Dairesi
Noter satış sözleşmesi ortada iken, bu belgenin sahteliği ya da aracın sözleşmede yazılı bedelin üstünde satıldığı yolunda gerçeği yansıtan olgular bulunmadan kasko bedelinin altında satış yapılmış olmasının, başlıbaşına resen takdir nedeni olarak kabul edilemeyeceği, aracı satın alan nezdinde araşt
Karar No
2003/17
Esas No
2002/368
Karar Tarihi
31-01-2003

Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu 

Noter satış sözleşmesi ortada iken, bu belgenin sahteliği ya da aracın sözleşmede yazılı bedelin üstünde satıldığı yolunda gerçeği yansıtan olgular bulunmadan kasko bedelinin altında satış yapılmış olmasının, başlıbaşına resen takdir nedeni olarak kabul edilemeyeceği, aracı satın alan nezdinde araştırma yapılması, bu kişi ile yükümlü arasında satış bedeli dışında bir nakit hareketi varsa bunun tespit edilmesi gibi yöntemlerle aracın gerçek satış bedelinin saptanması gerekir. İstemin Özeti: Yükümlünün satışını yaptığı aracın satış bedelinin düşük gösterilmesi nedeniyle; takdir komisyonunca takdir edilen bedelle kayıtlı satış bedeli arasındaki fark üzerinden adına 1997 yılı için ağır kusur cezalı gelir vergisi salınmış, fon payı hesaplanıp ağır kusur cezası kesilmiştir. (...) Vergi Mahkemesi; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 43. maddesindeki hükümler birlikte değerlendirildiğinde, alım satıma konu olan motorlu kara taşıtlarının vergilemeye esas satış bedellerinin emsaline göre düşük bulunması halinde satış bedelinin takdiri sırasında, bilirkişi incelemesi, ilgili meslek odalarından alınacak bilgiler ve aracın kasko sigortasına esas bedelinden yararlanılabileceği sonucuna varıldığı, mahkemelerine (...) Odası Başkanlığınca bildirilen, aracın satış tarihi itibarıyla emsal bedeli, idarenin takdir ettiği değerin üzerinde olduğundan, resen salınan gelir vergisinin hukuka uygun olduğu, olaya kusur cezası uygulanması gerektiği, ikmalen ve resen tarhiyatlarda fon payı hesaplanamayacağı gerekçesiyle vergi aslına yönelik davayı reddetmiş, ağır kusur cezasının kusur cezasına çevrilmesine, fon payı ve cezasının kaldırılmasına karar vermiştir. Tarafların temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi; olayda yükümlünün sahibi bulunduğu ve noter satış senedi ile satışını yaptığı aracın satış bedelinin düşük bulunması nedeniyle takdir komisyonuna başvurulduğu, matrah takdirinin kasko bedelinden hareketle tespit edildiğinin anlaşıldığı, noter satış sözleşmesi ortada iken, bu belgenin sahteliği ya da aracın sözleşmede yazılı bedelin üstünde satıldığı yolunda gerçeği yansıtan olgular bulunmadan kasko bedelinin altında satış yapılmış olmasının, başlıbaşına resen takdir nedeni olarak kabul edilemeyeceği, aracı satın alan nezdinde araştırma yapılması, bu kişi ile yükümlü arasında satış bedeli dışında bir nakit hareketi varsa bunun tespit edilmesi gibi yöntemlerle aracın gerçek satış bedelinin saptanması gerekirken, bu araştırmalar yapılmadan satışa konu aracın, satış bedelinin tespitine dair mahkeme kararında isabet görülmediği gerekçesiyle davacının temyiz istemini kabul ederek mahkeme kararını bozmuş, davalı idare temyiz istemini ise reddetmiştir. Bozma kararına uymayan (...)Vergi Mahkemesi; ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca ısrar etmiştir. Israr kararı yükümlü tarafından, aracın gerçek satış bedelinin faturaya yazılıp beyan edildiği, eksik incelemeye dayalı tarhiyatın kaldırılması gerektiği, vergi dairesi tarafından ise, kesilen ceza ve hesaplanan fon payında yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek temyiz edilmiştir. Karar: Vergi mahkemesi kararına karşı vergi dairesi müdürlüğü temyiz başvurusunun Danıştay Dördüncü Dairesince reddedilmesi ve karar düzeltme isteminin de yine aynı Dairece reddedilmiş olması karşısında söz konusu hüküm fıkraları kesinleşmiş olduğundan, aynı kararın diğer yan aleyhine olan hüküm fıkrasının bozulmasından sonra verilen ısrar kararının varlığı, idare yönünden kesinleşen hüküm fıkrasının yeniden temyiz incelemesine tabi tutulmasına imkan vermeyeceğinden, vergi dairesi müdürlüğü temyiz isteminin incelenmesine olanak bulunmamaktadır. Yükümlü temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ise bozulması istenilen kararın dayandığı hukuki nedenler ve gerekçe karşısında yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenlerle yükümlü temyiz isteminin reddine oyçokluğu ile, vergi dairesi müdürlüğü temyiz isteminin incelenmeksizin reddine oybirliği ile, karar verildi.(*) (*) KARŞI OY : Israr kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan kararın yükümlü temyiz isteminin reddi yolundaki hükmüne katılmıyoruz.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı