Danıştay Yedinci Daire
3065 sayılı Kanunun 13. maddesinin (b) bendinde, deniz taşıma araçları için limanlarda verilen hizmetlerin niteliği hususunda bir ayrım yapılmadığından limanlarda yapılan tüm hizmetlerin istisna kapsamında olduğu. İstemin Özeti : Davacı şirket adına, vergi inceleme raporuna dayanılarak 1993 yılının 1 ila 12. dönemleri için salınan kama değer vergisine ve kesilen kaçakçılık cezasına ilişkin işlemleri; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13. maddesinin (b) fıkrası hükmünden, deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetlerin katma değer vergisinden müstesna olduğu; 'hizmet' sözcüğünün geminin kendisine, yolcusuna ve yüküne yapılan hizmetleri kapsadığı; hatta bu hizmetlerin liman ve hava meydanları işletmeleri yanında, diğer gerçek ve tüzel kişiler tarafından da ifa edilmesi hususunun da istisnanın uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği; olayda, davacı Şirketin yaptığı hizmetlerin, 3065 sayılı Kanunun anılan maddesinin kapsamında değerlendirilmesi gerektiği; bu nedenle, vergi inceleme raporuna dayanılarak salınan katma değer vergisi ve kesilen cezada yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden (...) Vergi Mahkemesinin kararının; davacı şirketin faaliyetlerinin bir kısmının 3065 sayılı Kanunun 13. maddesinin (b) fıkrası; bir kısmının ise 16. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi kapsamında olduğu; iade ve istisna kapsamında olan faaliyetlerin, davacının defter kayıtlarında ve katma değer vergisi beyannamelerinde ayırdedilemediği; aynı Kanunun 32. maddesi gereğince iade yapılmasının mümkün olmadığı; tarhiyatın ve kesilen cezanın yasal olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar : Temyiz başvurusu; vapur acenteliği işi ile iştigal eden davacı şirketin, limanlarda deniz taşıma araçlarına verdiği hizmetlerden bir kısmının, istisna kapsamında olup, iade kapsamında olmadığından bahisle, yapılan tarh ve ceza kesme işlemlerini iptal eden Vergi Mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinden; davacı şirketin, deniz taşıma araçlarına verdiği hizmetlerden seyrüsefere ilişkin olanların, 3065 sayılı Kanunun 13. maddesinin (b) fıkrası; yüke ve yolcuya verilen hizmetlerin ise, aynı Kanunun 16. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi kapsamına girdiği halde; bütün faaliyetlerin, Kanunun 13. maddesinin (b) fıkrası kapsamında değerlendirilerek defterlere kaydedildiği; istisna ve iade kapsamında olan faaliyetlerin iç içe olduğu; faturaların, iade ve istisna kapsamındaki faaliyetler ayrılmadan düzenlendiği; inceleme elemanınca da, bunların ayrılmasının mümkün olmadığından, defter kayıtlarının 3065 sayılı Kanunun 54. maddesindeki kayıt düzenine uygun olarak tutulmadığı ve beyannamelerin buna göre verilmediğinden, bu durumda, aynı Kanunun 32. maddesi uyarınca iadesinin mümkün olmadığından bahisle, katma değer vergisi tarhiyatı önerildiği anlaşılmıştır. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13. maddesinin (b) fıkrasında; deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetlerin vergiden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır. Anılan maddenin uygulanması ile ilgili olarak, 15 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin (B) bölümünün 1. fıkrasında ise, sözkonusu istisnanın seyrüsefere ilişkin olmak üzere liman ve hava meydanlarında araçlar için ifa edilen her türlü hizmeti kapsadığı vurgulanmıştır. 3065 sayılı Yasanın 13. maddesinin (b) bendinin amacı, deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetlerin vergi dışı tutulması suretiyle, bu hizmetleri ifa eden kişi ve kuruluşların teşvik edilmesi ve diğer ülkelerle rekabet ortamının sağlanmasıdır. Kanun hükmünden, verilen hizmetin niteliği hususunda bir ayrım yapılmaksızın deniz taşıma araçları için limanlarda yapılan tüm hizmetlerin istisna kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Böyle bir ayrım yapılmasının, kanunun amacına aykırı olacağı da kuşkusuzdur. Bu ayrımın 'İthalat İstisnası' başlıklı 16. maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yeralan düzenlemeye dayanılarak yapılması da olanaklı değildir. Olayda; inceleme elemanının, yüke ve yolcuya verilen hizmetlerden olduğundan bahisle, istisna ve iade kapsamında görmediği, yolcuların ve yükün rıhtımdan gemiye, gemiden rıhtıma taşınması; yükün hazırlanması tartılması, depolanması, gemiye yüklenmesi ve gemiden boşaltılması; liman içi yük nakli, yükün gemiye yerleştirilmesi ve boşaltılmasına nezaret edilmesi; maçuna hizmetleri, yolcuya ve yüke ilişkin resmi işlemlerin yapılması; konşimento ve ordino hizmetleri vb., talep edilmesi halinde, davacı şirket tarafından istekte bulunan gemiye verilen ve taşımacılık faaliyetinin gereği olan hizmetlerdir. Bu bakımdan; davacı şirketin, deniz taşıma araçları için yapmış olduğu söz konusu hizmetler, 3065 sayılı Kanunun 13. maddesinin (b) fıkrası uyarınca katma değer vergisinden müstesna olduğundan, temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, dava konusu tarh ve ceza kesme işlemlerini iptal eden ve sonucu itibariyle yerinde olan mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte değildir. Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, oybirliği ile karar verildi.