkında kaçaklığa yardım raporu düzenlenen davacı adına kesilen kaçakçılık cezası nedeniyle tesis edilen ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuka ilişkin işlemlerin iptali istemiyle dava açılmıştır. Vergi Mahkemesi, 11 kararıyla; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 13. maddesinde, ihtiyati haczin, maddedeki hallerden herhangi birinin mevcudiyeti takdirinde hiç bir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla; haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere göre, derhal tatbik olunacağının belirtildiği, olayda davacı adına kaçakçılığa yardım cezası kesildiği için ihtiyati haciz nedeninin mevcut olduğu ancak, ihtiyati haciz kararının mahalli en büyük memur olan vali tarafından alınması gerekirken haciz varakasının defterdar yardımcısı tarafından imzalandığının görüldüğü, 6183 sayılı Kanun'un 64. maddesine göre mahalli en büyük memur veya tevkil edeceği memur tarafından tasdik edilen haciz varakasına dayanılarak haciz muameleleri yapılabileceği belirtilmiş ise de, kesinleşmiş amme alacaklarının cebren takibi için öngörülen bu usulün ihtiyati hacze teşmiline olanak bulunmadığından usulüne uygun olmayan ihtiyati haciz kararı üzerine yapılan işlemde isabet görülmediği gerekçesiyle ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuka ilişkin işlemin iptaline karar vermiştir. Davalı İdare, yapılan işlemlerin yasal olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.

Karar: Uyuşmazlık, davacı adına tesis edilen ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuka ilişkin işlemi, haciz varakanının defterdar yardımcısı tarafından imzalanmasının yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle iptal eden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "ihtiyati haciz" başlıklı 13. maddesinde, ihtiyati haczin, maddede belirtilen hallerden herhangi birinin mevcudiyeti takdirinde hiç bir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme İdaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla, haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere göre, derhal tatbik olunacağı, aynı Kanunun "haciz varakası" başlıklı 64. maddesinde ise, haciz muamelelerinin, tahsil dairelerince düzenlenen ve alacaklı amme idaresinin, mahalli en büyük memuru veya tevkil edeceği memur tarafından tasdik edilen haciz varakalarına dayanılarak yapılacağı belirtilmiştir. Maddede, ihtiyati haciz kararının, alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla alınacağı öngörülmüştür. Alacaklı amme idaresi olayda vergi dairesi olduğuna göre vergi dairesinin mahalli en büyük memuru da defterdardır. Ayrıca, bu durumda yukarıda anılan madde metnindeki "alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memuru" ifadesinden valinin en büyük memur olarak anlaşılması gerektiği yolundaki, mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

Ancak, söz konusu 13. maddede, ihtiyati haczin, haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere göre derhal tatbik olunacağı hükmüne yer verildiğine göre, hacizle ilgili 64. maddedeki tevkile ilişkin hükmün ihtiyati haciz için de geçerli olacağı sonucuna ulaşılmaktadır. Uyuşmazlık konusu ihtiyati haciz kararı defterdar yardımcısına vekalet eden kişi tarafından alındığından, mahkemece, defterdar tarafından bu kişinin yetkilendirilmiş olup olmadığı incelenerek buna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle Vergi Mahkemesi'nin Kararı'nın bozulmasına esasta ve gerekçede oyçokluğuyla karar verildi (*) (**).

(*) AZLIK OYU: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar mahkeme kararının dayandığı gerekçeler karşısında yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddi gerektiği oyu ile çoğunluk kararına karşıyız.

(**) AZLIK OYU: 6183 sayılı Kanun'un 13. maddesine göre ihtiyati haczi gerektiren hallerden herhangi birinin varlığı halinde hiç bir müddetle sınırlı olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararı ile haczin ne şekilde yapılacağına ilişkin hükümlere göre derhal uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Madde metninden açıkça anlaşılacağı üzere alacaklı amme idaresinin kararı hacze ait hükümlere göre uygulamaya konulacaktır. Haczin nasıl uygulanacağına ilişkin hükümler arasında yer alan aynı yasanın 4108 sayılı Yasa ile değişik 64. maddesinde ise bu kararın mahalli en büyük memur veya tevkil edeceği memur tarafından tasdik edilen haciz varakalarına dayanılarak yapılacağı belirtilmiştir.

Bu hükümlere göre ihtiyati hacizler de mahalli en büyük memur olan Valinin tasdiki ile yürürlüğe konulabilir. Ancak, uyuşmazlık konusu olayda, 4108 sayılı yasa ile mahalli en büyük memur olan valinin yetkisini devredebileceği yolunda getirilen değişikliğe göre ve 13. maddedeki atıf da gözönüne alındığında (?) Valiliğinin 07.09.1998 günlü oluru ile bu yetki (?) İli Defterdar Yardımcısına devredildiğinden haciz kararının uygulanmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.

Bu nedenle işin esasının incelenmesi için mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerektiği oyu ile karara karşıyım.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı