Danıştay Üçüncü Daire
01.09.1986 tarihinde veraset yoluyla intikal eden arsasını 04.06.1997 tarihinde arsa payı karşılığı müteahhide vererek hissesine düşen bağımsız bölümleri 1999 yılında satan davacının elde ettiği gelirinin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici 56. maddesi gereği değer artış kazancı kapsamında nitelendirilmesi gerekir. İstemin Özeti: Gayrimenkul satışından elde ettiği değer artış kazancını beyan etmediği görüşüyle davacı adına 1999 yılı için re'sen salınan vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ve fon payını; 01.09.1986 tarihinde veraset yoluyla intikal eden arsasını 04.06.1997 tarihinde arsa payı karşılığı müteahhide vererek hissesine düşen bağımsız bölümleri 1999 yılında satan davacının ivazsız iktisap ettiği bu gayrimekullerin satışından elde ettiği kazancının değer artış kazancı olarak vergilendirilmeyeceğinin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici 56. maddesinde açıkça kurala bağlandığı gerekçesiyle kaldıran (...) Vergi Mahkemesinin kararının; yapılan cezalı tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: 1999 yılında elde ettiği değer artış kazancını, beyan etmediği görüşüyle davacı adına yapılan cezalı tarhiyatı kaldıran vergi mahkemesi kararı temyiz edilmiştir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 4444 sayılı Kanunun 3. maddesiyle eklenene geçici 56. maddesinin 'Değer Artış Kazançları' başlıklı (D) bölümünün (6) no.lu bendinde; iktisap şekli ne olursa (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç) 70. maddenin birinci fıkrasının, 1, 2, 4 ve 7 numaralı bentlerinde yazılı mal ve hakların, iktisap tarihinden başlayarak dört yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artış kazancı sayılmıştır. Sözü edilen 70. maddenin 1, 2, 4 ve 7. bentlerinde sayılan arazi ve bina, maden suları, memba suları, madenler, taş ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanları, tuzlalar ve bunların mütemmim cüz'üleri ve teferruatı, voli mahalleri ve dalyanlar, gayrimenkul olarak tescil edilen haklar, gemi ve gemi payları ile bilumum motorlu tahmil ve tahliye araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançların değer artış kazancı sayılabilmesi için bir bedel karşılığında edinilmiş olması, edinme tarihinden itibaren dört yıl içinde elden çıkarılması, ayrıca sayılan bu mal ve hakların kişisel servete dahil olması gerekmektedir. Ticari servete dahil olanlar bu madde kapsamı dışındadır. 01.09.1986 tarihinde veraset yoluyla iktisap olunan (...) İlçesi (...) Mahallesi, 186 ada 38 parselde kayıtlı bulunan 1122,65 m2 arsanın, 04.06.1997 tarihinde ifraza tabi tutulduğu, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca söz konusu arsa üzerine inşa olunan binadan hissesine düşen bağımsız bölümler için davacı lehine kat irtifakı kurulduğu bu bağımsız bölümlerin tamamının inşaat bitmeden 1999 yılında satıldığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır. Kanunda; ivazsız (karşılıksız) edinilenler hariç edinme şekli ne olursa olsun gayrimenkul ve benzeri nitelikteki mal ve hakların elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar değer artış kazancı kapsamına alınmıştır. Davacının ivazsız iktisap ettiği arsanın belli bir payının mülkiyetini müteahhide devretmesi karşılığında aldığı daire ve dükkanlar, 1986 yılında veraseten intikal eden arsadan başka ve yeni bir edinimdir. Böyle bir ivaz karşılığında edinilen bağımsız bölümlerin kat irtifakı kurularak, dört yıl içinde ticari amaç olmaksızın elden çıkarılmış olması nedeniyle sağlanan gelirin değer artış kazancı olarak vergilendirilmesine ilişkin tüm koşullar gerçekleştiğinden vergilendirmeye esas alınan matrahın hukuka uygun olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, tarhiyatın kaldırılması yolundaki vergi mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile (...) Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına, oyçokluğuyla karar verildi (*). (*) KARŞI OY: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenen vergi mahkemesi kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında istemin kabulünü gerektirecek durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.