Dairesi
Beyanı gereken kâr payının muvazaalı bir işlemle beyan sınırının altına çekilerek beyandan kaçındığı ileri sürülen ve bu nedenle Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesi neden gösterilerek tarhiyatın yapıldığı olayda, re'sen tarh nedeninin varlığının bu muvazaanın araştırılmasına bağlı olduğu.
Karar No
2003/929
Esas No
2002/4013
Karar Tarihi
25-02-2003

Danıştay Üçüncü Daire 

Beyanı gereken kâr payının muvazaalı bir işlemle beyan sınırının altına çekilerek beyandan kaçındığı ileri sürülen ve bu nedenle Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesi neden gösterilerek tarhiyatın yapıldığı olayda, re'sen tarh nedeninin varlığının bu muvazaanın araştırılmasına bağlı olduğu. İstemin Özeti: Kurucu ortağı bulunduğu anonim şirket tarafından dağıtılan kâr payından hissesine düşen kâr payının bir kısmını muvazaalı bir işleme üçüncü kişilere aldırmak suretiyle azalttığı ve beyan dışı bıraktığı görüşüyle 1997 takvim yılı için davacı adına re'sen salınan ağır kusur cezalı gelir vergisi ve fon payını; verginin re'sen tarh edilebilmesi için re'sen vergi tarhını gerektiren sebeplerin ortaya konulması ve matrahın veya matrah farkının takdir komisyonları veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarıyla belirlenmesi gerektiği, olayda ise re'sen vergi tarhını gerektiren sebepler ortaya konulmadığı gibi matrah farkının da belirtilen biçimde saptanmadığı gerekçesiyle kaldıran (...) Vergi Mahkemesinin kararının; davacının, kurucu ortağı olduğu anonim şirketteki hisselerini üçüncü şahıslara devretmediği halde muvazaalı bir işlemle devretmiş görüntüsü vererek elde ettiği kâr payını beyan sınırının altına çektiği ileri sürülerek bozulması istenmiştir. Karar: Davacı, vergilendirme döneminde beyana tabi geliri olmadığını ileri sürerek yıllık gelir vergisi beyannamesini vermemiştir. Tarhiyat, davacının vergilendirme döneminde Gelir Vergisi Kanunu'nun 86. maddesinde belirtilen beyanname verme sınırının üzerinde kâr payı elde ettiği halde bu kâr payının bir kısmını muvazaalı bir şekilde üçüncü kişilere aldırarak gelirini beyan sınırının altında bıraktığı görüşüyle, ortağı olduğu anonim şirketin defter ve belgelerinin tetkiki sırasında şirkete ait tarh dosyasında bulunan ve ticaret müdürlüğü temsilcileri nezdinde düzenlenen anonim şirket genel kurul toplantılarına katılan ortakların pay tutarını ve oy adedini gösteren hazirun cetvellerindeki bilgilerden tespit edilen matrah üzerinden Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesi neden gösterilerek yapılmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 86. maddesinin 1. fıkrasının 1. bendinin (b) alt bendinde vergi alacağı dahil, kurumlardan elde edilen kâr payının; aynı alt bent ile belirlenen tutarın altında kalması halinde beyanname verilmeyeceği kurala bağlanmış ise de olayda, vergilendirme döneminde davacının, vergi alacağı dahil elde ettiği kâr payının maddede belirtilen tutarın üzerinde olduğu saptanarak; gerçekte tespit edilen bu kâr payı tutarının beyan edilmesi gerektiği ancak, sahibi olduğu hamiline yazılı hisse senetlerini muvazaalı bir şekilde üçüncü kişilere devretmiş görüntüsü vererek elde ettiği kâr payını azalttığı ileri sürülmüştür. Böyle bir muvazaanın varlığı, gerçekte beyanı gereken kâr payının beyan dışı bırakıldığı sonucunu doğuracağı gibi davacının, vergilendirme döneminde beyana tabi geliri olmadığı yönündeki bildiriminin de idareyi yanıltma amaçlı olduğunu ortaya koyar. Bu nedenle anonim şirketin kayıtlı bulunduğu ticaret sicil müdürlüğü ve davacının paydaşı olduğu anonim şirketten, şirketin kuruluş belgeleri ve sonradan tescil edilen kararlara göre davacının ne miktarda ve ne tür hisse senedine sahip olduğu, bunların devir tarihleri ile ne şeklide tescil edildiği, hazirun cetvellerindeki farklılığın sebebi, vergilendirme döneminde davacıya hangi hisse senetleri karşılığı ne miktarda kâr payı ve diğer ödemeler yapıldığı araştırıldıktan sonra muvazaalı bir devir bulunup bulunmadığı da belirlenerek hüküm kurulması gereken, re'sen tarh nedeninin varlığı bu araştırmaya göre belirlenebilecek ve bulunduğu takdirde kazancın niteliğinden dolayı tarh matrahına esas olabilecek belgeler şirket kayıtları olduğu halde yazılı gerekçe ile verilen kararda hukuka uygunluk görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle (...) Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına oyçokluğuyla karar verildi.(*) (*) KARŞI OY :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında istemin kabulü ile kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı