Dairesi
Limited şirketteki payını devreden müdürün, limited şirketi temsile yetkili olmadığı, bu kişi tarafından açılan davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği.
Karar No
2002/444
Esas No
2002/361
Karar Tarihi
29-11-2002

Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu

Limited şirketteki payını devreden müdürün, limited şirketi temsile yetkili olmadığı, bu kişi tarafından açılan davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği. İstemin Özeti: Yükümlü şirketin 1997 yılında yaptığı mal ve hizmet alımlarını içeriği itibariyle yanıltıcı faturalarla belgelendirdiği tespit edilerek adına Haziran dönemi için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır. (...) Vergi Mahkemesi kararı ile tarhiyatı kaldırmıştır. Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi kararıyla; (...) Turizm Seyahat İnşaat Nakliyat Limited Şirketinin düzenlediği faturalar ile ilgili olarak başka bir vergi denetmeni tarafından matrah hesaplandığından mahkeme kararının bu şirketle ilgili hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemini reddetmiştir. 10.07.1996 tarihinde yapılan yoklamada davacı şirketin işyeri olarak gösterdiği adreste bulunamaması üzerine, şirket ortağı (...)'ın hissesini devir alan ve köy adresinde bulunan (...)'ın şirketin ortağı olarak ifadesine başvurduğu ve bu kişinin ibraz ettiği yevmiye defterinin incelendiği; yani davacı şirket adına katma değer vergisi tarh edilmesi ve kaçakçılık cezası kesilmesi işleminin, sadece (...)'ın ifadesine dayandırılmadığının dosyanın incelenmesinden anlaşıldığı, inceleme raporu ve eklerinin incelenmesinden, (...) Petrol Ürünleri Ticaret ve Sanayi Limited Şirketinin işyeri olarak gösterdiği adresin, (...)'in ikametgah adresi olduğu, defter ve belgelerin ibrazına ilişkin yazının tebliğ edilemediği, 1997 yılı için kurumlar vergisi beyannamesi verilmediği, 1996 yılı için verilen kurumlar vergisi beyannamesine ekli kurum kârlılığına ilişkin bilgi formunda yıl içi satış toplamı 57.342.088 lira olarak gösterilmesine rağmen, katma değer vergisi beyannamesinde yıllık hasılat toplamının 57.342.088.280 lira olarak gösterildiği hususlarının tespitli olduğunun anlaşıldığı ve bütün bu tespitlerden, davacı şirkete düzenlenen faturaların sahte veya içeriği itibariyle yanıltıcı olduğu, herhangi bir mal alımına dayanmadığı, bir başka deyişle, faturalarda yeralan katma değer vergisinin Hazineye intikal etmediği sonucuna varıldığı, bu itibarla, davacı şirketin (...) Petrol Ürünleri Ticaret ve Sanayi Limited Şirketinden temin ettiği faturalarda yazılı katma değer vergilerinin indiriminin kabul edilmemesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, mahkeme kararının aksi yolda verilen hüküm fıkrasında isabet görülmediği gerekçesiyle kararın (...) Limited Şirketi ile ilgili hüküm fıkrasını bozmuştur. Bozma kararı üzerine (...) Vergi Mahkemesi; cezalı tarhiyatın dayanağı olan inceleme raporunda davacı şirketin ihtilaflı dönemde mal ve hizmet teslimi olmaksızın % 2 komisyon karşılığında fatura düzenlediği ve bu şekilde verilen faturaları dengelemek amacıyla iki firmadan % 1 komisyon karşılığı fatura temin ettiği, elde edilen komisyon kazancını beyan dışı bıraktığı, kayıtlarına intikal ettirdiği sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı faturalarla haksız ve yersiz katma değer vergisi indiriminde bulunduğu sonucuna ulaşılarak cezalı katma değer vergisi tarhiyatı yapıldığı, söz konusu raporda davacı şirketin bu dönemdeki alışlarını sahte faturalarla belgelendirdiği ibaresinin, davacının sahte fatura ticareti yaptığı yönünde bir veri olarak kullanıldığı, sahte alışlarla ilgili faturalarda yeralan katma değer vergisi indiriminin kabul edilmemesi şeklinde bir tarhiyat yapılmadığı, düzenlediği fatura tutarının % 2'si üzerinden hesaplanan katma değer vergisini beyan dışı bıraktığından bahisle beyannamesinde ödenecek katma değer vergileri ile tespit edilen fark üzerinden cezalı katma değer vergisi tarhiyatı yapıldığı anlaşıldığından, (...) Limited Şirketinden aldığı faturaların sahte olup olmadığı konusunda hüküm kurulmasına gerek bulunmadığı, cezalı tarhiyatın dayanağı olan inceleme raporundaki tespitler, şirketin eski ortaklarından olan (...)'ın hissesini devir alan (...)'ın ifadesine dayandırılmış ise de, Ticaret Sicil Memurluğu'ndan alınan yazıda (...) 'nın davacı şirketi temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığı, bu yetkinin (...)'a ait olduğunun belirtildiği, bu durumda, (...)'nın ifadesine göre düzenlenen basit rapor dayanak alınmak suretiyle davacı şirket adına cezalı tarhiyat yapılamayacağı, ayrıca (...)'nın ifadesinin kendi faaliyetine yönelik olduğunun görüldüğü gerekçesiyle ilk kararında ısrar etmiştir. Vergi Dairesi müdürlüğü tarafından cezalı tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek ısrar kararı temyiz edilmiştir. Karar: Yükümlü şirketin 1997 yılında yaptığı mal ve hizmet alımlarını içeriği itibariyle yanıltıcı faturalarla belgelendirdiği tespit edilerek adına salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisini terkin eden vergi mahkemesi ısrar kararı vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Dava dosyasından örneği bulunan ve (...) Noterliğince düzenlenen imza sirkülerinin dayanağı olan ortaklar kurulunun 19.01.1995 tarihli kararıyla (...)'ın bu tarihte şirket ortağı olması nedeniyle müdür seçildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece verilen ara kararına cevaben (...) Ticaret Sicil Memurluğunun gönderdiği yazıdan; davanın açıldığı tarihte şirket ortaklarının (...) ve (...) olduğu, yukarıda sözü edilen 1995 tarihli ortaklar kurulu kararı dışında şirketi müdür sıfatıyla temsile yetkili kılınan başka bir kimsenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Esas mukavele ile değil ortaklar kurulu kararıyla şirketi temsil yetkisi tanınarak müdür olarak atanan bir ortağın, şirketteki paylarının tümünü üçüncü bir kişiye devretmesiyle ortaklık sıfatının sona ermesinden sonra yeni ortaklar tarafından ortaklar dışından müdür olarak atanmadıkça şirketi temsil yetkisinin devam ettiği düşünülemez. (...)'ın şirketteki payını Ticaret Sicilinde de tescil edilen devir senedi ile 27.09.1996 tarihinde (...)'ya devrederek ortaklıktan ayrılması ve yeni ortaklar tarafından müdür olarak görevlendirilmemesi nedeniyle, devir tarihinden sonra davacı şirket kanuni temsilci sıfatıyla temsil etmesi söz konusu değildir. Belirtilen hukuki durum ve mahkemenin ara kararı üzerine Ticaret Sicil Memurluğunca verilen bilgiler karşısında, şirketi temsile yetkisi bulunmayan (...) tarafından açılan davanın ehliyet yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçeyle verilen karar hukuka uygun görülmemiştir. Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile, (...) Vergi Mahkemesinin ısrar kararının bozulmasına, oyçokluğu ile karar verildi. KARŞI OY: Dava ehliyeti; bir gerçek veya tüzel kişinin menfaatini ihlal eden bir işlemin kaldırılmasını ya da yasanın tanıdığı bir hakkın korunmasını yargı yerlerinden isteyebilme yeteneği olup, bir davada davacı veya davalı sıfatıyla taraf olma yeteneğini de kapsamaktadır. Kuruluş işlemleri tamamlanmış ve tasfiye de edilmemiş bir limited şirket, tüzel kişiliğini ilgilendiren herhangi bir hakkının korunmasını yargı yerlerinden isteme yeteneğine sahiptir. Bu nedenle, bir limited şirket tarafından açılan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinin (3/c) fıkrasından dolayı ve 15. maddesinin (1/b) fıkrası gereğince ehliyetsizlik nedeniyle reddelimebilmesi için şirketin, ya hukuken doğmamış olması veya infisah etmiş olması gerekir. Davacı (...) Nakliyat Limited Şirketinin usulüne uygun kurularak ticaret sicilinde tescil edildiği ve faaliyetine devam ettiği, infisah da etmediği dosyadaki ticaret sicil memurluğunun yazısı sabittir. Tüzel kişiler adına açılan davalara ait dilekçelerin yasal temsilcileri tarafından imzalanması Ticaret Kanunu ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu gereğidir. İncelenen dava, (...) Nakliyat Limited Şirketi adına 1997 takvim yılı için yapılan vergilendirmeye karşı açılmış ancak, dava dilekçesi bu şirketin yasal temsilcisi olmadığı belirlenen (...) tarafından imzalanmıştır. Tartışmalı olan davacı limited şirketin dava ehliyeti değil, dava dilekçesini bu şirketin yasal temsilcisi sıfatıyla imzalayan (...)'ın bu sıfatıdır. Kısaca dava, ehliyetli tüzel kişi adına yasal temsilcisi olmayan kişi tarafından açılmıştır. Böyle bir durumda davanın değil, dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği 2577 sayılı Yasanın 15. maddesinin (1/d) bendinde öngörülmüştür. Davacı limited şirket adına aynı nedenle salınan kurumlar vergisine ilişkin Dairemizin kararında da vergi mahkemesi kararı; şirketi temsile yetkili olanlar tarafından düzenlenen dilekçe ile yenilenmesi halinde dava esastan incelenerek sonuçlandırılmak üzere dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği için bozulmuştur. Vergi mahkemesi kararının dava dilekçesi reddedilmek üzere bozulması gerekirken ehliyetli şirket tarafından açılan davaya ait dilekçenin bu şirketi temsile yetkili olmayan kişi tarafından imzalanması halinde da davanın ehliyetsizlik nedeniyle reddi gerektiğinden bahisle bozulması yolundaki karara katılmıyoruz.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı