Dairesi
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU E. 2002/602
Karar No
2003/312
Esas No
2002/602
Karar Tarihi
16-05-2003

T.C.

DANIŞTAY

VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU

o VERGİ ZİYAI CEZASI (Muhtasar Beyannamenin Süresinde Verilmemesi Nedeniyle Doğan Vergi Kaybı/Hukuka Uygunluğu - Eylem Tarihinde Yürürlükte Bulunmayan Kurala Dayanılamayacağı)

o MUHTASAR BEYANNAMENİN SÜRESİNDE VERİLMEMESİ (Vergi Ziyaı Cezasının Hukuka Uygunluğu - Eylem Tarihinde Yürürlükte Bulunmayan Kurala Dayanılarak Ceza Verilemeyeceği)

o VERGİ CEZALARI (Eylem Tarihinde Yürürlükte Bulunmayan Kurala Dayanılarak Ceza Verilemeyeceği)

193

Özet : Yürürlükten kaldırılan ve eylem tarihinde yürürlükte bulunmayan kurala dayanılarak vergi ziyaı cezasının kusura çevrilmesi yolunda verilen kararda hukuka uygunluk yoktur.

Nisan 1999'da verilmesi gereken muhtasar beyannamenin süresinde verilmemesi nedeniyle doğan vergi kaybına eylem tarihi 1999 olduğundan, vergi ziyaı cezası kesilmesi doğrudur.

İstemin Özeti : 1998 yılı kurumlar vergisi beyannamesi ile Nisan 1999 dönemi muhtasar beyannamesini vermeyen davacı adına resen salınan kurumlar vergisi matrahı esas alınarak 1999 yılı Nisan dönemi için vergi ziyaı cezalı gelir (stopaj) vergisi salınmıştır.

Trabzon Vergi Mahkemesi 17.12.1999 günlü ve E: 1999/363, K: 1999/489 sayılı kararıyla; vergi aslı yönünden davayı reddetmiş, cezayı kusura çevirmiştir.

Vergi dairesi müdürlüğünün cezaya yönelik temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi 19.6.2002 günlü ve E: 2000/1247, K: 2002/2493 sayılı kararıyla; vergi tevkifatının 193 sayılı Gelir Vergi Kanununun 98 inci maddesine göre muhtasar beyanname ile bildirilmesi gerektiği, 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 344 üncü maddesinin 1.1.1999 tarihinde yürürlüğe giren 4369 sayılı Yasayla değiştirildiği, aynı Yasanın 82 nci maddesinin 1 inci fıkrasının (b) bendi uyarınca, 1.1.1999 tarihinden itibaren kaçakçılık, ağır kusur ve kusur cezalarına ilişkin hükümlerin yürürlükten kaldırıldığı, dava konusu gelir (stopaj) vergisi 1998 yılı için salınan kurumlar vergisi matrahı üzerinden hesaplanmış ise de, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesine göre bu farkın Nisan 1999 ayında verilmesi gereken muhtasar beyanname ile bildirilmesi gerektiğinden, vergi kaybına yol açan eylemin Nisan 1999'da oluştuğu, bu dönemde oluşan vergi kaybı nedeniyle 213 sayılı Yasanın 4369 sayılı Yasayla değişik 344 üncü maddesine göre vergi ziyaı cezası kesilmesi gerektiği, 1.1.1999 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılan ve eylem tarihinde yürürlükte bulunmayan kurala dayanılarak vergi ziyaı cezasının kusura çevrilmesi yolunda verilen kararda hukuka uygunluk görülmediği, gerekçesiyle kararı cezaya ilişkin hüküm fıkrası yönünden bozmuştur.

Bozma kararına uymayan Trabzon Vergi Mahkemesi 30.9.2002 günlü ve E: 2002/358, K: 2002/351 sayılı kararıyla; kanunların geriye yürümezliği ilkesinin, bir hukuki eylem yada davranışın bu hukuki ilişkinin vuku bulduğu yada meydana geldiği dönemdeki kanun hükümlerine tabi olmayı gerektirdiği, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu dönemde yürürlükte olmayan bir kanuna dayanılarak vergi yükünün artırılmasına imkan bulunmadığı, 1998 yılı kurum kazancı üzerinden hesaplanarak Nisan 1999 döneminde beyan edilmeyen vergiye vergi ziyaı cezası uygulanmışsa da, 1.1.1999 tarihinde yürürlüğe giren 4369 sayılı Yasayla kaçakçılık, ağır kusur ve kusur cezasına ilişkin hükümlerin yürürlükten kaldırıldığı, 1998 takvim yılı kurumlar vergisi matrahı üzerinden Nisan 1999 döneminde muhtasar beyanname verilmesi gerekmekle birlikte, vergi kaybına yol açan eylemin oluştuğu tarihten itibaren gecikme zammı uygulanmak suretiyle idarenin kaybının giderildiği, gerekçesiyle kararında direnmiştir.

Direnme kararı vergi dairesi müdürlüğünce temyiz edilmiş ve olay tarihinde yürürlükte olan kural uyarınca yapılan tarhiyata vergi ziyaı cezası kesilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Ali Alpan'ın Düşüncesi: Beyanname verme eyleminin gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan Yasa kuralı uyarınca davalı adına salınan vergiye vergi ziyaı cezası uygulanmasında kanuna aykırılık bulunmamaktadır.

Bu nedenle temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Sefer Yıldırım'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

1999 yılına ilişkin muhtasar beyannamesini vermeyen davacı adına salınan vergi ziyaı cezalı gelir (stopaj) vergisine karşı açılan davada cezanın kusura çevrilmesi yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararı vergi dairesince temyiz edilmiştir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 98 inci maddesinin birinci fıkrasında, 94 üncü madde gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın 20 nci günü akşamına kadar ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine muhtasar beyanname ile bildirmeye mecbur oldukları kurala bağlanmıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 341 inci maddesinde, vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesi şeklinde tanımlanmış, Yasanın, 1.1.1999 tarihinde yürürlüğe giren 4369 sayılı yasanın 11 inci maddesiyle değişik 344 üncü maddesiyle vergi ziyaı suçu ve cezası getirilmiş, aynı yasanın 82 nci maddesinin 1/b bendiyle 1.1.1999 tarihinden itibaren kaçakçılık, ağır kusur ve kusur cezasına ilişkin hükümler yürürlükten kaldırılmıştır.

Tevkifat yapmak zorunda olanların tevkif ettikleri vergileri muhtasar beyanname ile beyan etmemeleri verginin zamanında tahakkukunu engelleyeceğinden doğan vergi kaybı için ceza kesilmesi Yasa gereğidir.

Olayda, 1998 yılı kurumlar vergisi ve 1999 yılının Nisan ayında verilmesi gereken muhtasar beyannamesini vermeyen davacı adına, takdir komisyonu kararına dayanılarak salınan kurumlar vergisi matrahı esas alınmak suretiyle vergi ziyaı cezalı gelir (stopaj) vergisi salınmıştır.

Vergi tahakkukunun beyanla gerçekleşeceği dikkate alındığında vergi kaybı, 1999 yılının Nisan ayında muhtasar beyanname verilmemesi suretiyle doğmuştur. Gelir stopaj vergisinin, 1998 yılı için salınan kurumlar vergisi matrahı üzerinden hesaplanmış olması, eylem tarihini değiştirmeyeceğinden, bu tarihte yürürlükte bulunmayan kurala dayanarak, kesilen vergi ziyaı cezasının kusura çevrilmesi hukuka uygun bulunmamaktadır.

SONUÇ : Bu nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne Trabzon Vergi Mahkemesinin 30.9.2002 günlü ve E: 2002/358, K: 2002/351 sayılı ısrar kararının bozulmasına yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına 16.5.2003 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karar katılmıyoruz.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı