|
|
|
Dairesi
Satıcının Beyan Ettiği Halde Ödemediği KDV Nedeniyle Alıcının Sorumlu Tutulmayacağı
|
|
Karar No
2004/465
|
|
Esas No
2000/7946
|
|
Karar Tarihi
25-02-2004
|
|
|
Danıştay Yedinci Dairesi
VUK. md. 11
SATICININ BEYAN ETTİĞİ HALDE ÖDEMEDİĞİ KDV NEDENİYLE ALICININ SORUMLU TUTULAMAYACAĞI
Müteselsil sorumluluğu KDV uyuşmazlıklarına uygulanabilmesi için, kişi ve kuruluşlar arasında vergiyi ziyaa uğratma yönünde bir irtibatın bulunduğunun tespit edilmesi gerekir. Yasaların kendisine yüklediği ödevleri eksiksiz yerine getiren iyi niyetli yükümlülerin mal aldıkları kişilerin vergiyi ödeyip ödemediklerini takip etmeleri ve onları bu yönde zorlamaları olanaklı olmadığı gibi, bu kişilerin hareketlerinden sorumlu tutulmaları da hukukun temel ilkelerine aykırıdır.
İstemin Özeti: Kendisine fatura düzenleyen kişinin, faturalarda yer alan katma değer vergisini beyan etmesine karşın ödemediğinden bahisle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu?nun 11. maddesi uyarınca, müteselsil sorumlu sıfatıyla, davacı şirket adına katma değer vergisi salınmasına ve ağır kusur cezası kesilmesine ilişkin işlemi; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu?nun 11. maddesindeki müteselsil sorumluluğun, katma değer vergisi uyuşmazlıklarına uygulanabilmesi için, kişi ve kuruluşlar arasında vergiyi ziyaa uğratma yönünde bir irtibatın bulunduğunun tespit edilmesi gerektiği; olayda, davacı şirket ile adına fatura düzenleyen kişi arasında, vergiyi ziyaa uğratma yönünde bir irtibatın bulunduğuna dair tespit yapılmadığı; yasaların kendisine yüklediği ödevleri eksiksiz yerine getiren iyi niyetli yükümlülerin, mal aldıkları kişilerin, vergiyi ödeyip ödemediklerini takip etmelerinin ve onları bu yönde zorlamalarının olanaklı olmadığı; bu kişilerin hareketlerinden sorumlu tutulmalarının hukukun temel ilkelerine aykırı olacağı gerekçesiyle iptal eden (...) Vergi Mahkemesi Kararının; inceleme raporu uyarınca yapılan işlemin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Karar: Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle, gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine; kararın onanmasına esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğu ile karar verildi(*).
(*) X- AZLIK OYU: Dosyada; davacı şirket adına, kendisine mal teslim eden, ancak bu teslim dolayısıyla tahsil ettiği katma değer vergisini Hazineye intikal ettirmeyen şirketin bundan kaynaklanan borcundan dolayı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu?nun 11. maddesi uyarınca, müteselsil sorumlu sıfatıyla, düzenlenen ödeme emrini, müteselsil sorumluluğun koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle iptal eden vergi mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
Vergi Usul Kanunu?nun, ödeme emrinin dayanağı olan ve ?Vergi kesenlerin sorumluluğu? başlığını taşıyan 11. maddesinin ilk fıkrasında, yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanların, verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevlerin yerine getirilmesinden sorumlu oldukları açıklandıktan sonra, ikinci fıkrasında da, bu sorumluluğun, bunların ödedikleri vergilerden dolayı asıl mükelleflere rücu etmek haklarını kaldırmayacağı hükme bağlanmış; aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise, mal alım ve satımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden alım satıma taraf olanların, hizmetten yararlananların ve aralarında doğrudan veya hısımlık nedeniyle ya da sermaye, organizasyon veya yönetimine katılmak veya menfaat sağlamak suretiyle dolaylı olarak ilişkide bulunduğu tespit olunanların müteselsil sorumlu oldukları düzenlemesi yer almıştır.
Bu üç fıkra hükmü ile madde başlığının birlikte değerlendirilmesinden; anılan maddenin düzenleme konusunun, yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmek zorunda olanların, kesilmesi gereken bu vergiden dolayı, verginin asıl mükellefiyle birlikte ve müteselsilen sorumluluğu olduğu anlaşılmaktadır. Bu yüzden; maddenin uygulanma alanının doğru çizilebilmesi için; ?vergi kesenler? ibaresinden neyin amaçlandığının belirlenmesi; bu belirlemenin de, ilgili hukuk dalının kendi teknik özelliklerine göre sözcüğe vermiş olduğu anlamın esas alınması suretiyle yapılması zorunludur.
Vergi Hukukunda, ?vergi kesme? eylemi, bir tahsilat yöntemi olan ?kaynakta tevkif yöntemi? ne göre, verginin mükellefine ödeme yapanın eylemidir. ?Vergi kesen? ise, vergi mükelleflerine yapmış olduğu ödemelerden, bunların ilerde ödeyecekleri aynı tür vergiye mahsuben, vergi kanunlarının belirlendiği oran ya da miktarda, vergi keserek; kesmiş olduğu bu vergiyi, ilgili vergi dairesine beyan edip ödemek zorunda olan; başka anlatımla; başkasının vergi borcunu, ona yapılacak ödemelerden tevkif eden kişidir. Bu anlamda; ?vergi kesen?, Vergi Usul Kanunu?nun 8. maddesinin ikinci fıkrasında, verginin ödenmesi bakımından alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişi olarak tanımlanan ?vergi sorumlusu?ndan başkası değildir.
Bu hukuki gerekçe karşısında; kendisine mal teslim edilen davacı şirketin, bu teslimat dolayısıyla söz konusu madde hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulabilmesi, kendisine mal teslim eden şirketin yukarıda açıklanan anlamda ?vergi sorumlusu? sayılmasına bağlı bulunmaktadır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun "Mükellef" başlığını taşıyan 8. maddesi, bu Kanunda düzenlenen katma değer vergisinin mükellefini tanımlamaktadır. Bu maddenin 1. fıkrasının (a) bendine göre; bu verginin mükellefinin, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, bu işi yapanlar; yani, malı teslim eden ve hizmeti gerçekleştirenler olduğu açıklanmıştır. Olayda; katma değer vergisi mal teslimi ile doğmuş bulunduğuna göre, bu verginin mükellefi, malı teslim eden; yani, vergi borcundan davacı Şirketin sorumlu tutulduğu şirkettir. Başka bir anlatımla da; malı teslim edenin bu ilişkideki sıfatı; "vergi kesen-vergi sorumlusu" değil; "verginin mükellefi" dir. Bu yüzden; vergi kanunlarında vergi kesenlerle ilgili olarak yer alan düzenlemelerin, mükellef sıfatıyla hukuki ilişki içinde yer alan söz konusu şirkete ve bu şirketle hukuki ilişkide (alım-satım ilişkisinde) bulunan davacı Şirkete uygulanması hukuken olanaklı değildir.
Her ne kadar, Vergi Usul Kanununun yukarıda sözü edilen 8. maddesinin dördüncü fıkrasında, bu Kanunun müteakip maddelerinde geçen "mükellef" tabirinin vergi sorumlularına da şamil olduğu düzenlemesine yer verilmişse de; ne bu Kanunda, ne de başka bir vergi kanununda, "vergi sorumlusu" ya da "vergi kesen" terimlerinin vergi mükelleflerine de şamil olacağına dair hüküm mevcuttur. Öte yandan; mal teslim eden Şirket tarafından düzenlenen faturada, katma değer vergisinin mal bedelinden ayrıca gösterilmesi, "vergi kesme" anlamında değil; gerçekleştirilen teslim dolayısıyla doğan verginin miktarı itibariyle belirlenmesi ve belirlenen bu verginin alıcıya yansıtılması amacıyla yapılan, bir uygulama olduğundan; yansıtmalı vergi olan katma değer vergisinin özelliğinden kaynaklanan bu durum da, mal tesliminde bulunana "vergi kesen" nitelemesinin yakıştırılmasını sağlamaz.
Ayrıca; Vergi Hukukunda, insanlığın en büyük kazanımlarından biri olan ve vergi güvenliğini sağlayan "Yasallık ilkesi" gereği, "vergi kesen" olmayan katma değer vergisi mükelleflerine ve onlarla hukuki ilişkide bulunan üçüncü kişilere, anılan 11. maddenin altıncı fıkrasında Maliye Bakanlığına verilen düzenleme yetkisine dayanılarak, birer idari düzenleme olan, genel tebliğlerle, vergi kesenleri ve onlarla hukuki ilişkide bulunan üçüncü kişileri kapsayan yasal düzenlemenin uygulanması yoluna gidilmesine de olanak yoktur.
Bu bakımdan; Vergi Usul Kanunu?nun 11. maddesinin müteselsil sorumlulukla ilgili düzenlemelerinin, davacı Şirkete mal teslim eden Şirkete ve dolayısıyla, davacı Şirkete uygulanması hukuksal açıdan mümkün bulunmadığından; davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, farklı gerekçe ile verilen, ancak sonucu itibariyle isabetli bulunan mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte değildir.
Bu nedenle, temyiz isteminin anılan gerekçeyle reddi gerekeceği oyu ile kararın gerekçesine katılmıyorum.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.
*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.
|
|
ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi
|
|
Excel Dokümanı
|
|
|
|
|
|
|
|