Dairesi
Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre yasal olarak vade ve faiz kaydı taşıması mümkün olmayıp, muhatap tarafından görüldüğü anda karşılığının ödenmesi zorunlu olan çekin nakit ödeme aracı olarak işlem görmesi nedeniyle, uygulamada çekin vadeli olarak düzenlenmiş olması, vadesi gelmemiş senede bağlı a
Karar No
2003/4917
Esas No
2001/2362
Karar Tarihi
11-11-2003
Danıştay Üçüncü Daire

Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre yasal olarak vade ve faiz kaydı taşıması mümkün olmayıp, muhatap tarafından görüldüğü anda karşılığının ödenmesi zorunlu olan çekin nakit ödeme aracı olarak işlem görmesi nedeniyle, uygulamada çekin vadeli olarak düzenlenmiş olması, vadesi gelmemiş senede bağlı alacaklar için uygulanması öngörülen 213 sayılı Yasa’nın 281. maddesindeki düzenlemeden yararlandırılmasına imkan vermeyeceğinden, aksi yönde verilen mahkeme kararında hukuka uygunluk yoktur. İstemin Özeti: Vadesi gelmemiş çeklerin reeskonta tabi tutulması gerektiği ihtirazi kaydıyla geçici vergi için verilen beyanname üzerinden davacı şirket adına 2000/16 dönemine ilişkin olarak fazladan tahakkuk ettirilen geçici vergiyi; Vergi Usul Kanunu’nun 281 ve 285. maddelerinde, alacak ve borçların mukayyet değerleriyle değerleneceği, vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçların değerleme günündeki kıymetlerin irca olunacağı hükümlerin yer aldığı, bu hükümlerde, vadesi gelmemiş senetlerin reeskonta tabi tutulacağı hususunun açık olarak düzenlendiği olayda, sözü edilen çeklerde vade tarihi olarak 30.06.2000 tarihinden sonraki bir tarihin gösterildiği ve vade tarihinden önce de tahsil edilmediğinin anlaşılması karşısında alacak senedi olarak kabul edilmesi gereken çeklerin reeskonta tabi tutulması gerektiğinde aksi yönde tesis edilen işlemde Yasa’ya uygunluk görülmediği gerekçesiyle kaldıran (…) Vergi Mahkemesinin kararının; çeklerin vade içermesinin kanunen mümkün olmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 281. ve 285. maddelerinde; iktisadi işletmelere dahil alacak ve borçların mukayyet değerleriyle değerlenmesi esası benimsenmiş ve değerleme günü itibarıyla vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçların reeskonta tabi tutulabileceği belirtilmiştir. Türk Ticaret Kanunu’nun üçüncü kısmında ’çek’ ile ilgili hükümlere yer verilmiş, çekin unsurları belirtilerek, 698. maddesinde çekte herhangi bir faiz şartının yer alamayacağı, 707. maddesinde, çekin görüldüğünde ödeneceği, buna aykırı herhangi bir kaydın yazılmamış hükmünden olacağı, keşide günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz olunan bir çekin ibraz günü ödeneceği kurala bağlanmış, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanun da Ticaret Kanunu’ndaki düzenlemelere paralel hükümler getirerek; 4. maddesinde, çekle işleyen hesabın bulunduğu banka şubesinin, ibraz edildiği anda karşılığı bulunan çeki ödemek mecburiyetinde olduğu, 16. maddesinde de, ibraz süresi içinde veya üzerinde yazılı keşide tarihinden önce, 4. maddeye göre ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunamaması sebebiyle kısmen dahi olsa ödenmeyen çeki keşide eden kişiler hakkında uygulanacak müeyyideler düzenlenmiştir. Uyuşmazlık konusu olayda, beyanname verme tarihi itibarıyla vadesi gelmediğinden tahsil edilemeyen çeklerin reeskonta tabi tutulması gerektiği ihtirazi kaydıyla verilen beyanname üzerine tahakkuk ettirilen geçici vergi, vergi mahkemesince, sözü edilen vadeli çeklerin alacak senedi olarak reeskonta tabi tutulması gerektiği gerekçesiyle kaldırılmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nda kambiyo senetleri arasında yer almakla birlikte çekin, yasal olarak vade ve faiz kaydı taşımasının mümkün olmaması, muhatap tarafından görüldüğü anda karşılığının ödenmesinin zorunlu bulunması nedeniyle bono ve poliçeden farklı nitelik taşıdığı ve sadece nakit ödene aracı olarak işlem görmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Uygulamada çekin çeşitli sebeplerle vadeli düzenlenmiş olması, adına çek düzenlenen yükümlünün ancak değerleme gününde vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçlar için uygulanması öngörülen 213 sayılı Yasa’nın 281. maddesindeki düzenlemeden yararlandırılmasına olanak vermeyeceğinden, aksi yönde verilen mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne (…) Vergi Mahkemesinin kararının bozulması oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi ve kararın onanması gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı