Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu
1. Israr kararının varlığı vergi dairesi yönünden kesinleşen hüküm fıkrasının yeniden temyiz incelemesine tabi tutulamayacağı . 2. Emsallerine göre düşük bedelle satıldığı tespit edilen arsaların yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucuna göre saptanan değeri mahkemece esas alınarak matrahın azaltılması yolunda verilen kararın hukuka uygun olduğu. İstemin Özeti: Davacı şirketin aktifinde kayıtlı iki arsanın 1995 yılında satışında elde edilen bedelin emsallerine göre düşük olduğundan bahisle adına 1997 yılı için ağır kusur cezalı kurumlar vergisi ve geçici vergi salınmıştır. (...) Vergi Mahkemesi; kurumlar vergisi matrahını azaltmış, cezalı geçici vergiyi kaldırmıştır. Tarafların temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi; kurumun aktifine kayıtlı iki arsayı Tapu Sicil Müdürlüğünce düzenlenen resmi senetle emsal bedelinin altında sattığı görüşüyle tarhiyat yapıldığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3 ve 30. maddesinin 1 ve 6. fıkra hükümlerinden bahisle, yükümlünün sattığı arsalar için Tapu Sicil Müdürlüğünce düzenlenen resmi senet ortada iken bu belgenin sahteliği ya da gayrimenkullerin resmi sentte yazılı bedelin üstünde satıldığı yolunda gerçeği yansıtan olgular bulunmadan emsal bedeline göre satış bedelinin düşük olmasının başlıbaşına resen takdir nedeni olarak kabul edilemeyeceği, öte yandan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca gerçek kazancın vergilendirilesi gerekmekte olup, yalnız rayiç bedel ya da emsal bedeli esas alınarak gerçek kazancın saptanmasının mümkün olmadığı, gayrimenkulleri satın alan nezdinde araştırma yapılması, bu kişi ve yükümlü arasında satış bedeli dışında bir nakit hareketi varsa bunun tespit edilmesi gerekirken, bu yola başvurulmadan yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle yükümlü temyiz istemini kabul ederek kararı bozmuş, vergi dairesi başkanlığı temyiz istemini reddetmiştir. Bozma kararına uymayan (...) Vergi Mahkemesi; inceleme elemanınca raporda yer alan değerlemenin emsal bedeli esasına göre yapıldığının anlaşıldığı, bu esasa göre yapılan vergi incelemelerinde taşınmazların emsal bedelinin 213 sayılı Yasanın 267. maddesinin 3. fıkrasındaki takdir esasına göre belirlenmesi gerektiği, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda satışı yapılan arsalar için tespit edilen ve mahkemelerince de uygun bulunan arsa değerlerinden beyan edilen değer düşülerek belirlenen matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyatın hukuka uygun olduğu gerekçesiyle kararında direnmiştir. Direnme kararı taraflarca temyiz edilmiş, vergi dairesince tarhiyatın hukuka uygun olduğu, yükümlü tarafından ise, ayrı nitelikte olan arsaların emsal alınamayacağı, tarhiyatın varsayıma dayalı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir. Karar: Davacı şirketin aktifine kayıtlı arsaların 1995 yılında satışından elde edilen bedelin emsaline göre düşük olduğundan bahisle adına salınan ağır kusur cezalı kurumlar vergisi ve geçici vergiye karşı açılan davada matrahın azaltılması, cezalı geçici verginin kaldırılması yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararı taraflarca temyiz edilmiştir. Vergi mahkemesinin ilk kararının matrahın azaltılması, cezalı geçici verginin kaldırılması yolundaki hüküm fıkrasına karşı vergi dairesince yapılan temyiz başvurusu Danıştay Dördüncü Dairesince reddedilmiş ve karar düzeltme istemi de reddedilerek söz konusu hüküm fıkrası kesinleşmiş bulunmaktadır. Aynı kararın diğer yan aleyhine olan hüküm fıkrasının bozulmasından sonra verilen ısrar kararının varlığı vergi dairesi başkanlığı yönünden kesinleşen hüküm fıkrasının yeniden temyiz incelemesine tabi tutulmasına imkan vermeyeceğinden vergi dairesi başkanlığı temyiz isteminin incelenmesine olanak bulunmamaktadır. Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi Kararın özet bölümünde yazılı (...) Vergi Mahkemesinin ısrar kararı aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş ve yükümlü temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir. Bu nedenler vergi dairesi temyiz isteminin incelenmeksizin reddine oybirliği, yükümlü temyiz isteminin reddine oyçokluğu ile, karar verildi.(*) (*) KARŞI OY : Yükümlü temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin bozma kararında yer alan esaslar doğrultusunda bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.