Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu
84 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin 'Özel Esaslar' başlıklı 11. bölümde yer alan 'Haklarında Sahte veya Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belge (SMİYB) düzenleme raporu bulunan mükelleflerin kurdukları veya ortak oldukları şirketlerin iade taleplerine' ilişkin 2.1.3 no.lu maddesi ile IV. Bölümün 'Yürürlük' başlıklı maddesinin 3.1. işaretli paragrafının iptali istemiyle incelenmeksizin reddinde hukuka uygunluk yoktur. İstemin Özeti: 84 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin 'Özel Esaslar' başlıklı II. Bölümünde yer alan 'Haklarında sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge (SMİYB) düzenleme raporu bulunan mükelleflerin ortakları veya bu mükelleflerin kurdukları veya ortak oldukları şirketlerin iade talepleri'ne ilişkin 2.1.3 no.lu maddesi ile IV. Bölümün 'Yürürlük' başlıklı maddesinin 3.1. fıkrasının iptali istemiyle dava açılmıştır. Danıştay Yedinci Dairesi; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2,14 ve 15. maddeleri uyarınca, iptal davası açılabilmesi için davacının medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmasının yeterli olmadığı, ayrıca , iptali istenilen idari işlemin davacının güncel, doğrudan ve kişisel menfaatini ihlal etmesi gerektiği, davacı şirket tarafından 84 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin iptali istenilen II. bölümün 2.1.3 no.lu maddesinde, haklarında sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediği konusunda rapor bulunan mükelleflerle ilgili olarak yapılan düzenlemelerin, bu mükelleflerin raporun ait olduğu vergilendirme dönemindeki ortakları ve kanuni temsilcileri ile bunların kurdukları veya ortak oldukları şirketler bakımından da geçerli olduğu, kooperatifler ve sermaye şirketlerinde bu hükmün, bunların kanuni temsilcileri ile sadece sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlenmesine neden olan ortakları ve bunların kurdukları veya ortak oldukları şirketler hakkında uygulanacağının belirtildiği, IV. Bölümün 3.1 no.lu maddesinde ise, bu tebliğ hükümlerinin henüz sonuçlanmamış veya incelenmesi (YMM raporu dahil) devam eden iade taleplerine de uygulanmak üzere 01.12.2001 tarihinde yürürlüğe gireceğinin belirtildiği, olayda davacı şirket tarafından, herhangi bir iade talebinde bulunulmadan, iade talebinin reddine ilişkin olarak herhangi bir işlem tesis edilmeden, düzenleyici işlemin iptali istemiyle bu davanın açıldığı, yine davalı idarenin savunmasında davacı şirket hakkında iptali istenilen tebliğdeki düzenlemelere dayalı olarak bir işlem tesis edildiği yolunda herhangi bir açıklamada bulunulmadığı anlaşıldığından davacı şirketin ileride vukuu muhtemel bir menfaat ihlalinden söz ederek, davaya konu tebliğ hükmünün iptalini istemesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar vermiştir. Karar yükümlü şirket tarafından temyiz edilmiş ve tebliğin ekonomik engel getirdiği, tebliğin iptalini istemekle şahsi, meşru ve aktüel menfaatlerinin bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir. Karar: Uyuşmazlık; 84 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin 'Özel Esaslar' başlıklı II. bölümünde yer alan 'Haklarında Sahte veya Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belge (SMİYB) Düzenleme Raporu Bulunan Mükelleflerin Kurdukları veya Ortak Oldukları Şirketlerin İade Talepleri'ne ilişkin 2.1.3 işaretli kısmıyla, IV. bölümünün 'Yürürlük' başlıklı kısmının 3.1 işaretli paragrafının iptali istemiyle açılan davanın incelenmeksizin reddi yolundaki Danıştay Yedinci Daire kararının temyizen incelenerek bozulması istemine ilişkindir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır. Anılan Yasa hükmüne ve idare hukukunun genel ilkelerine göre, iptal davası açılabilmesi için gerçek ya da tüzel kişiler ile dava konusu edilen işlem arasında makul ve ciddi bir ilişkinin, diğer bir değişle menfaat bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. 84 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin iptali istenen 2.1.3. no.lu kısmında haklarında sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediği konusunda rapor bulunan mükelleflerle ilgili olarak bu Tebliğ ile yapılan düzenlemelerin, bu mükelleflerin raporun ait olduğu vergilendirme dönemindeki ortakları ve kanuni temsilcileri ile bunların kurdukları veya ortak oldukları şirketler bakımından da geçerli olduğu, kooperatifler ve sermaye şirketlerinde bu hükmün bunların kanuni temsilcileri ile sadece SMYİB düzenlenmesine neden olan ortakları ve bunların kurdukları veya ortak oldukları şirketleri hakkında uygulanacağı, 3. Yürürlük başlıklı bölümün 3.1 işaretli kısmında da, bu tebliğ hükümlerinin henüz sonuçlanmamış veya incelenmesi (YMM raporu dahil) devam eden iade taleplerine de uygulanmak üzere 01.12.2001 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir. Davacı şirket, ortağı ve yönetim kurulu başkanının (...)Giyim Sanayi Anonim Şirketinde 19961997 yıllarında yönetim kurulu üyeliği yaptığını, anılan kuruluş hakkında 1996 yılında yanıltıcı ihracat faturaları düzenleyerek haksız katma değer vergisi iadesi aldıkları yolunda katma değer vergisi iade raporları ile vergi tekniği raporları bulunduğunu, tebliğin iptali istenilen 2.1.3 işaretli kısmında yer alan düzenleme gereği anılan tebliğin sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya kullanma fiili ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunan mükelleflerin nakden veya mahsuben iade taleplerinin bu bölümdeki özel esaslara göre yerine getirileceğinin belirtildiği, bu bölümün 2.2.1 kısmında da, haklarında sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma raporu bulunan mükelleflerin raporun vergi dairesine intikal ettiği tarihten sonraki ve bu tarihe kadar henüz sonuçlandırılmamış nakden veya mahsuben iade taleplerinin dört kat teminat karşılığında, teminat gösterilmemesi halinde münhasıran vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirileceğinin öngörülmesi karşısında, iade taleplerinin yerine getirilmesi sırasında dört kat teminat istemesinin büyük mali külfetlere neden olacağını, tebliğin yürürlüğünün geçmişe de yönelik olması nedeniyle yıllar önceki bir yöneticilik dolayısıyla geriye dönük hak ihlaline yol açıldığını iddia etmektedir. Halen faaliyette olan ve indirimlerle giderilemeyen katma değer vergisi iade alacağı bulunduğu anlaşılan davacı kurumun iade talebinin teminat karşılığı veya vergi incelme raporu sonucuna göre yerine getirileceği, bunun da davacı açısından önemli bir mali külfete neden olacağı, öte yandan davacı kurum tarafından bir finansman kaynağı gibi kullanıldığı ileri sürülen katma değer vergi iadesinin salt bu nedenle gecikmesinin maddi kayıp yaratacağı dikkate alındığında, Davacının iptalini istediği idari işlemle doğrudan, kişisel ve güncel menfaat ilgisinin bulunduğunun kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu durumda davanın esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken incelenmeksizin reddi yolundaki kararda hukuka uygunluk bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Danıştay Yedinci Dairesinin kararının bozulmasına, oyçokluğu ile karar verildi. (*) (*) KARŞI OY : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği karara katılmıyoruz