Danıştay Üçüncü Daire
Defter ve kayıtlara ihticaca salih bulunmayan kurum adına, temsilcinin anlatımını içeren tutanak delil kabul edilerek ve tamamen tutanaktaki ifadeler doğrultusunda matrah farkı hesaplanmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır. İstemin Özeti: 1997 yılı işlemlerinin incelenmesi sırasında kurum yetkilisinin enflasyondan dolayı tüm nakit paraların genellikle Alman Markına çevrildiği, tamamı Holdinge ait olmayan kayıtlı genel yönetim giderlerinden bağlı ortaklık ve iştiraklerine pay verilmediği yolundaki ifadesine dayanılarak kasa hesabında işlem gören tüm nakit giriş ve çıkışların işlem tarihindeki T.C. Merkez Bankası döviz kurundan Alman Markına çevrilmesi suretiyle yıl sonunda olması gereken döviz miktarının değerlenmeye tabi tutulması, genel yönetim giderlerinin sermaye payları oranında iştiraklere dağıtılması sonucu bulunan matrah üzerinden davacı adına re'sen salınan ağır kusur cezalı kurumlar vergisi, fon payı ve geçici vergi ile kesilen özel usulsüzlük cezasını; 213 sayılı Vergi Usulü Kanunu'nun 280. maddesine göre iktisadi işletmeye dahi olan yabancı paralar ve bu paralarla ifade edilen senetli ve senetsiz alacak ve borçların dönem sonunda değerlenmeye tabi tutulması gerektiği, kuruluş sermayesi de dahil olmak üzere bankalar ve finans kuruluşları vasıtasıyla kasaya giren Türk Lirası cinsinden tüm nakitlerin Alman Markına çevrildiği yolunda somut deliller bulunmadan, sadece kurum yetkilisinin ifadesine dayanılarak kur farkı hesaplanmasında ve giderlerin bir kısmının kabul edilmemesinde yasaya uygunluk görülmediği, kayıtlardaki eksiklerin giderilmesi için süre verilmediğinden özel usulsüzlük cezası da kesilemeyeceği gerekçesiyle kaldırılan (...) Vergi Mahkemesinin kararının; vergi inceleme raporuna dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: 1997 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu genellikle Alman Markı olarak tuttuğu nakit parasını değerlemeye tabi tutmadığı, genel yönetim giderlerinden bağlı ortaklık iştiraklerine pay vermediği görüşüyle davacı adına yapılan cezalı tarhiyatı kaldıran vergi mahkemesi kararı temyiz edilmiştir. 213 sayılı Vergi Usulü Kanunu'nun 134. maddesinde vergi incelemelerinin amacının; ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması tespit edilmesi ve sağlanması olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu amaç vergilemede vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin ortaya çıkarılması ile sağlanır. Kanun'un 3. maddesine göre vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemelerin mahiyeti yemin hariç her tür dille ispatlanabilir. Vergi Usul Kanunu'nun 140 ve 141. maddesiyle; inceleme sırasında gerçek görülen maddi olaylar ve hesap durumlarının, belgelendiği, ilgililerin varsa itiraz ve açıklamalarının geçirildiği, birer nüshalarının nezrinde inceleme yapılan kimseye bırakılmasının mecburi olduğu kurala bağlanan tutanaklar, vergi incelemesinde delil olarak kullanılabilen ölçütler arasında yer almıştır. Davacı nezdinde yapılan inceleme ile 1997 yılında çeşitli banka ve finans kurumlarına yatırılan ve çekilen paraların kanuni defterlere kaydedilmediği 10.09.199731.12.1997 tarihleri arasında kasa hesabının önemli miktarlara varacak kadar alacaklı bakiye vermesi sonucunu doğuracak kayıtlar yapıldığı, holdingle ilgisi bulunmayan giderlerin kurum kazancından indirildiği saptanmış, defter ve kayıtlarına göre 31.12.1997 tarihinde yapılmış görülen sermaye taahhüdünün gerçekte 09.09.1997 tarihinde yerine getirildiği, banka hesabı, kasa hesabı gibi kullanılarak, bankadaki hesap hareketlerinin kasa hesabı içinde yer aldığı enflasyon nedeniyle nakit paralarını hiçbir zaman Türk parası olarak tutmayıp genellikle Alman Markına çevirdikleri, bağlı ortaklıklara ait giderlerin yanlışlıklı Holdingi adına fatura edildiği, sonraki yıllarda Holdinglere ve bağlı ortaklıklara ait giderlerin ayrıştırıldığı, bu giderlerin sermaye payları oranında bütün iştiraklerine dağıtılması gerektiğinde bu itirazları bulunmadığı yolundaki kurum yetkilisinin ifadesi tutanağa alınarak söz konusu tutanak ihtirazi kayıt konulmadan imzalanmış olup defter kayıtları ihticaca salih bulunmayan kurum adına temsilcisinin anlatımını içeren tutanak delil kabul edilerek ve tamamen tutanaktaki ifadeler doğrultusunda matrah farkı hesaplanmasında yasaya aykırılık bulunmadığından yazılı gerekçeyle verilen Vergi Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, oybirliği ile karar verildi.