Dairesi
İnceleme elemanına ibraz edilmeyip mahkemeye sunulan defter ve belgeler üzerinde davalı vergi idaresince inceleme yapılmasına imkan sağlanıp sonucu alındıktan sonra uyuşmazlığın karara bağlanması gerekirken mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığ
Karar No
2003/287
Esas No
2002/559
Karar Tarihi
16-05-2003
Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu

İnceleme elemanına ibraz edilmeyip mahkemeye sunulan defter ve belgeler üzerinde davalı vergi idaresince inceleme yapılmasına imkan sağlanıp sonucu alındıktan sonra uyuşmazlığın karara bağlanması gerekirken mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı. İstemin Özeti: Davacının, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek adına 1995 yılının Ekim dönemi için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır. (...) Vergi Mahkemesi; tarhiyatı kaldırmıştır. Temyiz istemini inceleyen Danıştay 7. Dairesi; vergi incelemesi yapmaya yetkili denetim elemanına ibraz edilmediği için, biçimselliğinin gerçek mahiyetle uyumlu olup olmadığı tespit edilemeyen defter ve belgelerin, çıkan uyuşmazlık dolayısıyla açılan idari davada, karşıt inceleme yetkisi bulunmayan idari yargı yerince, davacı lehine verilecek karara dayanak alınmasının vergilemede esas olan ’gerçek maliyet’in biçimselliğe feda edilmesi anlamına geleceği, vergiyle ilgili muamelelerin gerçek mahiyetlerini vergi idaresinin denetiminden kaçırmayı düşünen vergi mükelleflerinin, bunu sağlamak amacıyla, defter ve belgelerini inceleme elemanı yerine yargı yerlerine ibrazını yeğlemelerine yol açılabilecek böyle bir anlayışa Kanun Koyucunun izin verdiğinin düşünülemeyeceği, inceleme elamanına ibraz edilmeyen defter ve belgelerin gerçek mahiyete uygunluğu saptanmadan bilirkişi raporunun yargı kararına esas alınmasının hukuka aykırı olduğu, davada, mahkemece biçimsel kurallara uygun ve gerçek mahiyette olup olmadıklarının saptanması amacıyla, dava aşamasında sunulan defter ve mal alışına ilişkin fatura ve benzeri belgeler üzerinde davalı vergi dairesince inceleme yapılmasına olanak sağlanması ve bu incelemenin sonuçlandırılmasından sonra uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerektiğinden, dava hakkında bu yapılmadan hüküm tesisinde isabet görülmediği, gerekçesiyle kararı bozmuştur. Bozma kararına uymayan (...) Vergi Mahkemesi; mükellefçe defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesinin resen takdir nedeni olduğu, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda beyannamelerde indirim konusu yapılan katma değer vergisinin defter kayıtları ile uyumlu olduğunun görüldüğü, bu durumda yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı, gerekçesiyle kararında direnmiştir. Direnme kararı vergi dairesince temyiz edilmiş ve defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen davacı adına yapılan tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir. Karar: Defter ve belge isteme yazısının tebliğine rağmen davacı tarafından ibraz edilmemesi üzerine düzenlenen vergi inceleme raporu ile, ilgili dönemde yüklenilen katma değer vergilerinin indirim konusu yapılamayacağı belirtilerek, davacı adına katma değer vergi salınması ve kaçakçılık cezası kesilmesinin önerildiği; yapılan tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davada, vergi mahkemesince; kendisine ibraz olunan defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle, yükümlünün ihtilaflı döneme ilişkin vermiş olduğu katma değer vergisi beyannamesinde indirim konusu yaptığı katma değer vergilerini gerçekten yüklendiği ve indirim konusu yapmaya hak kazandığından bahisle tarhiyatın kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Türk vergi sisteminde vergiyi doğuran olay ve hukuki durumlarla ilgili her türlü muamelenin prensip olarak belgeye bağlanması kabul edilmiştir. Belge ve kayıt düzeni adı verilen bu esas, mükellef yönünden; vergi idaresine, ortaklarına, üçüncü kişilere karşı olayları tevsik etmek, vergi idaresi açısından ise; vergi kanunlarının etkin bir biçimde uygulanmasını temin ve mükelleflerin faaliyetlerinin denetlenmesi, incelenmesi ve tespitinin sağlanması açısından önem taşımaktadır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun belge düzenine ilişkin hükümleriyle ve Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 54. maddesinde bu vergiye ilişkin olarak yapılan düzenlemelerle vergi sistemimizdeki bu amacın sağlanmasına çalışılmıştır. Usulüne uygun olarak düzenlenen belge ve kayıtlarla tevsik edilen hukuki muamelelerin vergilendirmeye esasa alınabilmesi için biçimsel uygunluk yeterli olmayıp, bu hukuki muamelelerin gerçek durumu yansıtıyor olması da gereklidir. Vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin ortaya çıkarılması ise, Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin ’İspat’ başlıklı B fıkrasında öngörülen ilkelere göre vergi idaresine aittir. Vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin belirlenmesi, defter ve belgelerin istenildiğinde vergi idaresinin denetim ve incelemesine sunulması ve usulüne uygun belgelerle tevsik edilen hukuki durumlar ilgili muamelelerin karşı tarafı nezdinde inceleme ve araştırma yapılması ile mümkündür. Bu amaçla Vergi Usul Kanunu’nun 256. maddesinde mükelleflere ve vergiyi doğuran olayla ilişkisi olan gerçek ve tüzel kişilere muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, belge ve karneleri ile bilgilere ilişkin kayıtların, muhafaza süresi içinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz zorunluluğu getirilmiş, vergi incelemeleri başlıklı 134 ve devamı maddelerinde de, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak için vergi idaresine, mükellefler ve onlarla hukuki ilişkide bulunan kişi ve kuruluşlar nezdinde inceleme yapma yetkisi tanınmıştır. Biçimsel kurallara uygun olarak düzenlenen belgelerin, olayın gerçek mahiyetine de uygunluğunun belirlenmesi bu yetkinin kullanılmasıyla mümkündür. Söz konusu belgeler bu takdirde vergilemeye esas alınabilir. Bunun için de anılan kayıt ve belgelerin, vergi idaresine veya karşıt incelemeye yetkili elemanına ibrazı gerekmektedir. Usulüne uygun olarak verilen süre içinde, haklı mazeret olmaksızın, defter ve belgelerin ibrazından kaçınılması, vergi idaresinin denetimi ile karşıt inceleme sonucu gerçek durumun ortaya çıkmasının engellendiğinin amaçlandığı anlamını taşımaktadır. Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinin 2. fıkrasının 3. bendinde, bu Kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsinin veya bir kısmının vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemesinin vergi matrahının resen takdirini gerektiren hallerden biri olarak sayılmasının nedeni de budur. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 2. fıkrası gereğince, vergi mahkemeleri, vergi idaresine ait vergi incelemesi ve karşıt inceleme yapma yetkisinin kullanılışının hukuka uygunluğunu denetlemekle görevlidirler. Vergi idaresinin yerine geçerek vergi incelemesi ve karşıt inceleme yoluyla defter kayıtlarının ve bu kayıtların dayanağı olan belgelerin gerçek duruma uygunluğunu araştıramayacakları tabiidir. Bu bakımdan mahkemece, davacının inceleme elemanına ibraz etmeyip mahkemeye sunduğu defter ve belgeler üzerinde, davalı vergi idaresince inceleme yapılmasına imkan sağlanması ve bu incelemenin sonucu alındıktan sonra uyuşmazlığın karara bağlanması gerekirken, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tarhiyatın terkini yolunda verilen karar hukuka uygun bulunmamıştır. Bu nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, (...) Vergi Mahkemesinin ısrar kararının bozulmasına, oyçokluğu ile karar verildi.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı